Ketaib Hizbullah örgütü, geçen hafta Irak'ın Kerkük bölgesinde bulunan koalisyon güçlerine ait bir üsse saldırdı. Atılan 30'un üzerinde roket sonucunda bir ABD vatandaşı öldü, dört ABD askerinin yanı sıra iki Irak askeri de yaralandı. Bunun üzerine, ABD Savunma Bakanlığı, örgüte ait Irak ve Suriye'deki 5 hedefi vurduklarını duyurdu.
Uzmanlar, İran'a yakınlığıyla bilinen Ketaib Hizbullah (KH) örgütünün saldırısı ve sonrasında ABD kuvvetlerinin yaptığı hava saldırılarını AA muhabirine değerlendirdi.
- "İRAN ABD'YE DİŞ GÖSTERMEK İSTİYOR"
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Uysal, İran'ın ABD yaptırımları nedeniyle oldukça sıkıştığını, Irak'ta son dönemde yaşanan protesto gösterilerinin de İran'ın bu ülkedeki çıkarını bozduğunu söyledi.
"İran ciddi şekilde zor durumda ve Irak'ta ABD'ye diş göstermek istiyor." diyen Uysal, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a yönelik politikalarından geri adım atmayacağını belirtti.
Uysal, şunları dile getirdi:
"ABD ile İran belki gizli gizli görüşüyorlar ama şu anda uzlaşmalarını çok zor kılan bir durum var. Bush ve Obama yönetimleri Irak'tan çıkarken hazırlıksız gittiler ve İran'a bıraktılar. İran hem elindeki siyasi gücü hem de daha sonra DEAŞ ile mücadele bahanesiyle kurulan Haşdi Şabi'yi de kullanarak şimdi tamamen Irak'a hakim olmak istiyor ve olmuş da durumda. İran hakimiyetini pekiştirmek istiyor. Irak'taki gösterilerin Şii bölgelerde, Bağdat'ta ortaya çıkması ve İran'a karşı oluşuyla dikkat çekiyor. İran üzerinde hem Irak'taki çıkarları hem de yaptırımlarla ciddi bir baskı var."
Uysal, "Yaptırımlar İran'ın canını çok yakıyor. İran da 'Üzerime çok gelirseniz canınızı yakarım' diye mesaj vermek istiyor. Bunu da orada vekalet savaşlarıyla yapmaya çalışıyor." dedi.
- "ABD ŞAKASININ OLMADIĞINI GÖSTERDİ"
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Dr. Hakkı Uygur ise ABD kuvvetlerinin yaptığı hava saldırılarının uzun süredir devam eden bir gerginliğin son halkası olduğunu belirterek, "Biliyorsunuz İran uzun süredir ABD ile ciddi bir gerginlik yaşıyor, en son Kerkük'teki ABD üssüne bir saldırı olmuştu. Orada bir ABD vatandaşı hayatını kaybetmişti." diye konuştu.
Uygur, daha önce de İran'a yakın gruplar tarafından Irak'taki ABD üslerine bazı taciz saldırıları olduğunu hatırlatarak, "ABD bu saldırılarda tek bir şeye vurgu yapmıştı: 'ABD'lilerin hayatı kırmızı çizgimizdir. Eğer bir ABD'li hayatını kaybederse tepkimiz sert olur.' demişti." ifadelerini kullandı.
Mayıs ayından beri İran'a yakın örgütlerin yaptığı saldırılara ABD'nin yanıt vermediğini belirten Uygur, "Ama son saldırıda bir ABD'linin hayatını kaybetmesi durumu değiştirmiş gibi görünüyor. ABD bu sefer doğrudan cevap vermeyi seçti, oldukça ağır bir saldırı yaptı. ABD, böyle kapsamlı bir saldırıyla şakasının olmadığını göstermiş oldu." dedi.
Uygur, Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'in de "ABD güçlerine karşı cevabımız çok sert olacak." şeklinde açıklamalarda bulunduğuna dikkati çekerek, "Eğer bir karşılık gelirse ABD üslerine yönelik, ABD tekrar cevap verecektir. ABD'nin altta kalması düşünülemez. Bunu biraz İran ve İran'a yakın grupların tavrı belirleyecek sonraki adımları. Ama görünen o ki, yeni bir aşamaya geçtik. İlk defa bu kadar şiddetli bir şekilde bu örgütler yakın zamanda hedef alındı. Gerginlikte yeni bir safhadayız diyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ä°SRAÄ°L, ABD SALDIRILARINDAN MEMNUN"
Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat da Ketaib Hizbullah’ın saldırılarını analiz ederken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun 2018 yılının mayıs ayında İran’ı hedef alan açıklamalarını hatırlattı.
İnat, Pompeo'nun İran’ın Amerikan yaptırımlarına hedef olmaması için sıraladığı maddeler arasında "Irak hükümetinin egemenliğine saygı duyması ve Şii milislerin silahsızlandırılıp tasfiye edilmesine izin vermesi" ile "İran’ın Suriye’den kendi komutasındaki güçlerin tamamını çekmesi" şartlarının altını çizdi.
Talepleri karşılanmayınca İran'a yaptırım politikasına yönelen ABD’nin askeri adımları devreye sokmasını İsrail ve Körfez ülkelerinin istediğini belirten İnat, şöyle devam etti:
"Kataib Hizbullah’ı hedef alan ve 20’den fazla mensubunun ölmesine yol açan saldırı böyle bir ortamda gerçekleşti. İran destekli bu örgütün hedef alınması, aynı zamanda Haşdi Şabi’nin ve Irak’taki İran nüfuzunun yoğun bir şekilde tartışıldığı bir dönemde gerçekleşti. Irak’ta, ABD gibi Haşdi Şabi’nin silahsızlandırılmasını ve siyaset üzerindeki etkisinin azaltılmasını isteyen kesimler olduğu kadar, bu örgütün DEAŞ’a karşı mücadelede çok faydası olduğunu düşünen ve bu yüzden Irak siyasetinde oynadığı rolden memnun olanlar da var. Haşdi Şabi’ye müzahir partilerin son parlamento seçimlerinde aldıkları yüksek oy bunun göstergesi."
İnat, ABD’deki çok sayıda aktörle İsrail ve bazı Körfez ülkelerinin, aslında Tahran’ı hedef alan saldırıların zamanının çoktan geldiğini düşündüklerini söyledi.
Ketaib Hizbullah’ı hedef alan saldırıların, İran’ın Irak-Suriye-Lübnan hattındaki kontrolünün kırılmasını amaçladığını kaydeden İnat, "İran’dan Lübnan’daki Hizbullah’a uzanan bu hattı kesmek ya da en azından zayıflatmak isteyen İsrail, bu saldırılardan duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ama saldırılardan memnun olan sadece İsrail değil kuşkusuz. İran’ın Suriye, Irak ve Lübnan başta olmak üzere bölge ülkelerindeki temsilcileri üzerinden yürüttüğü savaşlardan rahatsız olan ve zarar gören herkes memnun olmuştur ki bunların sayısı da az değil." ifadelerini kullandı.
[AA, 31 Aralık 2019].