YEREL seçimlere kısa süre kala siyasette simgeler üzerinden yürütülen bir hareketlenme var. Sürpriz açılımlarıyla gündeme gelen CHP her ne kadar Türk seçmeninin hafızasını hafife alsa da 25 Aralık’ta SETA Vakfı’nda düzenlenen ‘22 Temmuz’dan 29 Mart’a Siyaset: CHP’ başlıklı panelden sonra edindiğim izlenim gerçeğin hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Gazeteci yazar Tarhan Erdem, Doç. Dr. Tanju Tosun ve Doç. Dr. Nur Betül Çelik’in katılımıyla gerçekleşen panelin konusu geçen süre içinde CHP’yi değerlendirmek idiyse de konuşmalar medya’da ‘çarşaf açılımı’ olarak yer alan gelişmeye odaklandı.
CHP’nin asıl sorununun demokratik bir parti olamamak ve değişememek olduğunu belirten Erdem 22 Temmuz’dan günümüze CHP’de hiçbir şeyin değişmediği, çarşaf açılımı sayesinde de oylarını artırmasının mümkün olmadığı düşünüyor. Çarşaf giymenin bireyin hayata bakışıyla, dolayısıyla politik tercihleri ile birebir ilişkili olduğunu söyleyen Tarhan’a göre bir yerlerde insanlar çarşafa altı ok rozeti taktılar diye kimsenin fikri değişmeyecektir. Bakırköy’deki bir açılış sebebiyle İstanbul’a gelen Deniz Baykal’ın uçaktan ininceye kadar Sultangazi’de katılacağı toplantıdan haberi olmadığını söyleyen Erdem’e göre Baykal ‘çarşaf açılımı’nı düşünmüş olamaz. Ve tabii eski bir AKP’li olan CHP’nin belediye başkan adayını ilan etmek amacıyla düzenlenen toplantıya katılan çarşaflı seçmen de CHP’yi değil adayı desteklemek için orada bulunuyordu. Baykal bu durumdan salona girince haberdar oluyor ve çarşaflı katılımcılara rozet takmak durumunda kaldı. Türban çarşaf çelişkisi CHP’nin seçim dönemlerinde benzer girişimlerde bulunduğu bilinen bir gerçek. 22 Temmuz seçimlerinde CHP Sakarya’da, seçim otobüsünde başörtülü kadın fotoğrafı kullanılırken, Yozgat’ta CHP adayı, halka başörtüsü dağıtmıştı. Oysa aynı CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal, 2002 seçimlerinin üzerinden bir yıl geçmeden ‘Üniversitelerde yasak kalkarsa, 10-15 yıl içinde Türkiye’de başı kapalı olanların sayısı açık olanların sayısını geçer’ diyerek üniversitelerdeki başörtüsü yasağını desteklemiş ve Meclis’in kendi içerisinden bir Cumhurbaşkanı çıkartmasını, adayın eşi başörtülü diye engellemeye çalışmıştı. AK Parti ile MHP başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda uzlaşınca CHP buna da ‘laikliğe’ aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Çarşaf’a gelince... CHP’li Kadıköy Belediyesi’ne vergisini ödemek için gelen çarşaflı bir kadın belediye binasına dahi sokulmamıştı. Bununla birlikte ‘Başörtüsü serbest bırakılırsa üniversiteye çarşafla gelen çıkar’ diyen CHP kadrolarına rağmen Baykal ‘siyasi simge’ olduğu iddiasıyla kamusal alandan dışladığı başörtüsünün ‘simge’ olma özelliğini çarşaf açılımıyla şimdi yeni siyaseti için kullanmaya çalışıyor. Oysa başörtüsü gerçekten bir simge ise bu simgeyi yaratan ve siyasileştiren aktör, kamusal alanı sivil toplumun değil devletin alanı olarak gören CHP’nin bürokratik-askeri vesayetçi tavrıdır. Hacı, hocalar buraya Doç. Dr. Tanju Tosun, CHP’nin bu açılımının geleceğe yönelik pragmatist ve poÇarşaf CHP'nin Siyasi Simgesi' Olmaya Devam Edecek mi?
YEREL seçimlere kısa süre kala siyasette simgeler üzerinden yürütülen bir hareketlenme var. Sürpriz açılımlarıyla gündeme gelen CHP her ne kadar Türk seçmeninin hafızasını hafife alsa da 25 Aralık’ta SETA Vakfı’nda düzenlenen ‘22 Temmuz’dan 29 Mart’a Siyaset: CHP’ başlıklı panelden sonra edindiğim izlenim gerçeğin hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Gazeteci yazar Tarhan Erdem, Doç. Dr. Tanju Tosun ve Doç. Dr. Nur Betül Çelik’in katılımıyla gerçekleşen panelin konusu geçen süre içinde CHP’yi değerlendirmek idiyse de konuşmalar medya’da ‘çarşaf açılımı’ olarak yer alan gelişmeye odaklandı.
Paylaş
Etiketler »
İlgili Yazılar