SETA > Haber |
Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri

Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti kritik bir dönemde gerçekleşti. SETA'dan Kemal İnat ve Sadık Ünay hem bu ziyareti hem de Türkiye-Rusya ilişkilerinin siyasi ve ekonomik yönünü yorumladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti kritik bir dönemde gerçekleşti. SETA’dan Kemal İnat ve Sadık Ünay hem bu ziyareti hem de Türkiye-Rusya ilişkilerinin siyasi ve ekonomik yönünü yorumladı.

RUSYA'NIN DÖNÜŞÜ VE TÜRKİYE'YE YANSIMALARI * KEMAL İNAT

Batı ile yeniden güç mücadelesine giren Rusya eski nüfuz bölgelerini geri kazanma siyasetini Ortadoğu'ya da taşımış ve buradaki en sıkı müttefiki olan Suriye'de yaşanan iç savaşa müdahil olmuştur. Suriye'deki etkinliğini devam ettirmenin yolunun Baas rejimini ayakta tutmaktan geçtiğini düşünen Putin, Esad yönetimine her türlü desteği vermeye hazır görünmektedir. Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini ve Suriye politikasını şekillendirirken, Moskova'nın Suriye'yi Batı ile güç mücadelesinin ve küresel güç siyasetinin önemli bir sahası olarak gördüğünü bilerek hareket etmesi çok önemlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Rusya ziyareti dönüşünde verdiği mesajlar da buna işaret etmektedir. Putin ile görüşmesinde Erdoğan, önce Türkiye, ABD ve Rusya arasında Suriye sorununun çözümü için üçlü inisiyatif oluşturulmasını ve sonrasında buna İran ve Suudi Arabistan'ın katılmasını önermiştir. Dört yıldan fazla süredir devam eden iç savaşın ve acılarının sona erdirilmesi konusunda bu ülkelerin uzlaşmaları kilit rol oynamaktadır. Türkiye'nin Rusya ile Suriye, Kırım ve Ermenistan gibi konular üzerinden yaşadığı siyasi sorunları ekonomik alana taşımayan rasyonel politikasını devam ettirmesi de ekonomik kalkınması açısından büyük önem taşımaktadır. Rusya 2006'dan beri Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı ülke durumundadır ve iki ülke arasındaki enerji projeleri hem kendileri hem de bulundukları bölge açısından oldukça önemlidir. Batılı ülkeler Rusya ile yaşadıkları siyasi sorunlara rağmen kendi çıkarları doğrultusunda bu ülke ile ekonomik ilişkilerini sürdürürken Türkiye'nin bu ülkelerden gelen baskılar yüzünden Moskova ile ekonomik işbirliğini riske atmaması gerekir. Rusya ile geliştirilen ekonomik işbirliği ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile kurduğu 'güven' ilişkisi Suriye sorunu gibi bölge sorunlarının çözümü için ihtiyaç duyulan diyalog atmosferinin oluşturulması için faydalıdır.

TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİN TEMELİ EKONOMİ * SADIK ÜNAY

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova Merkez Camii'nin açılışı vesilesi ile Rusya'ya gerçekleştirdiği bir günlük çalışma ziyareti oldukça kritik bir konjonktürde gerçekleşmesi ve Vladimir Putin ile birebir görüşme imkanı sağlaması açısından son derece önemliydi. Son dönemde Türkiye ve Rusya yönetimleri spesifik konularda radikal fikir ayrılıkları yaşasalar da, bunun ikili ilişkileri gölgelemesine izin vermeme noktasında 'iki büyük güç' kararlılığı ile yol alıyor. Nitekim 'Putin planı' olarak lanse edilen IŞİD'e karşı Esed'li koalisyon önerisini Ankara'nın reddedip Suriye topraklarında bir 'güvenli bölge' talep etmesi ikili ilişkileri sekteye uğratmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'in Suriye'nin geleceği ile ilgili net bir tavır koymamasından ve butik bir Suriye kurmaya çalışan Esed'e askeri destek sağlamasından duyduğu rahatsızlığı açıkça ifade etse de, ilişkiler yara almadı. Ancak bu siyasi sorunlardan farklı olarak, Rusya'nın son dönemde yaşadığı ekonomik daralmanın ticaret hacminde tetiklediği sert düşüş, ikili ilişkilere yapısal zarar verme riski taşıyor. Geçmişte iki ülkenin farklı dış politika tercih