Petkim’in kuruluşunun 50. yıldönümü dolayısıyla İzmir’deki Aliağa’daki tesislerinde, Petkim’in geçmişinin ve yeni dönemde yapılması planlanan çalışmaların anlatıldığı bir tanıtım gerçekleştirildi. Benim de yerinde görme fırsatı bulduğum Petkim bünyesinde faaliyete geçecek rafineri ve işletmeler, Yeni Türkiye’nin yeni ekonomisinde öncü kuruluşlar olacak.
1965’te devlet tarafından kurulan ve 2008 yılında özelleştirilerek SOCAR’a satılan Petkim, Türkiye ekonomisinde özel bir öneme sahip. Özelleşme sürecinde örnek gösterilen Petkim, inşaattan tarıma, otomotivden elektrik-elektroniğe, ambalajdan tekstile birçok sektöre ürettiği hammaddeyle ekonomik üretimi ayakta tutuyor.
Özellikle 2008’den sonrası Petkim Yarımadası olarak bilinen alanda, hammadde üretiminin yapıldığı sektörler artarken, hammadde ürün çeşitliliği de sağlandı. Şimdi de Petkim, Türkiye’nin 2023 vizyonuna uygun yeni işletmelerle ülke ekonomisine kattığı değeri artırmayı amaçlıyor.
TANAP’IN YOLUNDA PETKİM’İN AYAK İZLERİ VAR
2011 yılında hammadde rafinerisi olarak temeli atılan Star Rafineri, 5.7 milyar dolarlık bir yatırıma karşılık geliyor. Bölgenin en büyük enerji operasyonu olarak kabul edilen bu işletme, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki TANAP Projesi’nin hayata geçirilmesinde büyük rol oynadı.
Azerbaycan doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP için böyle bir altyapının oluşturulması ve yatırımın gerçekleştirilmesi, projenin kararlı bir şekilde ilerlemesinde önemli bir faktördü.
2018’de aktif hale gelmesi planlanan rafineri 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip. Ayrıca bu rafineri, Türkiye’nin 1984 yılından sonra özel sektör tarafından inşa edilen ilk rafineri olma özelliğini de taşıyor. Rafinerinin açılması, petrokimya sektörünü dışa bağımlılıktan kurtararak üretim için gereken ürünlerin Türkiye’de üretilmesini sağlayacak.
Ülke ekonomisinin en belirgin sorunu olan girdi ithalatını düşürerek maliyetleri azaltacak bu işletme, aynı zamanda ekonomideki yapısal problemlerden olan cari açığa da çözüm getirecek. Yalnızca dizel, LPG ve jet yakıtı gibi cari açığı yükselten enerji yakıtlarının Türkiye’de üretilmesi bile yeni bir dönemin başlayacağını gösteriyor.
Ekonomik üretim için gereken girdilerin ithalatla karşılanmayarak ülke içinde üretilmesi önemli oranda bir döviz tasarrufunu da beraberinde getirecek. Farklı özellikteki ham petrollerin işleneceği rafineri, aynı zamanda yeni iş alanları, yani istihdam anlamına geliyor.
Diğer bir entegre tesis olan SOCAR Gaz, Star Rafineri’yi özellikle enerji alanında destekleyen özellikleriyle öne çıkıyor. TANAP’ta da ortak hareket ettiğimiz kardeş ülke Azerbaycan doğalgazının Türkiye’de satışını yapmak için kurulan işletme, 2013 yılında Petkim’e gaz satışına başladı.
Enerji alanında iki ülke arasında kurulan yakın ilişki, Petkim örneğinde ete kemiğe bürünüyor. Kardeşlik ve dostluk ilişkisinin boyutunun ticari ve ekonomik etkileşimle genişlemesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aliyev’in dostluğunun da büyük payı var.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ VE LİMANDA MARKA DEĞERLERİ
Diğer yandan bu yıl içerisinde açılması planlanan Petlim yatırımıyla SOCAR, konteyner terminal işletmeciliğinde marka oluşturmayı hedefliyor. Türkiye’nin en büyük üçüncü, Ege Denizi’nin en büyük limanı olacak Petkim Konteyner Limanı, Türkiye limanları için çığır açacak.
Çünkü bu liman, Türkiye’nin küresel ekonomideki yeni kapılarından biri olacak. Rekabeti artıracak ve kaliteyi yükselterek Yunanistan’ın Pire limanına alternatif getirecek. Tüm bu planlar, Türkiye’nin 2023 ekonomi hedeflerinde 500 milyar dolar ihracat, 1 trilyon dolar dış ticaret hedefine ulaşmasında pozitif bir ivme sağlayacak.
Yabancı yatırımlar konusunda ise, 1950-2002 yılları arasındaki yabancı yatırım miktarının 20 milyar doların altındayken, son yıllarda TANAP ile birlikte yalnızca Azerbaycan’dan gelen yatırım miktarının 15 milyar doların üzerinde olması, SOCAR’ın ülke ekonomisi için önemini gösteriyor.
SOCAR Türkiye CEO’su Kenan Yavuz’un enerji ve liman alanında Türkiye’nin babayiğitleri olduğunu ifade etmesi ise, artık bu alanlarda Türkiye’nin marka değeri oluşturduğunun kanıtı. 2023’de Yeni Ekonomi’yi hedefleyen Yeni Türkiye’de, enerji ve ulaşım gibi ekonominin diğer alanlarında da ipi göğüsleyecek babayiğitlere ihtiyaç var. Çünkü Yeni Türkiye vizyonuyla hareket edecek bu babayiğitler sayesinde İstanbul finans alanında, İzmir limanlar konusunda, Türkiye ise enerjide başlıca kavşaklardan biri olacaktır.
[Yeni Şafak, 6 Nisan 2015]