Akut Başkanı Nasuh Mahruki görevinden ayrılmış. Hani şu arama kurtarma faaliyetleri ile adını duyuran ama son zamanlarda arama-kurtarmadan çok siyasetle meşgul olan beyefendi. Açıklamasında muhalif kimliği nedeni ile AKUT'un zarar gördüğünü bu nedenle görevi bırakma kararı aldığını söylemişse de pek ümitlenmemek lazım. Başkanlığı bırakmış ama onursal başkanlığa devam edecekmiş. Yani bırakır gibi yapmış ama bırakmamış. İstemem diyor ama yan cebini işaret ediyor. Hayatının bundan sonraki aşaması için Nasuh Bey'e kabul buyurursa bir tavsiyem olacak. Siyaset kötü, kerih bir iş değildir. Öyle siyaset yapmıyormuş gibi yapıp sivil toplum örgütlerinin arkasına sığınıp siyaset yapmasına gerek yok. AKUT'taki görevi de bittiğine göre açıktan siyaset yapabilir. Hem belli mi olur belki anamuhalefet lideri bile olabilir.
DİKKAT KRİZ ÇIKABİLİRMİŞ
Yakın zamana kadar memlekette irtica tehlikesi vardı. Bir sabah ansızın İran olma tehlikesi ile uyanırdık. Öğleye doğru İran tehlikesi geçer yerine 'ılımlı İslam' tehlikesi başlardı. Ben diyeyim Malezya, siz deyin Endonezya olmamız an meselesiydi. Tam da bu tehlikeden dolayı ordu 2007 yılında bir elektronik muhtıra bile yayınladı. Neyse ki Erdoğan liderliğindeki AK Parti bu saçmalığa bir dur dedi de Türkiye rejim tartışmasından kurtuldu. Arada Kılıçdaroğlu başkanlık tartışmasını rejim tartışmasına çevirmeye çalışsa da kimse oralı olmuyor. Ama yeni bir korkumuz var. Her an İran olma tehlikesi bitti ama her an ekonomik kriz çıkabilir. Öyle söylüyorlar, inanırsanız! Kriz tüccarlarımız var artık. Kriz alıp, kriz satıyorlar. Evet dolar yükseldi, küresel ekonomideki gelişmeler bizi de olumsuz etkiliyor. Ve evet kış ayları biraz çetin geçebilir. Ama ülkenin kaçtığı, göçtüğü krize girdiği yok. Bir türlü gelmeyen irtica gibi bir türlü gelmeyen ekonomik krize de karnımız tok. Kriz laflarını bırakın, doğru düzgün muhalefet yapın ve siyaset üretin!BİRAZ DA AB BEKLESİN
Müzmin muhaliflere sorsan işlerin berbat gittiği bir diğer alan da AB ile ilişkilerimiz. Haksız da değiller, AB ile şu sıralar pek sıkı fıkı olmadığımız ortada. Ama neden bu bir kriz vesilesi olsun ki? AB'nin Türkiye'ye somut olarak ne faydası var ki mahrum kaldığımız da krize girelim? Suriye'de ortak mı hareket ediyoruz? Terörle mücadelemize destek mi oluyorlar? Yoksa dış politikada beraber dünyaya kafa mı tutuyoruz? Bize ekonomik yardımda bulundular, ülkemizi mamur ettiler de benim mi haberim olmadı? Bir tek daha rahat, daha kolay ticaret yapmamızı sağlayan gümrük birliği var. Ona da bir şey olmaz meraklanmayın. AB maceramız bitse de devam da etse ticaret devam eder. Çünkü iki taraf da kazanıyor. AB ile tüm ilişkilerimizi iki tarafın da kazandığı bir zemine çekmek istiyoruz. Sorun da buradan çıkıyor. AB Türkiye'yi eşit muhatap olarak kabullenmek istemiyor. İstiyor ki o söylesin biz yapalım, o çok kazansın biz az. Çok beklerler! Ne de olsa biz yıllardır bekliyoruz, biraz da onlar beklesin![Takvim, 1 Aralık 2016].