Geriye dönüp baktığımızda nasıl da aydınlanıyor her şey. Son yıllarda bize dayatılan onca sıkıntının, muhatap olduğumuz krizlerin sebebi çıkıyor ortaya. Yaşadığımız felaketleri neden yaşamak zorunda kaldığımız şimdi çok daha net anlaşılıyor. Sömürgecilerin ve yerli işbirlikçilerinin Türkiye'nin şah damarını, yani yerli ve milli damarını kesmek için biteviye bir uğraş içinde olduklarını elbette biliyorduk. Gezi kalkışmasıyla yüzlerini göstermişlerdi. Yerli ve milli iktidarı, yeni dönemin popüler müdahale araçlarından biriyle ortadan kaldırmak istemişlerdi. Sonra FETÖ'yü gördük. Paralel devlet yapılanmasının kendi çıkarları uğruna siyaseti ve medyayı nasıl zehirlediğine, bu ülkenin sosyo- ekonomik yapısına ne büyük zararlar verdiğine tanıklık ettik.
İstenen sonuçlar elde edilemeyince bu kez yeni bir kaos stratejisi sokuldu devreye. Terör örgütleri üzerinden iç savaş çıkarmak amaçlanıyordu. PKK, DAİŞ, DHKP-C ve irili ufaklı daha birçok terör örgütü sahne aldı. Evet, bütün bu oyunları gördü bu halk. Bu planları yapanları her seferinde doğru teşhis etti. Sömürgecilere ve onların yerli işbirlikçilerine pabuç bırakmadı. Fakat bu ülke 15 Temmuz gecesi çok daha ağır bir taarruzla karşı karşıya kaldı. Millet, sömürgecilerin ve yerli işbirlikçilerinin gözlerinin ne denli döndüğünü, Türkiye'nin nasıl da devasa bir savaşla karşı karşıya kaldığını çok net gördü.
Millet ortada basit bir darbe girişiminin olmadığını gördü. Ortada kapsamlı ve melez yöntemlerle sürdürülen kirli bir savaş vardı. Ve bu savaş karşısında bir istiklal mücadelesi verilmesi gerekiyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cesareti ve liderliği, milletin feraseti ve dirayeti ile buluştu. Ordusu, polisi, medyası, siyasi partisi ve sivil toplum kuruluşlarıyla bütün millet bu sürece "dur" dedi, muazzam bir direniş destanı çıktı ortaya. Allah bu destanı yazan şehitlerimize rahmet etsin, yakınlarına sabır, güç versin. Onların yakınları bu milletin yakınlarıdır.
Darbeci teröristlerin silahlarıyla yaralananlar bu milletin gazileri, istiklal kahramanlarımızdır. Allah onlara da acil şifalar versin. Türkiye'nin istiklal mücadelesi devam ediyor. Bu bilinçle halk sokakları, meydanları bırakmıyor. Bu ülkenin düşmanlarına fırsat vermeyeceğini gösteriyor. Devlet de bu süreçte içindeki urlardan temizleniyor. Kararlı bir biçimde bu savaştaki yerini alıyor.
Milletin ve devletin bu kararlılığı karşısında bugün kimse açık açık yapılanların arkasında durmuyor, duramıyor.
Darbenin suç ortakları gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor. Bizi ikna edeceğini sanıyor. Artık her şey net, hiç olmadığı kadar hem de.
[Sabah, 20 Temmuz 2016].