Ramazan'ın etkisiyle seçim kampanyalarında polemik düzeyi sınırlı kaldı. Gerçi genel kampanya dili her iki taraf için de pozitif mesajlar üzerine kuruldu. 31 Mart'tan farklı olarak seçmene yüz yüze ulaşmada iletişimin bütün imkanları kullanılıyor.
Anadolu şehirleri bile İstanbul'daki hemşehrilerini etkilemek için seferber ediliyor. Ancak yine de bu seçim Yıldırım ve İmamoğlu'nun arasındaki bir yarış. Yarışın özü de kimin İstanbul'u yönetebileceği üzerine. Bu itibarla son iki haftada iki aday arasında kıyasıya bir tartışma bekliyorum. Sosyal medyada zaten yürüyen bu kapışmayı adayların ortak bir TV programına çıkması durumunda daha net görebiliriz. Rekabetin kişisel boyutunda Yıldırım'ın sakin ve mütevazi yapısı bir avantaj. İmamoğlu'nun abartılı kucaklama söylemi dökülmeye başladı. Kızgınlığını saklayamayan küçük hikayeler oluşturuyor. Muhalif cümlelere pek de alışık olmadığı ve haddini bildirme duygusunu bastırdığı anlaşılıyor.
***
Aslında Yıldırım ile İmamoğlu arasındaki tartışmanın iki düzlemi var. İlki, belediyecilik; yani tecrübe, yatırım ve proje alanı. İstanbulluların gündelik hayatına değme meselesi. 31 Mart kampanyalarında pek konuşulamayan bu düzlemle ilgili Yıldırım, yeni proje ve vaatlerle gündemde. Ancak iki aday arasındaki asıl tartışmanın polemikler düzeyinde olacağı kesin.
"MaÄŸduriyet", "israf" ve
"oy çalma" konuları asıl kapışma konuları durumunda. Kimin mağdur olduğu konusunda Yıldırım bir atak içinde.
Somut bir yere dayanıyor. Oyların yaklaşık yüzde 10'unun yeniden sayılmasıyla 16 bin oy fark etti. Yıldırım da ilçe seçim kurullarındaki yolsuzluğa işaret ediyor. İmamoğlu ise tekrar seçimi
"hak gaspı" olarak sunuyor.
***
İki aday arasındaki en büyük fark ise Türkiye'nin son yıllarda verdiği mücadeleye ilişkin tavırlarında. Bu tavırları her türlü polemiğin ötesinde bir farklılık gösteriyor. Yıldırım zengin bir tecrübe ve mücadelenin içerisinden geliyor. 15 Temmuz darbesine direnen bir başbakan olarak İstanbul seçimlerine giriyor.
CHP adayı ise kendisine destek açıklayan PKK ve FETÖ'ye karşı bir açıklamayı bile doğru dürüst yapabilmiş değil. PKK ve FETÖ desteği İmamoğlu'nun peşini bırakmayacak bir sorgulama konusu. Nitekim Yıldırım da geçen gün bir TV programında CHP adayı ile ilgili
"Beyefendi 15 Temmuz'da Brüksel'deyken biz alçaklara meydan okuduk" diyerek buna işaret etti.
Ezcümle, Bayram sonrası yoğun bir polemik fırtınası bizi bekliyor. Bu vesileyle milletimizin ve İslam aleminin Ramazan Bayramı'nı tebrik ederim.
[Sabah, 5 Haziran 2019].