SETA > Yorum |
Türkiye'nin Enerji Durumu ve Geleceği

Türkiye'nin Enerji Durumu ve Geleceği

Bölgeyle ilgili geliştirilen uluslararası projelerde belirleyici bir tutumla rol alan Türkiye, ken­disini enerji alanında bir aktör olarak kabul ettirmiş durumdadır.

Bölgeyle ilgili geliştirilen uluslararası projelerde belirleyici bir tutumla rol alan Türkiye, ken­disini enerji alanında bir aktör olarak kabul ettirmiş durumdadır.

Analizin tamamını indirin

Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin giderek artan enerji talebini karşılamada bilinen hid­rokarbon kaynakları açık bir biçimde yetersizdir. Türkiye, bir taraftan yerli kaynakların aranma faali­yetlerini yoğunlaştırırken, bir taraftan da yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması, enerji verimliliğinin artırılması, ülkenin coğrafi konumundan yararlanılması gibi diğer mümkün potansiyel­lerini harekete geçirmenin çabası içinde bulunmaktadır. 2001 yılından bu yana Türkiye enerji sektörü, sektörün liberalizasyonunu hedefleyen reform ça­pında çok ciddi bir yeniden yapılanma sürecinden geçmektedir. Piyasalara ilişkin yasalar çıkartılmış, ilgili ikincil mevzuat düzenlemeleri büyük ölçüde tamamlanmıştır. Böylece, rekabetçi ve şeffaf bir enerji piyasası için atılabilecek adımların önemli bir bölümü atılmış bulunulmaktadır. Türk enerji politikası bugün yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi ve enerjinin üre­timden tüketime kadar her safhasında verimliliğin artırılmasına önem ve öncelik veren, enerji kay­nağı ve ithalatta kaynak ülke çeşitlemesini ön plana çıkartan, ‘enerji koridoru’ rolüne özel bir vurgu yapan ve olmazsa olmaz olarak piyasa liberalizasyonunun altını çizen bir tutumu yansıtmaktadır. Bölgeyle ilgili geliştirilen tüm uluslararası projelerde belirleyici bir tutumla rol alan Türkiye, ken­disini enerji alanında bir aktör olarak kabul ettirmiş durumdadır. Özellikle petrol ve doğalgazın kay­nak ülkelerden kaynakları yetersiz ithalata bağımlı Batılı ülkelere taşınmasını hedefleyen boru hattı projeleri, karşılıklı bağımlılığa da vurgu yapan bugünkü Türk dış politikasında destek bulduğu kadar ona destek de vermektedir. Türkiye hem arz güvenliği ve kaynak çeşitliliğinin sağlanması, hem de uluslararası kamuoyunda iklim değişikliği bağlamında öngörülen hedeflere yakın bir hedefi gerçekleştirebilmek için nükleer enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Nükleer elektrik santralı kurma girişimlerinin Türkiye’de nükleer tekno­lojinin diğer alanlardaki (tıp, ziraat, vd.) kullanımlarında da yararlanılabilecek bir birikimin oluşması­na katkı yapması beklenmektedir.

***

Enerji alanındaki her gelişme kaçınılmaz bir biçimde Türkiye’nin durumunu değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. Bunun başlıca nedeni ise ülkemizin enerjide %70’ler düzeyinde seyreden dışarıya olan bağımlılığıdır. Dolayısıyla dışarıda baş gösteren her sıkıntılı durum, kendi kaynaklarımızın ne durumda olduğu, onların yeterince doğru değerlendirilip değerlendirilmediği ve zor günlere ne kadar hazırlıklı olunduğu konularında sorgulamaları getirir.

Ülke nüfusunun artışına ve ekonominin büyümesine paralel olarak enerjiye olan talep de artmaktadır. Ekonomik büyümenin ve nüfus artışının genellikle daha yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre enerjiye olan talepteki artış oranı çok daha yüksektir. Enerji talebindeki bu artış, Türkiye için ortalama olarak yaklaşık % 5,5–6 dolayındadır. Ancak son yıllar.