Başınız dönüyor değil mi Suriye’deki ittifaklar algoritmasına bakınca? Bilgisayarlara mavi ekran verdirecek cinsten bir algoritma bu. Türkiye gibi bir veya iki aktörü hariç tutun, Suriye’de faaliyet gösteren aktörlerin içinde bulundukları ittifak ağı tabiri caizse artık içinden çıkılmaz bir hal aldı. Kimin kimi neden ve nasıl desteklediği birbirine girmişken ortaya aynı zamanda tutarsızlıklar manzumesi bir durum da çıkıyor. Tabii ki bu durumdan en çok YPG gibi terör odakları istifade ediyor. Yapıları gereği bir hamiden diğer hamiye atlayacak veya aynı zamanda yedi kocalı Hürmüz misali birçok hamiyle dans edecek kadar kaypak bir ideolojiye sahip olan YPG’nin asıl müttefiki kim sorusuna cevap vermek de doğal olarak neredeyse imkânsız hale geliyor.
Şu ittifaklar manzumesine bir bakalım: ABD bazı Suriyeli muhalifleri destekliyor, aynı zamanda bu muhaliflere saldıran ve topraklarını kontrol etmeye çalışan YPG’yi de destekliyor. Suriyeli muhalifleri desteklerken, muhaliflere uçaklarla ölüm yağdıran Rusya’yla da aynı zeminde buluşmuş durumda. Bu da yetmiyor bir taraftan Esed’in meşruiyetini sorgularken Esed’in ‘bizim parçamız’ dediği YPG’yi işlediği tüm savaş suçlarına rağmen desteklemeye devam ediyor. DAİŞ’e karşı olduğunu söylüyor ama DAİŞ’le mücadele eden Suriyeli muhaliflerle savaşan YPG’ye verdiği destekle DAİŞ’le mücadeleye darbe vuruyor.
Rusya Esed rejimini destekliyor ama ABD ile ‘al gülüm ver gülüm’ ilişkisine devam ediyor. DAİŞ’le mücadele bahanesiyle Suriye’ye girdi ama DAİŞ’le mücadele eden Suriyeli muhaliflere ölüm yağdırıyor. YPG’yi muhalif kontenjanından Cenevre’de masaya oturtmaya çalıştı ama an itibarıyla YPG’ye tonlarca silah akıtıyor ve DAİŞ’le savaşan Suriyeli muhaliflere karşı savaşlarında YPG’ye hava desteği veriyor.
Esed rejimi tescilli bir Kürt düşmanı olmasına rağmen Suriye devriminin başından beri YPG’ye alan açıyor ve silah da dahil olmak üzere her türlü desteği veriyor. Bir taraftan kendisini ABD’ye karşı konumlandırsa da ABD’nin destek verdiği YPG’ye desteğini sürdürürken diğer taraftan da DAİŞ’le mücadele bahanesiyle ABD ile müttefik haline dönüşmeye can atar bir turum sergiliyor.
YPG ise bir taraftan anti-emperyalist muhabbetler yapıp Marksist türküler yakarken diğer taraftan da Kentucky’li bir redneck seviyesinde Amerika’yla yaptığı ittifakın verdiği dayanılmaz hafifliğin tadını çıkarıyor. ABD’nin müttefiki YPG aynı zamanda en azından kâğıt üzerinde ABD’nin rakibi olan Rusya’yla stratejik ortaklık kurmuş ve bunu sahaya ABD’nin de çıkarlarına zarar verecek ölçüde yansıtmış durumda. Stockholm sendromundan mıdır kıblesizlikten midir bilinmez Suriye’deki Kürtlere zulmüyle nam salmış Esed rejiminin bir aparatı olmaktan o kadar memnun ki ‘Esed ordusuna katılabiliriz’ şeklinde kalpler ve akıllı çocuk emojilerini Şam’a doğru gönderiyor.
Bu kafa karışıklığını etkin bir şekilde kullanan YPG, ABD ile Türkiye’nin arasında kriz çıkaracak bir zemini de elde etmiş durumda. ABD’li yetkililer açık bir şekilde ‘YPG’ye top atışını durdurun, onlar da bizim müttefikimiz’ diyebilirken YPG’ye ‘Muhaliflere saldırılarını durdurun, onlar da bizim müttefikimiz’ diyemiyor. ABD muhaliflere yardım için şart koştukları onlarca maddeyi YPG’ye yardım için koşmadıklarından meydanı boş bulan YPG, DAİŞ’i bahane ederek önceliği olan sınır bölgesini ele geçirme hayalini köy köy gerçekleştirmeye çalışıyor.
Şimdi siz karar verin YPG kimin müttefiki? ABD kimin müttefiki? Türkiye kimin müttefiki?
[Akşam, 22 Şubat 2016].