Ä°srail, kurulduÄŸu 1948 yılından bu yana OrtadoÄŸu’da istikrarsızlığın ve çatışmaların ortasında yer alan ülkelerden biri olageldi. BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) kararı ile kurulan ve Avrupa baÅŸta olmak üzere pek çok ülkeden göç eden Yahudilerin oluÅŸturduÄŸu Ä°srail devleti, toprakları ellerinden alınan Filistinliler ve bölgedeki Arap ülkelerinin onu resmen tanımaması dolayısıyla meÅŸruiyet sorunu yaÅŸayageldi.
1967 Arap-Ä°srail savaÅŸlarındaki iÅŸgalleri müteakiben Filistin toprakları üzerinde kurulan yeni yerleÅŸim üniteleri, koloniler halinde geniÅŸledi. Filistinliler, tüm bu iÅŸgal ve kolonileÅŸtirme siyasetine karşı direnmek amacıyla çeÅŸitli giriÅŸimlerde bulundular. Örgütler kuran Filistinliler, zaman zaman Ä°srail güvenlik güçleri ile çatışmalara girdiler.
Madrid ve Oslo Barış GörüÅŸmeleri'nde bazı konularda uzlaÅŸmaya varılmasına raÄŸmen Filistin konusunda nihai bir anlaÅŸma bir türlü saÄŸlanamadı. Bir güvenlik devleti olarak temayüz eden Ä°srail, 1967’den bu yana 750 bin Filistinliyi hapse attı. Ayrıca Gazze ve Batı Åžeria’nın ekonomik geliÅŸmesine engel olmak için duvarlar ördü ve bölgeyi abluka altına aldı. Özellikle ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto koruması altında ÅŸiddet politikalarını sürdüren Ä°srail, 2008 ve 2012 yıllarında Gazze'ye can ve mal kaybına neden olan saldırılarda bulundu.
Ä°SRAÄ°L'Ä°N KOLONÄ°LEÅžTÄ°RME POLÄ°TÄ°KALARINA DÄ°RENÇ
Filistin’in BM’de üye olmayan gözlemci ülke olarak tanınması, Hamas ve Fetih grupları arasındaki yakınlaÅŸma, DoÄŸu Akdeniz’de doÄŸalgaz rezervlerinin bulunması, bölgesel jeopolitiÄŸi Ä°srail aleyhine deÄŸiÅŸtirebilecek yeni bir durum yarattı. Bundan rahatsız olan Ä°srail, kaçırıldıktan sonra ölü bulunan üç Ä°srailli'yi bahane ederek Temmuz 2014'te Gazze’ye büyük bir saldırı baÅŸlattı.
Yıllardır Ä°srail politikalarının eleÅŸtirileri söz konusu olduÄŸunda, antisemitizm etiketlemesi araç olarak kullanıldı. Böylesi bir etiketlemeden endiÅŸe duyan aydınlar ve politikacılar, Ä°srail'in saldırıları karşısında hep suskun kalmayı tercih ettiler. Ancak son Gazze saldırıları, bu endiÅŸelerin kısmen de olsa ortadan kalktığına iÅŸaret ediyor.
Ä°srail'in Gazze'de yürüttüÄŸü operasyon, neredeyse her ülkede tepkilere neden oldu. Özellikle sivil kayıpların çok oluÅŸu ve BM okulu gibi korunaklı yerlere yapılan saldırılar, ciddi eleÅŸtirilerin dile getirilmesine yol açtı. Ä°srail'in, Filistin Sorunu'na bakışı ve askeri operasyonlara dayalı devlet politikası, sadece Müslümanlar tarafından deÄŸil her din ve milliyetten insanlar tarafından kınandı. Özellikle New York ve Londra gibi kentlerde yaÅŸayan Yahudiler de orantısız güç kullanımını eleÅŸtirmek amacıyla diÄŸer grupların düzenlediÄŸi protestolara katıldılar.
Ä°srail devletinin takip ettiÄŸi siyaseti eleÅŸtirmek, zaman zaman antisemitizm ile karıştırılıyor. Bazı Yahudi lobi kuruluÅŸları da Ä°srail eleÅŸtirisini özellikle Yahudi karşıtlığı olarak göstermeye çalışıyor. Antisemitizm, inanç ve kimliklerinden dolayı Yahudilere karşı olmayı içeren ve onlara siyasal ve toplumsal meÅŸruiyet tanımayan bir kavramdır. Antisemitizm olgusu ve Yahudileri gettolara yerleÅŸtirerek onlara karşı ayrımcı politikalar uygulanması, Batı dünyasında baÅŸlamış ve trajik sonuçlar doÄŸurmuÅŸtur.
Antisemitizm, Batı uygarlığının öteki ile bir arada yaÅŸama konusunda karşılaÅŸtığı meydan okumaların ürünüdür. Ä°kinci Dünya Savaşı'nda zirve yapan antisemitizm, milyonlarca Yahudinin toplama kamplarında sistematik olarak öldürülmesi, yani soykırım ile sonuçlandı. Halen de pek çok Batı ülkesinde antisemitizmin var olduÄŸu ve artış gösterdiÄŸine iliÅŸkin raporlar yayımlanıyor. Batı kültüründe ortaya çıkan Yahudi karşıtlığının, zaman içerisinde diÄŸer ülkelere de yayıldığı görülüyor.
Ä°SLAM, YAHUDÄ°LÄ°K VE ANTÄ°SEMÄ°TÄ°ZM
Ä°slam dini, özü itibariyle kendisini Yahudilik ve Hristiyanlığın devamı olarak görür. Aynı geleneÄŸin bir parçası olarak gördüÄŸü bu dinlere ve bu dinlerin mensuplarına bakış açısını da iÅŸte bu arka plan belirler. Ä°slamiyetin ilk ortaya çıktığı yıllardan itibaren yapılan anlaÅŸmalar ve Medine Vesikası'nda da görüldüÄŸü gibi diÄŸer din mensupları ile bir arada yaÅŸamanın sosyolojik ve siyasal temelleri kurulmuÅŸtur. Ä°ÅŸte bu nedenle Ä°spanya'dan göç etmek zorunda kalan Yahudiler, Osmanlı topraklarında kendilerine korunaklı bir alan bulabilmiÅŸlerdir.
Osmanlı döneminde oluÅŸturulan 'Millet Sistemi', Yahudi ve Hristiyanların kendi eÄŸitim kurumlarını kurma, kendi dillerinde eÄŸitim yapma ve kendi ÅŸeriatlarını/hukuklarını uygulama özgürlükleri saÄŸlıyordu. Ä°kinci Dünya Savaşı'nda da bazı Türk diplomatların Yahudileri korumaya yönelik çabaları oldu.
Fakat Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nun yıkılmasının ardından gelen ulus devlet kurma ve kimlik politikaları, çokkültürlü yapı yerine homojen bir ulus inÅŸa etme sürecini baÅŸlattı. Bu dönemde etnik ve dini azınlıkların ayrımcılık ve hak ihlalleri ilgili ciddi sorunlar yaÅŸadığı biliniyor. Ancak bu ihlaller, sosyolojik bir karşıtlık, talep ve eÄŸilimin deÄŸil dönemin ideolojik tercihlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı.
ANTÄ°SEMÄ°TÄ°ZM ETÄ°KETLEMESÄ° Ä°ÅžE YARAMIYOR
Ä°slamiyet, din özgürlüklerini, öteki inanç ve kültürlere hoÅŸgörüyü esas alan bir dindir. Lakin tarihsel ve siyasal kırılmalar, Müslümanlar ile diÄŸer din mensuplarının iliÅŸkilerine de yansıdı. Bu nedenle konjonktürel geliÅŸmelerin ortaya çıkardığı sonuçları dinin özüne mal etmek mümkün deÄŸildir.
Ä°slamiyet, kategorik bir Yahudi düÅŸmanlığını onaylamadığı gibi, Yahudilere yönelik ÅŸiddet ve nefret içeren bir dil ve söylemi de onaylamaz. Ama Müslümanların da, diÄŸerleri gibi Ä°srail'in devlet politikalarını eleÅŸtirmeye, kınamaya ve protesto etmeye hakları vardır. Ve bu hakkı kullanmaları, antisemitizm olarak deÄŸerlendirilmemelidir.
DiÄŸer yandan Müslümanlar da bu hakkı kullanırken, benimsedikleri dil ve yönteme özen göstermelidirler. Ä°srail devletinin ÅŸiddet politikalarından duyulan kaygı, asla Yahudi yazar, sanatçı, din adamı gibi bireylere ve Havra gibi Yahudi kurumlarına karşı bir öfkeye yönelmemelidir. Antisemitizm, Ä°slam kültürünün bir ürünü deÄŸildir ve sosyolojik karşılık da bulamamaktadır. Ä°slamiyetin özüne uygun olan da budur.
Ä°slam dünyasında ciddi bir Ä°srail eleÅŸtirisi olduÄŸu doÄŸrudur ve bunun haklı gerekçeleri vardır. Bu eleÅŸtiri dalgası, Ä°srail politikalarına geleneksel olarak olumlu bakan ülkelere de yayılmaya baÅŸlamıştır.
Artık antisemitizm etiketlemesi ile dünyanın vicdanını susturmak mümkün görünmüyor.
[Al Jazeera, 15 AÄŸustos 2014]