Yakın zamana kadar belirli bir çevrenin haber kaynakları arasında başlıktaki Twitter hesabı vardı. Yazdıkları neredeyse sorgusuz sualsiz itibar görüyordu. Bu hesap yalan paylaşımlarından dolayı beş ekimde Twitter şirketi tarafından askıya alındı. Oldukça geç alınmış bir karar olmasına rağmen yine de hesabın kapatılmış olması olumlu bir adım. Çünkü hesaptan yapılan paylaşımlar ve hesabın kendini konumlandırma biçimi toplumsal alana adeta zehir akıtan bir söyleme sahipti. Bu bağlamda hesabın profiline bakmakta fayda var.
Maskeleme Yöntemi
@Haluk70721982 isimli hesabın profilinde "ölümüne ATATÜRK. yobazlar ve ak koyunlar az ötede oynayın, yoksa silerim.." ifadesi yerleştirilmişti. Sabitlenmiş tiwitinde ise fotoğraf eşliğinde "Mustafa Kemal Atatürk diye bir hastalığımız var. Allah şifa vermesin" cümlelerine yer verilmişti. Klasik maskeleme yöntemi kullanılmış. Hesap bir kişi veya bir ekip tarafından mı kullanılıyordu tam olarak bilinmiyor. Ama yalanlarını perdelemek için Atatürk adını bir maske olarak kullandığı çok açık.
Profilinde sahte isim ve fotoğraf kullanan pek çok hesap var. Fakat bu hesabın özelliği ise yazdıklarının kendini okumuş, yazmış, gezmiş vs. bağlamında konumlandırarak ayrıcalıklı gören belirli bir kesim tarafından ana akıma taşınması ve ona mutlak doğru muamelesi yapılmasıydı. Normal koşullarda kimliği belirsiz bir hesaptan yapılan paylaşımların ana akıma taşınması sırasında işletilmesi gereken kontrol mekanizmasına nedense başvurulmadan köşe yazıları yazıldı veya sosyal medya paylaşımları yapıldı.
İlgili hesaptan yapılan paylaşımlarda dindarlara yönelik pek çok iftira vardı. Fakat özellikle Diyanet ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın hedefe konulması daha ön plandaydı.
Pek çok kez bu hesaptan atıf yapılarak veya atıf yapılmadan yazdıklarına doğru muamelesi yapıldı. Kurumlar ve kişiler zan altında bırakıldı.
Ünlü İsimler
Sahte sosyal medya hesabı tarafından sair zamanlarda yapılan üç paylaşım ana akımda yer alan gazeteciler ve yorumcular tarafından alıntılanmıştı. Gazeteci Kenan Kıran sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda bu isimlerin arasında Fatih Altaylı, Sevilay Yılman, Ahmet Yavuz, Emin Çapa ve Metin Uca'nın yer aldığını detaylı bir inceleme sonucunda ortaya koydu. İlgili isimlere gazeteciliğin temel ilkelerini hatırlatarak sahte hesaptan yaptıkları alıntıları silmelerini ve kamuoyundan özür dilemelerini de önerdi.
Fakat sahte hesaptan yapılan alıntılar konusunda hata yapıldığı muhatapları tarafından kamuoyuna deklare edilmediği için sonraki süreçte de bu türden alıntılar devam etti. Her seferinde paylaştıkları içerikler ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yalanlanmasına rağmen benzer yalanlar devam etti. Enteresan olan sahte hesabın öyle bir alıcı kitlesi var ki, hesap askıya alındıktan sonra bile Diyanet İşleri Başkanı hakkında paylaştığı yalanlar ekran görüntüleri üzerinden alıntılanmaya devam etti. Bunlardan birisi de CHP'li Hüsnü Bozkurt oldu. Meselenin sosyolojik boyutu ve Türkiye'deki maalesef kökleşmiş İslamofibi ile yakın bir ilişkisi olduğu vurgulanabilir. Fakat bu bahsi diğer bir konu.
Hesaba Neden Güveniliyordu?
Dolayısıyla hesabın kendisi sahte. Fotoğraf sahte. Yazdıkları yalan. Diyanet tarafından defalarca açıklama yapılmış. Buna rağmen ilgili hesaba atıf yapılmaya nasıl devam edildiği ise önemli bir soru işareti olarak ortada duruyor. Henüz bir özeleştiri yapan yok. Bu yüzden sahte hesabın kapatılması iyi bir gelişme. Fakat yine de bazı soru işaretlerini gidermeye yetmiyor. Çünkü böylesine bir yalan makinesine "güvenilir kaynak" muamelesi yapmak mesleğin bütün prensiplerine aykırı.
Hesabın kendini "Atatürkçü" şeklinde konumlandırmış olması da bu yalanların doğru kabul edilmesini tam olarak açıklamıyor. Çünkü aynı yöntemi kullanan pek çok FETÖ ve PKK militanı da var. Kalpaklı Atatürk fotoğrafını profiline koyarak kendi ajandalarının peşinde gidiyor hepsi. Dolayısıyla burada akla öncelikle @Haluk70721982 fake hesabının mahalleden biri olup olmadığı sorusu geliyor? İkinci olarak da kayıtsız şartsız bu sahte hesaba atıf yapan isimlerin aslında gazeteciliğin temel kriterlerinden haberinin olup olmadığı sorusu akla geliyor?
Neresinden bakılırsa bakılsın vahim bir durum.
Düzeltme Yapılmalı
Normal koşullarda sahte bir hesabın böylesine itibar görmesini açıklamak çok zor. Çünkü hem medya okuryazarlığı kapsamında hem de çeşitli vesilelerle uzmanları tarafından o kadar anlatılıyor ki sağda solda ne ve kim olduğunu bilmediğiniz hesaplardan yapılan paylaşımlara itibar etmeyin veya edecekseniz de mutlaka ilgili taraflara doğrulatın diye… Fakat bırakın taraflara doğrulatma mekanizmasının işletilmesini sahte bir hesaptan yapılan paylaşımlara mutlak doğru muamelesi yapılarak ana akıma taşındığı görülüyor bu örneklerde. Sahte hesabın Twitter şirketi tarafından yalanlarından dolayı askıya alınmasının onu kaynak göstererek Diyanet İşleri Başkanlığına iftira atanlara ders olması gerekiyor. Sadece ders çıkartmakla kalınmaması ve geriye dönük şekilde düzeltmelerin de yapılması benzer problemli durumların yeniden yaşanmasının engellenmesi konusunda önemli bir katkı verebilir.
[Sabah, 10 Ekim 2020].