Türkiye'nin dijitalleşme süreçlerinde ve e-devlet hizmetlerinin iyileştirilmesinde attığı başarılı adımlara dair somut çıktılar gelmeye devam ediyor. Her bir araştırmada başarıların tescillenmesi bu alanda çalışanlar için ümitleri tazeliyor, yeni çalışmalar için heveslendiriyor. Temmuz ayının son günlerinde yayınlanan Avrupa Komisyonu 2022 E-Devlet Kıyaslama Raporunda Türkiye önceki yıla göre 13 basamak birden yükselmiş ve %72'lik e-devlet olgunluk kapasitesiyle 16. sırada yer almıştı. Kamu politikalarına katılım alt değerlendirmelerinde bu sıra 12'ye yükselirken, üç farklı kategorideki başarılı uygulamalar sayesinde Türkiye ilk beş sıra içerisinde kendine yer bulmuştu.
Ağustos ayında TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçları da atılan adımların sonuçlarını gösteren bir diğer çalışma oldu. Bu araştırma, Türkiye'de internet erişim oranının %94,1'e, e-devlet hizmetleri kullanım oranının ise %68,7'ye yükseldiğini gösteriyordu. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan Birleşmiş Milletler E-Devlet Araştırması da bu iki çalışmanın sonuçlarını teyit ediyor.
Birleşmiş Milletler E-Devlet Araştırmaları iki yılda bir gerçekleştirilen ve 193 ülkenin yer aldığı çok geniş kapsamlı bir çalışma. Bu çalışmada hem Birleşmiş Milletler uzmanları hem de farklı ülkelerden ulusal uzmanlar yer alıyor. Bir taraftan ülkelerden toplanan bilgi ve belgeler, diğer taraftan ulusal uzmanlarca elde edilen veriler kapsamlı bir şekilde değerlendiriliyor.
Bu araştırma kapsamında temelde E-Devlet Gelişim Endeksi adı verilen ve farklı faktörlerin ele alındığı bir endeks üzerinden sıralamalar gerçekleştiriliyor. Bu endeks kapsamında Telekomünikasyon Altyapısı, Beşeri Sermaye ve Çevrimiçi Hizmetler ele alınıyor ve üç temel değişken ve alt değişkenler kapsamında sıralamalar yapılıyor. Telekomünikasyon Altyapı Endeksinde yüz kişiye düşen internet kullanıcıları oranı, sabit ve mobil hat kullanıcı oranları, kablosuz geniş bant kullanım oranları gibi farklı alt başlıklar değerlendirilirken; Beşeri Sermaye Endeksinde yetişkin nüfusta okuryazarlık oranı, okullarda geçen ortalama eğitim süreleri, zorunlu eğitim süreleri, okula kayıtlı nüfus oranları gibi değişkenler dikkate alınıyor. Çevrimiçi Hizmet Endeksi içinse geliştirilen yapılandırılmış soru formları üzerinden ülkelerde yerel/ulusal uzmanlarca araştırmalar gerçekleştiriliyor.
Ayrıca farklı bir değerlendirme kategorisi olarak ülkelerin e-katılım kapasitesini sorgulayan e-Katılım Endeksi kapsamında bilgiye erişim, kamu politikaları tasarım sürecine erişim ve doğrudan karar alma süreçlerine katılım gibi alt başlıklar ele alınıyor. Dolayısıyla e-Devlet alanındaki pek çok değişkeni ele alan ve küresel ölçekte gerçekleştirilen bu araştırma hem yöntemsel hem de içeriksel olarak oldukça tatmin edici bir rapor sunuyor.
Türkiye, 193 ülkenin yer aldığı Birleşmiş Milletler araştırmasında da tıpkı diğer araştırmalarda olduğu gibi yükselişini sürdürüyor. 2020 yılı sonuçlarına göre 53. sırada yer alan Türkiye, bu araştırmada 48. sıraya yükselirken e-Katılım sıralamalarında 23. sıradan 18. sıraya yerleşerek dünyadaki en gelişmiş katılım kapasitesini sunan ilk yirmi ülke arasında yer alıyor. Araştırmada dünya e-Devlet Gelişme Endeksi ortalaması %61,02 olarak tespit edilmiş. Buna karşın Türkiye değerlendirmesi ise %79,83. 2016 yılında %59 olan bu oran altı yıl içerisinde yaklaşık yüzde elli civarında artış göstermiş durumda. Bu başarı rapor kapsamında da vurgulanmış ve Türkiye'nin beşeri sermaye geliştirme ve altyapı yatırımlarıyla bağlantılı olarak gösterdiği gelişime dikkat çekilmiş.
Araştırma kapsamında en başarılı ilk on ülke Danimarka, Finlandiya, Güney Kore, Yeni Zelanda, İsveç, İzlanda, Avustralya, Estonya, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Bu ülkelerin yanında Birleşik Krallık, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya ve Malta en başarılı ülkeler olarak ayrı bir sınıflamada değerlendirilmiştir. Görüldüğü üzere bu ülkelerin arasında Afrika kıtasından hiçbir ülke yer almamaktadır. Bu hususta özellikle milli gelir ile e-Devlet hizmetleri arasındaki ilişki sorgulanmış, veriler Gayri Safi Milli Hasılalar ve kişi başı düşen milli gelir üzerinden de karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Sonuç olarak milli gelir ile e-Devlet araştırmasındaki başarı arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Bu başarıda etkili olan bir diğer faktör olarak, e-Devlet hizmetlerinden sorumlu kurumsal bir yapının ve ulusal bir dijital dönüşüm liderinin olması gerekliliği vurgulanmıştır. Bu liderin e-hizmet sunumunun geliştirilmesinden veri bilimlerine, yapay zekâdan, nesnelerine internetine, bulut bilişim teknolojilerinden akıllı şehirlere farklı teknolojiler ve uygulamalar bağlamında politika üretimine katkı sunması ve uygulamasının önemi de raporda vurgulanmıştır. 48 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında yapılan değişikliklerle Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı'nın, Kamu Dijital Dönüşüm Lideri olarak tanımlanmasının bu anlamda ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıkmaktadır.
Araştırmadaki en önemli başlıklardan birisi olan e-Katılım kategorisinde en başarılı ülkeler ise Japonya, Avustralya, Estonya, Singapur, Hollanda, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık olmuştur. Bu kategoride katılımcı bütçe uygulamaları, açık veri uygulamaları, işbirlikli yönetim olanakları, e-anketler ve e-forumlar gibi vatandaşlara yönelik çevrimiçi danışma mekanizmalarının varlığı sorgulanmış ve Türkiye bu mekanizmalara dair kapasitesiyle 18. sırada yer almıştır.
Türkiye son yıllarda altyapı ve elektronik hizmet sunma anlamında attığı adımların karşılığını almaya başlamıştır. Özellikle teknolojinin vatandaş lehine ve vatandaşla kullanılmasına yönelik değerlendirmelerde başarılı olduğu görülmektedir. Hem Avrupa Komisyonu raporu hem Birleşmiş Milletler raporu Türkiye'nin kamu politikalarına katılım değerlendirmelerinde genel değerlendirmelerden daha başarılı olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde çevrimiçi hizmetlerin sunumunda özellikle pandemi döneminde atılan adımların sonraki değerlendirmelerde karşılık bulacağı düşünüldüğünde önemli bir eşiğin aşıldığı söylenebilir. Türkiye'nin sonraki hedefi hizmet kalitesiyle birlikte sürdürülebilirliğin sağlanması olacaktır. Bu nedenle hizmetlerin koordinasyonunda sağlanan koordinasyonun devamlılığı, hizmet sunum kapasitesinin iyileştirilmesi, altyapı yatırımlarının sürdürülmesi önemli başlıklar olarak gözüküyor. 2024 araştırmasında daha da iyi bir sonuç alacağımıza olan ümidimiz tam, bu vesileyle sürece katkı sunan herkese teşekkürler.
[Sabah, 8 Ekim 2022].