3 Temmuz, Mısır darbesinin yıl dönümüydü. 15 Temmuz ise Türkiye’deki darbe girişiminin yıl dönümü.
Mısır’da başarılı oldular, ancak Türkiye’de başaramadılar.
Hâlbuki her ikisinin de arkasında aynı güçler vardı. “Zor zamanlar” için Mısır ordusuna yatırım yapanlar, Türkiye ordusunda da, işaret verdiklerinde harekete geçecek ve vatanına, milletine ihanet edecek bir zümre yetiştirmişlerdi.
Daha önce defalarca başarmışlardı aslında…
27 Mayıs’ta…
12 Eylül’de…
28 Şubat’ta…
Her defasında, işareti alanlar milletin iradesine darbeyi kolaylıkla vurup iktidarları devirmişlerdi. Hatta devirdikleri Başbakanı bile halkın ve bütün dünyanın gözü önünde idam etmişlerdi.
Ordunun yönetime el koyması yoluyla yaptıkları darbe, istenmeyen yollara sapan, itaat etmekte kusur işleyen yöneticilerden kurtulmak için etkili bir yöntemdi. Muhammed Musaddık, Adnan Menderes, Patrice Lumumba, Salvador Allende, Muhammed Mursi ve daha nicesinden böyle kurtuldular.
Aslında darbe, müdahalenin en son başvurulan yöntemidir.
Ondan önce “aykırı” liderlerin “terbiyesi” için kullanılan çok fazla yol vardır. Özellikle medyanın kullanılması yoluyla yürütülen karalama kampanyaları, ekonomik manipülasyonlar ve istihbarat teşkilatları tarafından yapılan saldırılar bunlardan bilinen bazılarıdır. Bazı durumlarda CIA ve MOSSAD gibi istihbarat örgütlerinin başka ülkelerin liderlerine ya da diğer üst düzeyli yöneticilerine yönelik suikast girişimleri de söz konusudur.
Bütün bu yöntemlere rağmen istenmeyen liderler ve yönetimlerden kurtulamadıklarında ise artık sıra darbeye gelmiştir.
Ancak darbenin de bir hazırlık süreci vardır. Çünkü iyi hazırlanmayan darbelerin maliyeti yüksek olur. Hazırlık süreci ne kadar iyi yürütülürse darbenin maliyeti o kadar azalır ve başarı şansı o kadar yüksek olur.
Darbelerin hazırlık sürecinin olmazsa olmazlarından biri, darbeyle devrilmesi planlanan lider ve hükûmetine yönelik karalama kampanyasıdır.
Hem uluslararası medyada hem de darbenin planlandığı ülke medyasında çok etkili bir şekilde, hedef olarak seçilen liderin devrilmesinin ne kadar faydalı olacağına dair bir algı oluşturulması çok önemlidir. Bunun için hedefteki liderin diktatör olduğu, yolsuzluklara bulaştığı ve terör örgütlerine destek verdiği gibi manipülatif bilgilerin dolaşıma sokulması çok etkili olacaktır. Böylece darbe zamanı geldiğinde, herkes yolsuzluk yapan ve terörist işbirlikçisi bir diktatörün devrilmesi için yapıldığını düşüneceği için darbeye karşı çıkmayacaktır.
Darbenin bizzat kendisinin demokrasi karşıtı bir girişim olduğu, diktatörlük getireceği, yolsuzluklar için en uygun ortamı hazırlayacağı ve ülkeyi zayıflatıp terör örgütlerinin saldırılarına daha açık hâle getireceği çok fazla sorgulanmayacaktır. İşte bütün bunlar darbe öncesindeki hazırlık sürecinin iyi yönetilmesine bağlıdır.
Darbelerin başarısı konusunda çok önemli noktalardan biri de darbecilerle onları harekete geçirenler arasındaki uyumdur. Her ikisinin de ortak noktası hedef ülkedeki iktidarın devrilmesidir. Bunun ötesinde, darbeyi destekleyen küresel aktörlerin amacı söz konusu ülkenin yeni yönetimiyle tekrar yörüngeye oturması ve uyumlu politikalara yönelmesidir. Darbecilerin temel hedefi ise kendilerinin ülke içerisindeki pozisyonlarını güçlendirmek iken bunun karşılığında destek aldıkları küresel güçlere istediklerini vermeye hazırdırlar.
İşte Mısır’da, çok başarılı bir hazırlık sürecinin ardından, yani Mursi’ye karşı uluslararası ve ulusal medyada yürütülen karalama kampanyası ve ekonomik saldırıların ardından artık ülkenin darbeye hazır hâle geldiği düşünüldüğünde 3 Temmuz’da ordu devreye sokuldu ve darbe gerçekleştirildi. Karalama kampanyasının başarısını, milyonlarca insanı ülkenin demokratik seçimlerle gelen tek cumhurbaşkanı olan Mursi’yi devirmek için sokağa dökülmesinde görmek mümkündür. Çoğu zaman darbenin başarılı olması için tankların sokağa çıkması yeterlidir, ancak Mısır’da demokrasiyi savunanlar tankları görünce hemen pes etmedikleri için binlerce kişi Adeviye Meydanında darbeciler tarafından katledildi.
Ve Türkiye…
Bütün darbe hazırlıklarını ve hesapları 15 Temmuz’da altüst eden Türkiye…
Darbecileri ve destekçilerini çaresiz bırakan ülke…
Onca emekle yürüttükleri karalama kampanyalarını ve istihbarat oyunlarını boşa çıkaran…
Ne yaptılarsa pes etmeyen…
Ama onların da pes etmeyeceklerini bilelim. Türkiye’yi kendi yörüngelerine oturtmak için yeni darbe girişimleri dâhil olmak üzere her türlü yönteme başvurmaya devam edeceklerini bilerek hazırlıklı olalım.
[Türkiye, 5 Temmuz 2017].