Benim oğlumun adı Muhammed Mustafa idi, çağırırken ismiyle gurur duyuyordum. Duydum ki saçma sapan bir isim takmışlar, 6 yıldır haber yok".
"Kızım 14 yaşındaydı, kendi halinde, siyasetle ilgilenmez, beni hiç bir zaman kırmazdı. Tek amacı babasının umursamazlığını telafi ederek bana yardım etmekti".
"Oğlum 8 yaşındaydı. Başka bir şey söylememe gerek var mı"?
"Oğlum 12 yaşındaydı, piknik diye götürdüler, bir daha da geri gelmedi".
"Biz köyde fakirdik, üstüne babamın ölümü yumuşak karnım olmuştu. Bunu kullandılar, aileme yardım etme sözü vererek beni kandırdılar".
Diyarbakır annelerinin her birinin hikayesi farklı ama söyledikleri şey aynı: "Biz buradayız, çocuklarımız gelene kadar ayrılmayacağız".
…
Hacire Anne, çok içten bir tepki ile HDP il başkanlığının önünde dağ gibi oturarak "çocuğum gelene kadar kalkmayacağım" dediğinde nasıl bir dalga yaratacağının farkında değildi.
Bu meselenin hikayesi çok basit fakat bir o kadar dirayetle dolu. 2010 yılında Mersin'de ekmek parası için çalışan oğlu dağa kaldırılmıştı. İkinci oğlunu teröre kaptırmaya hiç niyeti yoktu. Gitti HDP'nin önünde oturdu ve iki gün sonra oğluna kavuştu.
Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye'nin bir çok köşesinden aynı umutla bir çok aile aynı eyleme imza atmaya karar verdi. Diyarbakır'da bugüne kadar oturma eylemine katılan aile sayısı iki yüzü, dönen çocukların sayısı yirmiyi geçmiş durumda.
Dahası Diyarbakır'da başlayan bu eylem Hakkari, Şırnak, Van ve Muş'a yayılmış durumda. Bu illerde de anneler HDP il başkanlığının önünde toplanıp çocuklarının geri gelmesini istiyorlar.
Anneler çocuklarını terör örgütünden istemek için HDP il başkanlıklarının önüne toplandığında herkesin kafasında aynı soru belirmişti: Neden HDP'nin kapısını çalıyorlar?
Annelerin çocuklarını geri getirmek için HDP'nin kapısını çalmaları aslında bu eylemlerden çok öncesine dayanıyor. Çocuklarının kaçırıldığını ya da kandırılarak dağa kaldırıldıklarını duydukları anda çaldıkları ilk kapılardan biri HDP'nin kapısı olmuş. Bu durumun iki temel sebebi var: çocukların dağa kaldırılmasında HDP'nin doğrudan oynadığı rol ve HDP'nin örgütle olan bağlantısı.
Buna karşın parti yöneticilerinin kapılarını çalan ailelere karşı tavrı nobranca. Kimi zaman dalga geçmişler, bazen uzun süreler oyalamışlar, kimi zaman ise çocuklarının ne kadar doğru bir iş yaptığına inandırmaya çalışmışlar.
Dikkat edilirse anneler oturma eylemi başlattıktan sonra da HDP yöneticileri benzer tavırlar gösterdiler. Anneleri suçladılar, hedef gösterdiler ve provoke ettiler. Diyarbakır il başkanlığı binayı kapatıp gitti. Van'da ise toplanan annelerin sesini kısmak için tencere tava ya da çok yüksek sesle müzik çalarak ciddi bir provokasyona imza atıyorlar.
Halbuki bu annelerin feryadı çocukları içindi. Parti yöneticileri bu tavırları takınacaklarına destek verselerdi çok daha farklı bir tablo ortaya çıkabilirdi. Terörle arasına mesafe koymaya buradan başlayabilirdi. Ancak tam aksine, annelerin HDP'ye karşı suçlamalarını haklı çıkaracak şekilde davrandılar.
Anneler bu eylemlerine kararlı bir şekilde devam ediyorlar. Kimileri çok kimisi ise daha az ümitli. Ancak hepsi aynı dirayet ve kararlılığa sahip. Valilik ve emniyet görevlileri de büyük bir itina ile eylemlerin amacı dışına çıkmaması için büyük bir özveri ile çalışmaya devam ediyorlar. HDP yöneticilerinin provokasyonlarına rağmen bugüne kadar tek bir istenmeyen olay yaşanmadıysa ailelerin ağırbaşlılığı ve emniyetin itinalı çalışması sayesindedir.
[Sabah, 17 Nisan 2021].