Akademik özgürlük dünyada olduğu gibi Türkiye yakın tarihinde de genişlemesinden çok kısıtlanmasıyla gündeme gelmiştir. Türkiye’de akademik özgürlük, çoğu zaman üniversite özerkliği ve rektörlük seçimlerine indirgenmiş, temel sorunlar üzerinde durulmamış ve tartışmalar bilimsel olmaktan ziyade siyasi bir niteliğe bürünmüştür. Bugün geldiğimiz noktada, yakın tarihimizdeki büyük akademik özgürlük ihlalleri son bulmuş olmasına karşın, akademik özgürlüğün kısıtlanmasına sebep olan yasal ve pratik birçok sorun varlığını halen devam ettirmektedir.
21. yüzyılda Türkiye üniversitelerinin dünya üniversiteleri arasında hak ettiği yeri alabilmesi; üniversitede akademik çevreyi oluşturan tüm bireylerin öğrenme, öğretme ve araştırma özgürlüklerinin hiçbir baskı görmeden, hissetmeden yahut oto-sansüre uğramadan çalışmalarını yapmasıyla mümkündür. Daha etkin ve verimli bilimsel çalışmalar yapmak, Türkiye üniversitelerini dünyada daha iyi bir yere taşımak ve dolayısıyla Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için, akademik özgürlüğün var olduğu ve sürdürülebildiği kampüs ortamları yeşertmek en öncelikli politika hedefi olmalıdır.