AMERİKA RUSYA'NIN HAMLESİNE NASIL KARŞILIK VERECEK? * MURAT YEŞİLTAŞ
Obama yönetiminin Suriye krizine yönelik politikasını belirleyen üç temel eksen vardı: Mümkün olduÄŸunca askeri müdahaleden kaçınmak, bölgesel aktörler üzerinden krizi yönetmek ve IŞİD ile mücadelede uluslararası bir koalisyonla birlikte ılımlı yerel unsurları kullanarak iç savaşın ortaya çıkardığı radikalleÅŸme ve terörü bitirmek. Ancak Washington yönetimi, krizin derinleÅŸen her safhasında seçici bir stratejik angajmana girerek açık bir politika ortaya koyamadı ve Suriye muhalefeti konusunda oldukça muÄŸlak bir tavır takındı. Ä°lk olarak, askeri müdahale konusundaki çekinceleri zamanla ABD'nin caydırıcılık gücünü zaafa uÄŸrattı. Ä°kinci olarak bölgesel aktörlerle kurmaya çalıştığı rejim karşıtı iÅŸleyebilir bir ittifak stratejisini oluÅŸturamadı ve parçalı bir ittifakın ortaya çıkmasına neden oldu. Son olarak da IŞİD ile mücadele için öngördüÄŸü baÅŸarıyı elde edemedi ve geçtiÄŸimiz bir yılı aÅŸkın süre içinde IŞİD'in sadece ilerleyiÅŸini durdurabildi. Obama her ne kadar geçen haftaki BM konuÅŸmasında Esed'i "zalim bir tiran" olarak nitelendirip Esed'li bir çözüme karşı çıksa da Suriye krizini IŞİD ile mücadeleye indirgemesi nedeniyle özellikle Rusya karşısında zayıf gözüktü. Rusya ise Suriye krizini bir bütün olarak ele aldı ve ana hedefini Esed rejiminin ayakta kalmasını saÄŸlamaya yöneltti ve de Suriye üzerinden oyun kurucu bir inisiyatif almak için hesaplar yaptı. Sonuçta, ABD bir taraftan Suriye krizinde belirleyici bir aktör olmaktan çıkıp inisiyatifi elinden kaçırırken oluÅŸan güç boÅŸluÄŸunu Rusya hava saldırıları baÅŸlatarak doldurmuÅŸ oldu. Ancak Rusya'nın müdahalesi Washington yönetimi açısından Suriye krizini daha da karmaşık hale getirdi. Yapılan haberlere göre yönetim, Rusya'nın böylesi bir askeri müdahaleyi yapacağını dahi beklemiyordu. Rusya'nın hava saldırılarında IŞİD yerine ABD'ye yakın muhaliflerin kontrol ettiÄŸi alanları tercih etmesi, büyük bir askeri ikmal yapması, NATO üyesi Türkiye'nin hava sahasını ihlal etmesi ve ABD uçaklarıyla karşı karşıya gelmesi ABD'nin de tepkisini çekti. Åžimdi Obama yönetimi Suriye krizinin daha da derinleÅŸmesini önlemek için Rusya faktörüyle uÄŸraÅŸmak zorunda. Ancak bunun için hali hazırda ne yapılması gerektiÄŸi konusunda da bir kafa karışıklığı söz konusu. Muhtemelen Obama, Rusya'nın rejim karşıtı bazı muhalif grupları hedef almasına da ses çıkartmayarak "radikal temizlik iÅŸini" Putin'e havale etmiÅŸ gözüküyor.
TÜRKÄ°YE NE YAPMALI? * MUHÄ°TTÄ°N ATAMAN
Türkiye, Suriye'den kaçmak zorunda kalan iki milyonun üzerindeki mülteciye ayrım yapmaksızın kapılarını açtı ve mali imkânlarını zorlayarak ÅŸu ana kadar 7,5 milyar dolar civarında para harcadı. Türkiye, yaklaşık beÅŸ yıldır bölge ülkelerinden ve Batılı güçlerden mülteciler, Suriye muhalefeti ve Esed rejiminin katliamlarının önüne geçilmesi konularında destek beklemiÅŸtir. Ancak, bütün taraflar büyük bir umursamazlıkla Türkiye'yi yalnız bırakmıştır. ABD baÅŸta olmak üzere Suriye krizinde lakayt ve mütereddit bir siyaset izleyen Batılı devletler son günlerde Rusya'nın oyun deÄŸiÅŸtirici hamlesi karşısında ÅŸaÅŸkınlık içinde kalmışlardır. Peki Türkiye, Rusya'nın son hamlesi karşısında ne yapmalıdır? Buna verilecek ilk cevap, dost veya düÅŸman hiçbir ülkeye güvenmemesi gerektiÄŸidir. Çünkü bugüne kadar, Türkiye müttefikleri tarafından yalnız bırakılmıştır. Hatta, Batılıların Suriye'deki ılımlı muhaliflere esirgediÄŸi destek, Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüÄŸü PYD'ye verilmiÅŸtir. Ä°kincisi, Suriye krizini bir Türk-Rus sorununa dönüÅŸtürmemeye dikkat etmelidir. Türkiye ile Rusya arasında ciddi bir karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Åžimdilik Rusya'nın telafisi imkânsız bir davranışı da olmamıştır. Ä°ki ülke arasındaki ekonomik iliÅŸkiler oldukça yoÄŸundur, özellikle Türkiye'nin kullandığı doÄŸalgazın yansından fazlasının Rusya'dan temin edildiÄŸi unutulmamalıdır. Rusya'dan da iyi bir müÅŸteri olan Türkiye'yi kaybetmeyeceÄŸi beklenir. Üçüncüsü, her ÅŸeye raÄŸmen Türkiye NATO müttefikleriyle birlikte hareket etmelidir. Her ne kadar NATO üyeleri Türkiye'den farklı beklentiler içinde olsa da, Rusya'nın gücü ancak NATO ittifakı ile dengelenebilir. Batılı ülkelerin Rusya'nın bu hamlesine karşı Türkiye'ye daha yakın durmak zorunda kalacakları söz konusu olabilir. Dördüncüsü, Türkiye Batılı devletlerin de desteÄŸini alarak Suriye'nin kuzeyinde kurmayı düÅŸündüÄŸü güvenli bölge projesini gerçekleÅŸtirmelidir. Çünkü Rusya'nın müdahalesi, aynı zamanda muhalif grupların stratejik üstünlük saÄŸlamalarına yardımcı olacak Türkiye'nin bu hamlesini engellemeye dönüktür. BeÅŸincisi, Türkiye Ukrayna'dan sonra Suriye'de de karşı karşıya kalan ABD liderliÄŸindeki Batı ile Rusya ve müttefikleri arasında diplomatik bir kanal açmaya çalışarak hem üstündeki baskıyı hafifletebilir hem de iki taraf arasındaki sıkışmışlıktan kurtulmuÅŸ olur.
[Sabah Perspektif, 10 Ekim 2015]