Özgür Özel’in Görevi ve CHP’nin Değişim Potansiyeli
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı geçtiğimiz hafta sonu tamamlandı ve Özgür Özel yeni genel başkan seçildi. Kemal Kılıçdaroğlu ise 2010'da CHP Genel Başkanı olmasıyla zirveye ulaşan ve o günden beri serbest düşüş içerisinde olan siyasi kariyerini yine bir mağlubiyet ve başarısızlık ile sonuçlandırdı. Dolayısıyla CHP için artık yeni bir dönem başlamak üzere.
Paylaş
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı geçtiğimiz hafta sonu tamamlandı ve Özgür Özel yeni genel başkan seçildi. Kemal Kılıçdaroğlu ise 2010'da CHP Genel Başkanı olmasıyla zirveye ulaşan ve o günden beri serbest düşüş içerisinde olan siyasi kariyerini yine bir mağlubiyet ve başarısızlık ile sonuçlandırdı. Dolayısıyla CHP için artık yeni bir dönem başlamak üzere.
Ancak Özgür Özel, her ne kadar kendilerini "değişimciler" olarak adlandıran bir grubun adayı ve kendisini değişimi getirecek kişi olarak sunsa da CHP'de durum bundan biraz farklı. Zira Özel, daha çok Ekrem İmamoğlu liderliğinde toplanan bir grup CHP'li ismin öne çıkardığı bir adaydı ve yine bu grubun desteğiyle bir tür "koordinatör" olarak genel başkanlık koltuğuna oturdu. Dolayısıyla her ne kadar genel başkan olsa da en azından henüz partisinin lideri değil. İkinci olarak ise Özel, yine değişim bekleyen parti taban ve seçmeninin bu duygusal beklentilerine seslense de CHP'nin bu konudaki potansiyeli kısıtlı. Söz konusu kısıtları oluşturan en güçlü dinamik ise CHP'nin kurumsal yapılanması.
Özgür Özel'in CHP'deki Yeni Rolü
Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekili olarak polemikçi tarzı ve kısmen medya popülaritesi ile parti içerisinde sivrilen isimlerden biriydi. Ancak bu süreç içerisinde gerek siyaset tarzı gerekse bir siyasetçi olarak sahip olduğu nitelikler, onun geniş toplumsal kesimlere veya hareketlere lider olmak yerine daha çok sözcü olabileceğini gösterdi. Dolayısıyla Özel, aslında bir parti veya grup sözcüsü olarak ideal rolünü bulmuştu.
Ancak 2023 seçimlerinde yaşanan mağlubiyet sonrası CHP elitleri arasında başlayan mücadele, Özel'i farklı bir konuma taşıdı. Zira Ekrem İmamoğlu, seçim öncesi göze alamadığı CHP liderliği için mücadeleyi, seçim mağlubiyetinin hemen ardından değişim sloganıyla başlattı. Ancak bu süreç içerisinde, özellikle CHP'li eski genel başkanlar, partinin önde gelenleri, parti içinde konumu kuvvetli ve yıllardır Kılıçdaroğlu etrafında kümelenen isimler ile yaptığı müzakereler neticesinde doğrudan CHP Genel Başkanı olmaktan vazgeçti. Çünkü hem İstanbul'un yeniden kazanılması hem de 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için CHP tek başına yeterli değildi. Üstelik parti içerisinde farklı elit gruplarıyla gireceği mücadele çeşitli ve gereksiz siyasi riskler barındırıyordu. Öte yandan İmamoğlu her ne kadar zaman zaman sarsılsa da biraz muhalefetin alternatifsizliğinden biraz da kendi kişisel niteliklerinden dolayı yalnızca CHP değil, genel anlamda muhalif seçmen nezdinde popüler isimlerin başında geliyordu. Dolaysıyla İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığını ana planı haline getirdi ve olası bir kötü senaryoda CHP'yi yedek planı olarak cebinde tutmayı tercih etti.
Söz konusu tercihin bir neticesi olarak da İmamoğlu'nun liderliğindeki CHP elitleri, değişim bekleyen taban ve seçmenin enerjisini kullanmak ve parti içinde daha rahat hareket edebilmek adına Kılıçdaroğlu yerine kendi içlerinden birini genel başkan yapmayı istedi. Bunun neticesinde polemik konusunda başarılı, kısmen genç ancak şahsi anlamda karizması ve taban nezdindeki popülaritesi kısıtlı olan Özgür Özel'i seçtiler. Özel, perde ardından İmamoğlu'nun liderlik ettiği oligarşik yapının planlarını kamuoyu önünde yürütme, üretilen değişim söyleminin sözcülüğünü yapma ve diğer siyasi liderlerle polemiğe girme görevlerini başarıyla yürütebilecek bir isim olarak değerlendirildi. Üstelik kısıtlı karizması ve popülaritesi -her ne kadar Kılıçdaroğlu örneği aksinin gayet mümkün olduğunu göstermiş olsa da- Özel'i olası bir anlaşmazlık durumunda mağlup edilecek bir isim yapıyordu. Dolayısıyla Özel, lider değil koordinatör genel başkan rolü için ideal bir isimdi ve bu misyonla genel başkan seçildi. Özel'in bu görevi ne kadar başarıyla yerine getireceğini veya bu görevi aşmak isteyip istemeyeceğini ise zaman gösterecektir.
CHP'de Değişim Ne Kadar Mümkün?
Ancak ister İmamoğlu ister Özel liderliğinde olsun, CHP'deki değişimin bir slogan veya söylem olmanın ötesine geçmesi için liderlik değişiminin ötesinde ve daha radikal adımlara ihtiyaç var. Zira CHP'nin kurumsal yapısı ve mevcut gelenekleri, kendi içerisinde dejenere bir oligarşik yapıyı devridaim haline getirmiş vaziyette. Dolayısıyla aktörler ve hatta liderler değişse de CHP'nin kendi kurumsal yapısı içerisinde elitler arası mücadeleyi önceleyen oligarşik bir yapı ürettiği söylenebilir.
Özel'in genel başkanlığı ile birlikte de bu durumun değişeceğini beklemek en azından bugün için oldukça iyimser. Bunun en temel göstergesi ise özellikle seçim sonrası kendilerini "değişimciler" olarak adlandıran kişilerin daha düne kadar Kemal Kılıçdaroğlu etrafında konumlanan elitlerden oluşması. Örneğin birkaç ay önce kamuoyuna sızan çevrimiçi toplantıda İmamoğlu ve Özel ile birlikte Engin Altay, Muharrem Erkek, Bülent Tezcan ve hatta Onursal Adıgüzel gibi yıllardır Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket eden ve aslında CHP seçmeni tarafından dile getirilen değişim talebinin doğrudan muhatabı olan isimler yer alıyordu.
Dolayısıyla her ne kadar CHP'de vitrin değişiyor olsa da parti çekirdeği kendini korumayı büyük oranda başardı. Yalnızca seçim mağlubiyetinin ardından İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu rekabetinde Kılıçdaroğlu'nun galip çıkacağını düşünen ve buna göre konumlanan elitler kaybetti. Bu sebeple CHP'deki değişim potansiyeli hala oldukça kısıtlı. Bunun en önemli göstergesi de yine Özel'in köklü bir örgütsel, kurumsal veya stratejik bir değişim planını henüz kamuoyu ile paylaşmak yerine geçmiş dönem eleştirileri ve hatalarına dayalı bir değişim söylemini tercih etmesi.
Sonuç itibariyle CHP bugün, yüzyıllık bir tarihe sahip olan ancak ivedilikle restorasyona ihtiyaç duyan tarihi bir bina gibi. Üstelik bu restorasyon kolonlar ve temel başta olmak üzere köklü ve uzun bir çalışma ile ancak mümkün. Özel'in ise şu an için dış cepheyle ilgilenmek dışında bir niyet, güç ve kabiliyeti olup olmadığı belirsiz.
[Sabah, 11 Kasım 2023]
Etiketler »
İlgili Yazılar