Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara Büyükşehir Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı kabul etti. Açıklamalara göre Yavaş projelerini Cumhurbaşkanı'na arz etmiş ve desteğini istemiş. Kabulde bunun haricinde kayda değer bir gelişme yaşanmamış. Zaten daha ne olsun. Başkentin belediye başkanı çalışmaları için başkentin ve tüm ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan destek rica etmiş. Olması gereken de bu.
Kamuoyunun böyle bir görüşmenin planlandığından son ana kadar haberi olmadı. Mansur Yavaş daha görüşme ihtimali ufukta gözükmeden "nasıl olur da bu görüşmeyi kendi siyasi kariyerim için bir hamleye dönüştürürüm" planları yapmaya başlamadı. Konuyu devamlı gündeme getirip, muhtemel görüşme üzerinden halkla ilişkiler faaliyeti yürütüp gündemde kalma derdine düşmedi. İmaj peşinde koşmak yerine dosyalarını hazırladı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti genel başkanı olan Erdoğan'ı nasıl ikna edip, desteğini alabilirim sorusuna cevap aradı. Bir büyükşehir belediye başkanı bir Cumhurbaşkanı ile nasıl görüşürse öyle görüştü. Edebiyle geldi ve edebiyle karşılandı. Hüsnü kabul ve hüsnü muamele gördü. "Edeple gelen lütufla gitti" Görüşmeden sonra da aynı edeple kurumsal bir açıklama yaptı.
Görüşmenin içeriğinde siyaset konuşulmasa da görüşmenin bizatihi kendisi siyasi anlamlar içeriyor. Her ne vesile ile olursa olsun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından muhatap alınan kişi ister istemez diğerlerinin bir adım önüne geçiyor. Bir süredir Mansur Yavaş'ın ismi Millet İttifakı'nın 2023 Cumhurbaşkanı adayı olarak daha fazla zikrediliyor. Önceleri favori aday Ekrem İmamoğlu'ydu. Ancak İmamoğlu'nun İstanbul performansının iyiden iyiye bir faciaya dönüşmesi kendisine umut bağlayanları hayal kırıklığına uğrattı. İmamoğlu da bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmeyi bekliyor. Ancak Yavaş'ın kabul edilmesini sağlayan tutumunun tam aksi davranışlar içerisinde bulunduğu için henüz umduğunu bulamadı. İmamoğlu siyasi bir fırsata çevirmek istediği randevuyu alabilecek mi bilmiyoruz ama Mansur Yavaş yönettiği belediye için bir fırsat olarak gördüğü görüşmeyi yaparak İmamoğlu'na şık bir siyasi çalım atmış oldu.
Yavaş'la İmamoğlu'nun bilek güreşi devam ededursun Muharrem İnce 2023 ateşini iyiden iyiye harlamaya başladı. Eğer öncekiler gibi bir görünüp bir kaybolmayacaksa sahalara çıkışını ve adaylığını ilan etti. Abdullah Gül de her zamanki gibi bir köşeden olanı biteni gözlemliyor. Uygun ortam bulunca kendini hatırlatıyor. "Başkaları kavga edip yorulsun, savaşın finalinde sahneye çıkar ganimeti toplarım" beklentisi içerisinde. Bu sefer başarır mı bilemeyiz. Ama taktiği hafife almamak lazım. Gül bütün bir siyasi kariyerini aynı taktiğe borçlu.
Bir de meşhur "dostlar" var. Kılıçdaroğlu iktidar için "dostları" adres gösteriyor. Akşener de "dostların" varlığını kabul etti. Gül'ün adaylığını desteklediklerini söyledi. Kendisinin de Gül'ün adaylığına kategorik bir karşıtlık içerisinde olmayacağını beyan etti. Tüm bu hesaplar iyi hoş da bir de Erdoğan'ın hesabı var. Bir randevu ile denklemi nasıl değiştirdiğini gördük. Millet İttifakı Erdoğan'ın karşısına kimi aday gösterecek henüz belli değil ama Erdoğan her durumda rakibini kendi seçecek.
[Sabah, 4 Eylül 2020].