Özel dershaneler, yaygınlaşmaya başladığı 1970’li yıllardan beri, eğitim sistemimizin en fazla tartışılan konularından birisi olmuştur. Bu tartışmaların, yakın gelecekte de sürmesi muhtemeldir. Varlıkları bazı kesimlerce sürekli yadırganan özel dershaneler, farklı dönemlerde kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kendilerine karşı sergilenen her türlü olumsuz tavra rağmen özel dershaneler, varlıklarını giderek artan nicelik ve profesyonelleşmeyle sürdürmüşlerdir. Her geçen yıl giderek büyüyen ve günümüzde milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü özel dershanelerin, eğitim sistemi içerisindeki konumu, işlevi ve geleceği ile ilgili makul bir tartışmanın şu ana kadar Türkiye’nin gündeminde yer bulduğunu söylemek zordur. Özel dershaneler ile ilgili tartışmaların sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için her şeyden önce özel dershanelerin milli eğitim sistemi içerisindeki konumunun, bu kurumları doğuran sebeplerin ve bu kurumların farklı alanlarda ortaya çıkardığı etkilerinin sağlıklı bir şekilde irdelenmesi gerekmektedir. Bu düşünceden yola çıkarak kaleme alınan bu analizde, ülkemizde özel dershanelerin neden rağbet gördüğü ve hangi faktörler üzerinden tartışıldığı ele alınmıştır. Son olarak, Güney Kore gibi ülke deneyimlerinden de faydalanılarak, bazı politika önerileri geliştirilmiştir.
Ülkemizde ortaöğretimde okullaşma oranlarının her geçen yıl artması ve yükseköğretimin, hayat standartları ve refah düzeyi yüksek bir gelecek için vazgeçilmez olarak algılanması, yükseköğretime olan talebi üst seviyelerde tutmuştur. Mevcut yükseköğretim kurumlarının giderek artan yükseköğretim talebini karşılayamayacak durumda olması ise ortaöğretimde ağır rekabet şartlarına dayalı bir eğitim olgusu ortaya çıkarmıştır. Böylece sınavla öğrenci alan kaliteli ortaöğretim kurumlarına olan rağbet daha da artmıştır. Bu ise yükseköğretime geçişte yaşanan rekabet olgusunu giderek ilköğretim düzeyine indirmiştir.
Türkiye’nin yükseköğretimdeki kapasite yetersizliği, yükseköğretim ve ortaöğretim kurumları arasındaki açık kalite farkı ve yükseköğretimi vazgeçilmez kılan ve gelecek kaygısını tetikleyen sosyo-ekonomik yapısı, öğrenci seçme sınavlarını kaçınılmaz kılmaktadır. Ülkemizde özel dershanelerin büyük çoğunluğu bu sınavlara hazırlık işlevi gördüğünden, özel dershanelere olan talep genellikle sınavlar üzerinden açıklanmakta ve sınavların kaldırılması halinde dershanelerinde ortadan kalkacağı ileri sürülmektedir. Ancak, ülkemizde özel dershane talebi sadece merkezi sınavlara bağlı olarak gelişmemiştir. Aksine, ülkemizde öğrencilerin ve ailelerinin özel dershanelere yönelimleri oldukça karmaşık ve birbiri ile ilintili faktörlere bağlıdır. Günümüzde halen devam eden ve her sınav döneminde yeniden alevlenen özel dershaneler ile ilgili tartışmaların sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için her şeyden önce ülkemizde özel dershanelere duyulan talebin nedenlerinin ve sonrasında bu kurumların sosyal, pedagojik ve ekonomik etkilerinin sağlıklı bir şekilde irdelenmesi gerekmektedir. Bu analizde, öncelikle özel dershanelerin tarihsel gelişimine değinilecek ve ardından da kısaca Türkiye’de özel dershanelere duyulan talebin nedenleri tartışılacaktır. Daha sonra, özel dershanelerle ilgili kamuoyunda süregelen tartışmalar ele alınacak ve özel dershanecilerin geçtiğimiz yıllarda tartışılmaya başlanan özel dershanelerin özel okula dönüştürülmesi önerisine ilişkin görüşlerine yer verilecektir. Özel dershanelerin ülkemizdeki konumunu daha iyi analiz edebilmek için bu konuda yaşanan uluslararası gelişmeler, özellikle de özel ders ve dershaneciliğin en yaygın olduğu Güney Kore’de yaşanan gelişmeler incelenecektir. Son olarak, bu konuya ilişkin bazı öneriler sunulacaktır.