SETA Eğitim Direktörü Dr. Bekir Gür, SETA’nın Mart 2011’de yayımladığı “Özel Dershaneler: Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek” başlıklı raporun, bazı yayın kuruluşlarında son günlerde sürekli haberlere konu olmasına yönelik bir basın açıklamasında bulundu.
Gür’ün açıklamasında şu sözler yer aldı:
SETA olarak bizim işimiz; politika analizi yapmak ve çözüm önerileri üretmek. Dolayısıyla eğitim sisteminin bütününü etkileyen bir konuya kayıtsız kalmamız düşünülemez. Dahası, dershanelere yönelik politika araçlarının geliştirilmesi için, önce sorunu cesurca ve doğru bir şekilde tespit etmek gereklidir. SETA’nın söz konusu raporunun yaptığı da budur. Bu rapor, sorunun ne kadar karmaşık ve büyük olduğunu göstererek, çözüm önerilerinin kapsamlı bir sürece yayılması gerektiğini vurgulamıştır. Rapor, dershaneye olan bağımlılığı azaltma ve böylece eğitim sisteminin iyileştirilmesi için öneriler geliştirmiştir.
Raporumuz iki yıl önce yayımlandı. Raporun ana yaklaşımının ve istikametinin doğru olduğunu düşünüyorum. Ancak aradan geçen süre içerisinde rapordaki bazı veriler haliyle eskimiş durumda. Dahası, konuyu etkileyen parametrelerde de değişiklikler oldu. Sözgelimi, son iki yılda dershane sayısı daha da azaldı; yeni bir ortaöğretim geçiş sistemine geçildi. MEB, dershanelerin dönüştürülmesine ilişkin kimi hazırlıklar yaptı. Üniversite sayısı daha da arttı. Sistem çeşitlendi. Bugünlerde SETA raporu üzerinden yapılan haberlerde tuhaf olan şey, bütün bu bağlamın unutulması. Örneğin, SETA raporunda atıf yapılan bir çalışmadaki veriler 2002 yılına ait. Son bir haftadır raporu bu kadar haber yapanların, konuyla ilgili bizden hiçbir görüş istememesi de oldukça manidar.
Biz karar alıcı değil, karar alıcılara önerilerde bulunan bir düşünce kuruluşuyuz. Bu çerçevede, hükümetin eğitim politikalarını yakından izliyor ve değerlendiriyoruz. Politika analisti olarak işimiz bu. Bir politika analisti işini yaparken, mevcut sorunların sürdürülmesi anlamına gelebilecek eylemsizlik ya da statüko önermez. Çünkü eylemsizlik, bir politika aracı değil, vesayet aracıdır. Oysa politika analizinin amacı, mevcut sistemi iyileştirmektir. Biz, hükümetin gündeme getirdiği dönüşüm formüllerini değerlendirip, avantaj ya da dezavantajlarını söyleyebiliriz. Bunda sorun yok. Ancak, demokratik yollarla seçilen bir hükümete, “Toplumun önemli bir kısmına ciddi bir ekonomik külfet yükleyen bir konuda adım atamazsın” mesajı vermek, demokratik kültür açısından sorunlu bir yaklaşım tarzıdır ve kabul edilemez.
Soru şudur: Dershanelere yönelik bir düzenleme girişimi, ne zaman yapılırsa bir “darbe” olmaz? Örneğin, üç yıllık bir geçiş dönemi sonrasında bir düzenleme yapılırsa, olur mu? Şayet bu soruya makul bir cevap verilebilirse, sorun yok. Mühim olan, geçmişin çarpık eğitim sisteminin doğurduğu sorunları azaltmak isteyen siyasal iradeye vesayet uygulamaya çalışmak değil, çözüm yönünde katkı sunmaktır. Bu, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için daha yapıcı bir tavır olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur…
SETA Eğitim Direktörü Dr. Bekir Gür