Covid-19 salgını sırasında Doğu Akdeniz’deki gerilim düşerken Libya krizi derinleşiyor. Salgın petrol fiyatlarını vurunca ExxonMobil, Total ve ENI, 10 ve 6 numaralı parsellerdeki sondaj projelerini durdurdu. Bu kararlar, Türkiye’nin donanması ve üç sondaj gemisiyle Doğu Akdeniz’deki haklarına sahip çıkarak önerdiği hakkaniyetli paylaşıma katkı sağlayacak mahiyette. Ancak Doğu Akdeniz denkleminin önemli ülkesi Libya’da ise taraflar arasındaki çatışma büyüme emareleri gösteriyor. Son günlerde Hafter güçleri Trablus’a roket saldırılarını artırdı. Türkiye ile İtalya büyükelçiliklerinin bulunduğu bölgeyi vurarak iki polis ve bir sivili öldürdü. Mitiga havalimanını ve kalkışa hazır sivil uçakları vurdu. Bunun üzerine Türkiye Dış İşleri Bakanlığı “Libya’daki temsilciliklerimiz ile çıkarlarımızın hedef alınması halinde, Hafter unsurlarını meşru hedef olarak telakki edeceğini” açıklamasını yaptı. Bu açıklama hem Hafter’e hem de arkasındaki güçlere Ankara’nın Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) aktif destek vermeye devam edeceğini gösterdi.
Denge değiştiren hamle
Türkiye’nin Kasım 2019’da Ulusal Mutabakat Hükümeti ile iki muhtıra imzalaması ve sonrasında verdiği askeri destek ile iç savaştaki denge değişti. Ankara, Trablus’un Hafter güçlerinin eline düşmesini engellediği gibi, UMH’nın karşı saldırıya geçmesini temin etti. Geçtiğimiz haftalarda Trablus’un batısında Tunus’a kadar olan sahili tümüyle kaybeden Hafter güçlerinin başkent ablukası tümüyle kırılmak üzere. Şimdilik kritik Vatiyye Hava üssünü elde tutsa da sahadaki gidişat Hafter aleyhinde. Alelacele kendini devlet başkanı ilan etmesi de işe yaramadı. Aksine Sebha, Murzuk, Gat ve Ubari kent konseyleri Hafter’in darbe girişimini reddederek UMH’ya bağlılıklarını bildirdiler. Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih de “süreç iyi incelenmeli” diyerek Hafter’e destek vermedi. Hafter’in “Rusya’nın telkiniyle” ateşkes ilan ettiğini söyledi.
Hafter düşer mi?
Bu gelişmeler aslında Hafter’in Libya’da kurduğu koalisyonun sanılandan zayıf olduğunu gösterdi. Yeni askeri yenilgiler alması durumunda elindeki bölgelerde aşiretlerin ve diğer grupların desteğini kaybetmesi ihtimali oluştu. Rusya, BAE, Mısır, Fransa ve Yunanistan’ın Hafter’in düşmesine göz yummaları beklenmemeli. ABD ve Fransa harici diğer Avrupa ülkeleri Trablus’un düşmesini istemezler. Ancak Türkiye’ye yakın UMH’nın tüm Libya’yı kontrol etmesine de sıcak bakmazlar. UMH, Trablus ablukasının tümüyle kırmaya, Sirte ve diğer kaybettiği bölgeleri ele geçirmeye çalışırken Hafter güçleri yeni kapsamlı saldırı için hazırlık yapıyor. Son yıllarda Ortadoğu’daki birçok gizli, kirli operasyonun arkasındaki BAE, Hafter’i ayakta tutmak için kararlı.BM kararlarına aykırı şekilde Abu Dabi hem Hafter’in kontrolü altındaki bölgelerden çıkarılan petrolü, BM kararlarına aykırı şekilde, satmasına yardım ediyor. Hem de dünyanın her yerinden yeni silahları Libya’nın doğusuna taşıyor. Yemen’deki iç savaşa müdahalesi ile güneyi koparma noktasına getiren BAE, aynı bölücü rolü Libya’da da üstleniyor. Hafter’in diğer ana destekçisi de Rusya.
Rusya yeni bir itibar peşinde
Hızla artan Covid-19 vaka sayısı ve düşen petrol fiyatları sebebiyle problem yaşayan Moskova, ambargoyu hiçe sayarak Hafter’i silahlandırmaya devam ediyor. Bir yandan Wagner marifetiyle paralı asker temin ediyor. Diğer yandan Rus uçakları Libya’nın doğusuna sürekli sevkiyat yapıyor. Geçtiğimiz hafta Rus uçaklarının Hafter’in kontrolündeki hava alanına 100’den fazla kez indiği basına yansıdı. İçerde sorun yaşayan Kremlin, Libya’da itibarını güçlendirecek hamle peşinde. Her tür operasyon ve silahın finansını BAE karşılarken bu hamleyi yapmak da hayli kolay. Zaten başkanlık seçimleri ile uğraşan ABD, Rusya’nın artan Libya angajmanına karşı sessizliğe gömülmüş durumda. Önümüzdeki günlerde Washington’un Suriye gibi Libya’yı da Rusya’nın bölgesel nüfuzuna bıraktığı konuşulacak. Libya’nın geleceği BAE gibi bölücü aktörlere bırakılamaz. Yeni barış planları gündeme alınmalı.
[Sabah, 12 Mayıs 2020].