-
Irak’ta hükümetin kurulmasının ardından son durum ne?
Irak’ta altı aylık bir sürenin ardından 6 Mayıs 2020 itibarıyla Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa Kazimi liderliğinde yeni hükümet kuruldu. Böylelikle Başbakan Adil Abdulmehdi’nin Kasım 2019’da istifasının ardından başlayan siyasi tıkanıklık sona ermiş oldu. 22 kişiden oluşan yeni kabinede 15 bakan güvenoyu alırken önerilen 5 isim ise yeterli oyu alamayarak reddedildi. Dışişleri ve Petrol bakanlıkları için oylama ise aday gösterilmemesi nedeniyle ertelendi. Önceki dönemlerde siyasi pazarlıklara konu olan içişleri ve savunma bakanlarının güvenoyu alması Irak siyaseti adına önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Boş kalan bakanlıklar için henüz bir takvim ortaya konmuş değil. Yapılan açıklamalar Parlamentonun en kısa zamanda yeniden toplanacağı yönünde. Mevcut şartlar altında Mustafa Kazimi hükümetinin temel görevi 2022’de yapılması beklenen genel seçimlere kadar ülkede siyasi süreci ve devlet kurumlarını çalışır durumda tutmak olacaktır.
Birçok Iraklı siyasiye göre Kazimi ismi üzerindeki uzlaşı bir zorunluluk sonucunda gerçekleşmiştir. Eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi ve eski Necef Valisi Adnan Zurfi’nin başarısız hükümet kurma girişimlerinin ardından yeni bir siyasi tıkanıklığın önüne geçmek için Iraklı siyasiler Kazimi’yi desteklemiştir (Sadr ve Kürt gruplarının açık desteği bilinmektedir). Taraflar arasında ismi yolsuzluklarla anılmayan ve nispeten bağımsız bir siyasi tutum içerinde olan Kazimi’nin uygun bir aday olduğu fikri hakim olmuştur. 2016’da Ulusal İstihbarat Dairesinde göreve başlayan Kazimi başta Cumhurbaşkanı Berham Salih olmak üzere birçok farklı aktörle iyi ilişkiler yürütmektedir. İran’a yakın bazı grupların itirazına karşı Amerikan yönetimi olumsuz bir tavır içerisinde değildir. Türkiye açısından Bağdat’ta bir hükümetin olması ve siyasi istikrarın sağlanması en temel beklentidir. Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla memnuniyetini dile getirmiştir.
-
Irak’ta hükümeti bekleyen sorunlar neler?
Yeni hükümetin bir geçiş hükümeti olduğu fikri yaygın olsa da Başbakan Kazimi’yi önemli sorunlar bekliyor. Ülkedeki siyasi ve devlet kurumlarının çalışır halde tutulması, Çin’de başlayan ve diğer ülkelere hızla yayılan koronavirüsle (Covid-19) mücadele, düşen petrol fiyatları, ülkede devam eden terör saldırıları ve Tahran-Washington arasında süregelen gerilim masada çözüm bekleyen sorunların başında geliyor.
Kazimi hükümeti açısından ülkedeki kurumların işlemesi ve kamu hizmetlerinin aksatılmadan yerine getirilmesi en başta gelen görevlerden biri olacaktır. Ülkenin kronik olarak yaşadığı elektrik ve su sıkıntısı gibi kamu hizmetlerinin yetersizliği toplumda büyük tepkilere yol açmaktadır. Bunların yanında sağlık hizmetleri, eğitim ve işsizlik konularında kurumların halkın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için hükümetin güçlü bir program ve irade ortaya koyması gerekmektedir.
Çin’de ortaya çıkan ve hızla diğer ülkelere yayılan koronavirüs Irak’ı da kaçınılmaz olarak etkilemektedir. Irak sağlık sisteminin gerek personel gerekse altyapı konusunda uzun süredir yaşadığı sıkıntılar pandemiyle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Ülkede ilk olarak 24 Şubat’ta Necef’te tespit edilen virüs kısa sürede ülkenin farklı bölgelerine yayılmış durumdadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre güncel vaka sayısı 2 bin 603 olurken hayatını kaybedenlerin sayısı ise 104’tür. Vaka sayısının her geçen gün artmaya devam ettiği ülkede yeni hükümetin atacağı adımlar hayati önem arz etmektedir.
Küresel olarak düşen petrol fiyatları yeni hükümetin mücadele etmesi gereken diğer bir konudur. Irak bütçesinin yüzde 90’ını petrol gelirleri oluşturmaktadır. 2020 bütçe tasarısının henüz ortada olmaması ve halihazırdaki fiyat seviyesi ekonomi açısından sürdürülebilir bir durum değildir. Genç nüfus ile birlikte işsizliğin de yüksek olduğu ülkede toplumun önemli bir kısmı devletten aldığı yardımlarla ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Petrol gelirlerinin düşmesi ulaşımdan eğitime birçok alanda aksamalara neden olacaktır. Bu durum yeni hükümeti ekonomik krizin yanında sosyal ve siyasi gerilimlerle de baş başa bırakacaktır.
Son zamanlarda DEAŞ kaynaklı terör faaliyetlerinin artması var olan güvenlik zafiyetini daha da artırmaktadır. Ülkedeki siyasi istikrarsızlık, askeri kapasite eksikliği ve koronavirüs nedeniyle ABD askerlerinin sahadan çekilmesi terörün kırsal bölgelerde yeniden alan kazanmasına neden olmaktadır. Bu durum karşısında hükümetin güçlü bir siyasi irade ortaya koyması gerekmektedir. Terörün yayılması birçok hizmetin yerine getirilmesini engellemektedir.
-
Yeni hükümetin Tahran-Washington geriliminde pozisyonu ne olacaktır?
Tahran-Washington arasındaki rekabet Irak siyasetini etkilemeye devam ediyor. İki ülke ilişkisinin gerildiği her an Irak’ta siyaset tıkanmaktadır. Kazimi öncesi gerek Allavi gerekse Zurfi’nin hükümet kurma girişimlerimde başarısız olmalarında rekabetin izlerini görmek mümkün. Kazimi açısından yeni bir şey olmayacaktır. Bağdat’ta kurulacak herhangi bir hükümet bölgesel dinamikleri göz ardı edemez. Tahran yönetiminin Haşdi Şabi grupları ve bazı siyasiler üzerinden etki alanını genişletme çabası devam edecektir. Bunun karşısında Washington yönetiminin her ne kadar pandemi ve Kasım’da yapılacak başkanlık seçimiyle meşgul olsa da Irak’ta sahip olduğu askeri üsler ve askeri kapasitesinden hareketle Tahran’a karşı pozisyonunu değiştirmesini ummak hata olacaktır. Kazimi açısından önceki hükümetlerin aksi bir siyasi tutum içerisine girmesini beklemek de gerçekçi değildir. İranlı General Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi’nin önde gelen isimlerinden Ebu Mehdi Mühendis’in öldürülmesi Irak’ın hassas bölgesel dengeler üzerinde durduğunu göstermektedir. Kazimi için en gerçekçi senaryo bölgesel aktörler üzerinden dengeli bir pozisyon almak ve iç gelişmelere odaklanmak olacaktır.
-
Yeni hükümetin Türkiye ile ilişkileri nasıl olacaktır?
Türkiye’nin güney komşularıyla olan ilişkilerinde iki temel nokta üzerinden hareket ettiği söylenebilir: (i) istikrarlı ve güvenli sınırlar, (ii) sınır ötesinden herhangi bir terör tehdidinin olmaması. Ankara, Bağdat’ta kurulan hükümetlerle olan ilişkilerinde bu iki nokta üzerinde ısrarla durmaktadır. İkili ilişkilerde bu durum sürekli olarak dile getirilmektedir. Mustafa Kazimi hükümetinin ortaya koyacağı siyasi irade bu kapsamda oldukça önemlidir. Kazimi hükümetinin Irak’ın bölünmüş siyaseti içerisine hapsolması durumunda Irak siyaseti istikrarsız bir yapıya hızlıca savrulabilir. Böyle bir durumda Ankara açısından Bağdat hükümetiyle kurulacak ilişki ehemmiyet arz etmektedir. Kazimi ve kabinesinin teknokrat ağırlıklı olması nedeniyle özellikle terör ve sınır güvenliği meselelerinde Türkiye’nin yakın markajına ihtiyacı vardır.
-
Irak’ı önümüzdeki dönemde neler bekliyor?
İç içe geçmiş sorunlar nedeniyle Irak’la ilgili olumlu bir tablodan bahsetmek oldukça zor görünüyor. Pandeminin hızla yayılması, petrol gelirlerinin düşmesi, güvenlik problemlerinin devam etmesi ve Tahran-Washington rekabeti Irak’ı büyük bir yönetim sorunuyla baş başa bırakmaktadır. Özellikle pandemi kaynaklı siyasi, ekonomik gelişmeler ve petrol fiyatların düşük seviyede seyretmesi Irak’ı ekonomik ve sosyal açıdan bir felaketle karşı karşıya bırakabilir. Böyle bir senaryonun etnik ve mezhebi fay hatlarını hareketlendirme ihtimali de oldukça yüksektir. Irak’ın yeniden çatışmacı ve istikrarsız bir yapıya savrulması ise bölge adına istenecek en son şeydir. Irak’ın bir yönetim krizi yaşaması sadece Iraklıları değil bütün bölgeyi ilgilendirmektedir.