SETA > Yorum |
Yeni Türkiye'nin Simge Projesi TANAP

Yeni Türkiye'nin Simge Projesi: TANAP

Eylül ayında Azerbaycan temelinin atıldığı TANAP'ın yarın Kars'ta yapılacak törenle Türkiye'deki başlangıcı da gerçekleşecek.

2012’de yapılan anlaşmayla başlayan Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını amaçlayan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) Projesi’nin, geride bıraktığımız 3 yılda hem küresel enerjide hem de Türkiye’nin Yeni Türkiye olma yolunda oynadığı rol güçlendi.

Çünkü Avrupa’nın enerji arzından dolayı duyduğu endişenin artması ve Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle ortaya çıkan enerji ihtiyacı, doğalgaz tedarikçileri açısından yeni alternatif arayışlarına sebep oldu. Bu alternatifin başında da TANAP Projesi geliyordu.
Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik avantajı ise, ülkeyi Avrupa’daki enerji arz güvenliği sorununun çözüm merkezi konumuna taşıdı. Ancak yadsınamayacak gerçek, Türkiye’nin bu avantajı kullanabilmesinin, sağladığı siyasi ve ekonomik istikrarla mümkün olduğudur. Aslında TANAP, Türkiye’nin geçen 12 yılda geçirdiği değişimin ve dönüşümün en önemli kanıtlarından biri.

Eylül ayında Azerbaycan temelinin atıldığı TANAP’ın yarın Kars’ta yapılacak törenle Türkiye’deki başlangıcı da gerçekleşecek. Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarının katılımıyla düzenlenecek tören, Türkiye ve Azerbaycan’ın yeni dönemde enerji alanında en etkin aktörlerden biri olacağını teyit edecek. Çünkü yüzyılın projesi olarak kabul edilen TANAP, bölgesel ve küresel enerjide kararları belirleyen ülkeleri bir nevi ilan etmiştir.

TANAP, GEÇTİĞİ ŞEHİRLERİ İHYA EDECEK

TANAP, Türkiye’nin uluslararası enerji arenasında yerini sağlamlaştırırken, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomisinde yerel dinamikleri de harekete geçirecek. Türkiye’de projenin geçeceği iller olan Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nde üretim ve istihdam alanında ciddi bir hareketlenme yaşanacak.

1800 kilometrelik enerji hattının geçeceği bu illerin alt yapısının gerçek manasıyla enerjiyle yeniden örülmesi planlanıyor. Bu hatta yaklaşık 2 milyon tona yakın borunun kullanılacağı tahmin ediliyor.

Kullanılacak boruların yerli firmalar tarafından üretilmesi için çalışmalar yürütülürken, oluşacak işgücü ihtiyacı illerde önemli oranda bir istihdama yol açacak. TANAP yalnızca inşaat sektörünü değil, birbirini tamamlayan lojistik, teknoloji gibi sektörleri de domino etkisiyle harekete geçirecek.

Türkiye’nin ülke düzeyinde başardığı kalkınma ve gelişmişlik, TANAP yardımıyla mikro düzeyde kendini gösterecek ve şehirlerin ekonomik refah ve gelir seviyesinde pozitif etki oluşturacak. Proje kapsamındaki illerin farklı bölgelerde olması da, çift taraflı bir etkileşimi beraberinde getirecek.

Bir yandan bölgeler arasındaki gelişmişlik farkı azalırken, diğer yandan farklı bölgeler arasındaki ekonomik ilişkiler güçlenecek. Tam da bu sebeple TANAP, yerel kalkınmanın kilit projelerinden biri konumunda değerlendirilmektedir.

YENİ TÜRKİYE ENERJİ HATLARI ÜZERİNDE YÜKSELECEK

TANAP Projesi, başladığı ilk andan itibaren belirli kesimler tarafından siyasi ve ekonomik nedenler gösterilerek bitirilmeye çalışıldı. Açıkçası TANAP’ın ikinci Nabucco olmasını bekleyenler ve isteyenler, yarın projenin Türkiye temelinin atılmasıyla bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacaklar.

Çünkü TANAP, yalnızca 12 yılda Türkiye’nin elde ettiği siyasi ve ekonomik başarının göstergesi değil, aynı zamanda 2023 hedeflerine kararlılıkla ilerleyen Yeni Türkiye’nin kabiliyetinin simgelerinden biri.

Enerji bağımlısı bir ülkeden, enerji arz güvenliğini temin eden bir enerji merkezi inşa eden ise, Türkiye’nin sahip olduğu siyasi ve ekonomik istikrar. Tam da bu sebeple Türkiye, TANAP’ın birincil aktörlerinden biri olmuştur. Türkiye, TANAP’la birlikte Rusya’dan gelecek doğalgazı taşıyacak olan Türk Akımı Projesi’nden de güvenle bahsedebilmektedir ve Avrupa’ya gidecek enerjinin kapısını açmaktadır.

Böyle bir vizyonla ilerleyen Türkiye’nin, enerji merkezi olmasını destekleyecek “Enerji Borsası” nın kurulması da, bu konuda kalıcı ve gerçekçi planların yapıldığını göstermektedir. Türkmenistan, İran ve IKBY’den gelecek enerji yatırımlarıyla Türkiye yalnızca enerjiyi taşıyan ülke değil, enerjiyi finansal açıdan da yöneten ülke olacaktır.

Bir yandan enerji üreten ve tüketen ülkeler arasında enerji üssü görevini üstlenen Türkiye, bir yandan da enerji piyasasının kalbi konumuna yükseliyor.

Şüphesiz Yeni Türkiye, TANAP ve Enerji Borsası gibi bu büyük projelerin üzerinde yükselecektir.

[Yeni Şafak, 16 Mart 2015]