Türkiye "15 Temmuz 2016" gecesi zulmün ve adaletin en yoğun hâlini peş peşe yaşadı. Devlet içinde örgütlenen paralel terör çetesi, haşhaşi sıfatının hakkını verircesine bir gözü dönmüşlükle, millete silah doğrulttu, topların namlusunu Millî İrade’nin sinesine çevirdi ve milletin iradesinin tecelligâhı olan TBMM’yi bombalama cüretini gösterdi. Apaçık bir zulüm, zül ve şenaat olan darbe kalkışması ile karşı karşıya kaldık. Vatana ve millete kasteden bu eşkıyalar sürüsünün kendi iktidarları için masum canlara kıymaktan çekinmedikleri bir kez daha ortaya çıktı. Zulüm, âdeta ete kemiğe bürünüp sokaklara indi, evlerimize girdi, mahremimize el uzattı. Zilleti yaşadık!
Elhamdülillah, zillet izzete dönüştü! Gecenin en koyu karanlığını, güneşten önce Türk milletinin iman nuru aydınlattı. Haddini bilmez kem sözlüler, kem fikirliler ve kem kalemliler tarafından, her fırsatta aşağılanan Türk milleti, rüştünün gereğini yerine getirdi ve ülkesine sahip çıktı. Emniyet teşkilatı ve Peygamber ocağı Mehmetçiğimizin sadık ve şerefli çoğunluğu, bu zulüm tezgâhını yerle bir etti. Sokaklardan meydanlara can suyu gibi akan millet evlatları, bu ülkenin makul çoğunluğunun ne demek olduğunu herkese gösterdi. Çapulcular sokakları işgal ettiğinde, eşkıyalar devlete operasyon çektiğinde, teröristler hendek kazıp barikat kurduğunda, fitneye fırsat vermemek için evlerine çekilen Türk milleti; yine fitneye fırsat vermemek için, bu sefer kıyam etti!
İlk dalga püskürtülmüş olsa da tehlike bertaraf edilmedi. Darbecilerin hain planlarını başlarına geçiren Türk milleti, elbette başladığı işi bitirecektir. Bu millet, huzur, düzen ve istikrar vatanımızın her köşesinde tekrar tam anlamıyla hüküm sürmeye başlayana kadar meydanlarda, sokaklarda, seccadelerde, secdede, eller açık duada adalet nöbetini tutmaya devam edecektir.
Bu tehlikenin tamamıyla bertaraf edildiği an bir son değil bir başlangıç olacaktır. Bir daha hiçbir eşkıya sürüsünün millete, onun iradesine, dinine, değerlerine, devletine ve vatanına yan gözle bakmaya, dil uzatmaya, hafife almaya cesaret edemeyeceği bir siyasi ve toplumsal düzenin inşası şarttır! Milletin kıyamından doğan enerji, ülkenin yeniden inşasına sevk edilecektir. Orduda, yargıda, mecliste, bürokraside ve sivil hayatta ne kadar millet ve vatan düşmanı varsa bertaraf edilmelidir.
Milletin temsilcilerine düşen en büyük görev, yeni dönemin inşası için çalışmaktır. 15 Temmuz gecesi darbeye direnen Türk milleti, bu ödevi temsilcilerine bir kez daha yüklemiştir. Devlet-millet bütünleşmesinin kuru bir hamaset olmadığını gösterenler, iradelerinin somutlaşmış hâli olan devlet yöneticilerinden bunu beklemektedir. Allah’ın izniyle bu beklenti boşa çıkmayacaktır.
Reis-i Cumhur, Devlet Başkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği altında, bütün yerli ve millî kişiler ve kurumlar, millet ile el ele vererek güçlü ve büyük yeni Türkiye’yi inşa yolundaki engelleri daha hızlı ve etkili bir şekilde aşacaktır.
Artık yeni anayasa önündeki engeller de, bürokrasinin Millî İrade’ye karşı gösterdiği direnç de, gayri millî sermayenin çıkar düzeni de, medyanın fesatçı kanadının manipülasyonları da, bu kıyamın ortaya çıkardığı enerji karşısında, yok hükmündedir!
Artık zaman, Türkiye’yi prangalarından kurtarma zamanıdır!
Artık zaman, yeni Türkiye yolundaki yürüyüşü koşuya çevirme zamanıdır!
Artık zaman, güçlü ve büyük Türkiye’yi inşa etme zamanıdır!
An bu an dem bu demdir!
[Türkiye, 17 Temmuz 2016].