Kritik bir zamanda Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) ile Rus muadilinin organize ettiği bir yuvarlak masa toplantısında Türkiye-Rusya ilişkilerinin farklı boyutlarını tartışmak için Moskova’daydık. Zamanlama iki ülke arasındaki mevcut gerginlikleri hesaba kattığımızda mükemmeldi. Benim de konuşmacı olduğum oturumda Rusya’nın Ortadoğu politikalarının iki kilit isminin de konuşmacıydı. İsimlerden birisi Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Putin’in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, diğeri ise Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Başkanı Vitaliy Naumkin. Her ikisi de başta Suriye olmak üzere Ortadoğu politikalarında mutfakta yer alan isimler. Toplantı boyunca belki de en fazla dikkat çeken nokta, ev sahibi tarafın ilişkiler konusunda ekstra hassas davranmasıydı. Türkiye tarafından dillendirilen sınır ihlalleri, Suriye’de DAEŞ’in değil muhaliflerin hedef alınması, Ukrayna ve Ermeni meselesi gibi konularda tartışmaya girmekten genel olarak kaçınan ve daha çok ilişkilerin ikili yönüne vurgu yapan bir Rus tarafı söz konusuydu.
Toplantı ve toplantı aralarında edindiğim genel izlenim, ikili ilişkilerin kökten bozulmasının mümkün olmadığıydı. Karşılıklı bağımlılık ilişkisi dışında Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerini gerçekten de önemsediği oldukça bariz. Rusya mevcut konjonktürde Türkiye’yi karşısına almak istemiyor. Türkiye de Rusya’yla derin bir krize girmek istemiyor. Sınır ihlali gibi konuların hatayla yapıldığı konusunda ısrarcı olsalar da ihlallerin sıklığı bu argümanın pek inandırıcı olmamasına sebep oluyor. Rusya sanırım ihlalleri, Suriye’de Türkiye’yi Rusya’yla uluslararası koalisyon ve İsrail gibi bir koordinasyona girmesi konusuna razı etmek için kullanıyor. Hatta Türkiye ile koordinasyon yapalım, Türkiye göstersin biz vuralım şeklinde kimsenin inanmadığı bir cümle bile kurdu Ruslar. Genelkurmay başkan yardımcılarını Türkiye’ye göndermeleri yine de önemli. Suriye müdahalesine fazla yatırım yaptıklarından, bu süreçte bir kazaya maruz kalmamak için koordinasyonu genişletmeye çalışıyorlar.
Suriye politikasının uzun vadeli ayağı konusunda Ruslardaki kafa karışıklığı dikkat çekiyor. Müdahale başladı fakat Ruslar bunu aylarca devam ettirebilecekler mi sorusuna kendinden emin bir cevap verilmiyor. Dahası muhalefetin Rus destekli Esed-İran-Hizbullah karşısında şimdiye kadar ortaya koyduğu performans ve tank avı karşısında Rusya’nın müdahalesinin uzatılmak zorunda kalması ihtimali üzerine pek düşünülmemiş. Müdahale karşısında muhalefetin hızlıca eriyeceği veya uğrayacağı ağır zayiatla bir Rus “harikası” olan De Mistura Planı’nı kabul etmek zorunda kalacağı üzerine hesap yapılmış. Bu da Rusların neden DAEŞ’i değil muhalefeti vurduğu hakkında fikir veriyor. Yani hedef muhalifler ve amaç ya muhalefeti bitirmek ya da şartlarını Rusların belirlediği bir geçiş dönemine muhalefeti razı etmek.
Rusların uzun vadeli planının ne olduğu konusundaki kafa karışıklığı, mevcut müdahalenin sonuç alıp almayacağı konusundaki belirsizlik ve muhalefetin şu ana kadarki performansı sebebiyle Rus tarafında da müdahalenin yanlış olduğunu düşünenler var. Eğer muhalefet Rus müdahalesini ve karadan saldırıları püskürtmeye ve bu arada karşı tarafa zayiatlar verdirmeye devam ederse Rusya ile birlikte Esed rejiminin katliam dostlarında da ciddi tartışmalar başlayabilir. Yine de muhaliflerin işi oldukça zor, moralleri üst seviyede ama askeri ekipmanları değil.
[Akşam, 19 Ekim 2015]