Türkiye'nin yapısal ve birikmiş eğitim sorunlarının çözülebilmesi ve değişimin hızından dolayı ortaya çıkan meydan okumaları zamanında yönetebilmesi için yerel perspektifin güçlendirilmesi önemlidir.[1] Değişimin hızı doğru ve hızlı karar almayı ve uygulamayı çok önemli hale getirmiştir. Durumun idare edilmesi asla yeterli değildir. Geciken doğru kararlar bile yapısal olumsuz durumların doğmasına neden olabilmektedir.
Eğitimde yerel perspektifin güçlendirilmesi sürdürülebilirlik, sürekliliğin sağlanması, az maliyetli, ekonomik çözümlerin bulunabilmesi ve eğitimcilerin lidere dönüşmesi bakımından önemlidir.
En merkezi nokta okuldur. Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin güçlendirilmesi ve lidere dönüştürülmesi gerekmektedir. Okul yöneticisi ve öğretmenlerin eğitim liderine dönüşmesinden somut anlaşılan şunlardır:
Öncelikle her bir öğrencinin beceri gelişimini hedefleyen mekanizmaların kurulmasıdır. Yazılım programlarının kullanımı, periyodik öğrenci değerlendirme toplantıları, uygulanan çözüm ile programların öğrenci üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi, periyodik beceri gelişim testleri ve bunların değerlendirilmesi bunlardan bazılarıdır.
İkinci olarak öğretim programlarında okulun inisiyatif alanının güçlendirilmesidir. Öğrencilerin durumlarına uygun olarak öğretim programının geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve izlenmesinde okul yönetiminin belirleyiciliği güçlenmelidir. Türkiye'de halen eğitim programları büyük ölçüde merkezden belirlenmektedir.
Üçüncüsü öğretmenlerin sürekli gelişiminin okul merkezli hale dönüştürülmesidir. Okul yönetiminin öğretmenlerinin öğretimsel liderlik alanındaki güçlü ve zayıf yanlarını tespit ederek zayıf yanların güçlendirilmesine sürekli yatırım yapmasıdır. Bu ise yeni başlayan öğretmenlere sürekli geri bildirim vererek, mentörlük yaparak; diğer öğretmenlere ise ihtiyaçları doğrultusunda yetişkin eğitiminin ilkelerine riayet eden, uygulamalı, klinik eğitimlerle mümkün olabilir. Öğretmenlerin vizyonerliğini geliştirecek, eğitim-öğretim faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik seminer, konferans ve kongrelere katılımı teşvik diğer bir yoldur. Etkili bir okul müdürü teşvik mekanizmalarıyla bunu başarabilir. Öğretmenleri sürece katmayan, sıkan, heyecanlandırmayan, yapılmış için yapılan eğitimlerden vazgeçilmelidir. Son zamanlarda üniversite öğretim üyelerinin ortaöğretimde ders vermesi konuşulmaktadır. Bu uygun bir yaklaşım değildir. Doğru yaklaşım öğretim üyeleriyle okul yöneticisi ve öğretmenlerle işbirliğinin güçlendirilmesidir. Çünkü her bir yaş grubu farklı pedagojik yeterlilikler istemektedir.
Dördüncü olarak okul gelişim modeli, okul yöneticisinin yönetim becerilerini sürekli geliştiren ve yeni eğitim lideri yetiştiren mekanizmaları kurabilmelidir. İyi aday öğretmenleri yönetici olmaya teşvik etmek, okul yöneticisinin gelişim programlarına katılımı bunlardan bazılarıdır.
Yerelde İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ise liderlik, denetim ve okullara destek konularına odaklaşmalıdır. Ayrıca İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri veri madenciliği ile verileri analiz ederek üst ölçekli kavrayışla liderlik ve denetleme yapabilir. Okul müdürü ve öğretmenlere yönelik okulların yapamadığı gelişim programları uygulayabilir. İl ve ilçe ölçeğinde liderlik yaparak eğitimin spesifik konularında paydaşlarla çalıştaylar düzenleyebilir.
Yerelde eğitim hizmetleri ve rol paylaşımını şema olarak şöyle gösterebiliriz:
Türkiye'de üçüncü halka olarak özellikle yerel yönetimlerin eğitimin ihtiyaçları ve dönüşümü hususunda devreye sokulması önemlidir. Yerel yönetimler açısından bakıldığında il veya ilçenin eğitim kalitesi ve buna yönelik atılması gereken adımlar belediye başkanlarının öncelikli gündem maddesi haline gelebilmelidir. Çünkü şehrin geleceğini belirleyecek en önemli unsurlardan birisi insan kaynağı kalitesidir. YÖK'ün yayınlamış olduğu "İl ve Bölge bazında 2018 YKS yerleştirme raporu" üniversite yerleşmelerinin büyük ölçüde bölgesel olduğunu göstermektedir. [2] Bunun anlamı 4-5 Büyükşehir dışında bölgeler kendi insan kaynaklarını yetiştirmektedir. Çok yakın gelecekte "vatandaş memnuniyeti "yereldeki eğitimin kalitesinden geçecektir ve bundan da belediye başkanları da sorumlu tutulacaktır. Önden giden belediye başkanları "başarılı yerel liderler" olarak anılacak ve şehir tarihinde de hak ettikleri yeri alacaklardır. Yerel yönetimlerin dışında üçüncü halka da okul aile birlikleri, şehrin üniversitesi ve ilgili sivil toplum kuruluşları yer almaktadır. Bu halkada katılım süreçlerinin kalitesi şehrin eğitim kalitesine doğrudan etki etmektedir.
[Fikriyat, 26 Ocak 2019]
[1] Bu konuyla ilgili yazılarımız: İlk yazı;
https://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/prof-dr-atilla-arkan/2019/01/17/2023-egitim-vizyon-belgesi-ve-onceliklerin-tespiti
İkinci yazı; https://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/prof-dr-atilla-arkan/2019/01/19/yerel-perspektif-ve-2023e-dogru-egitim-vizyonu
[2] http://www.yok.gov.tr/YOK_Dergisi/2018_yks_il_karnesi/2018_YKS_-lKarnesi_17012019.html