Askeri darbeleri gördü bu ülke. Terör örgütlerinin hain saldırılarını. Fakat devlette konuşlanmış bir terör örgütünün askeri darbeye yeltenmesi ile ilk defa karşılaştı. Cuma günü Fetullahçı Terör Örgütü ordudaki hücrelerini harekete geçirdi ve bir askeri darbe yapmaya kalkıştı. Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği, milletin feraseti ve dirayetiyle bu darbe girişimi bastırıldı, sorumluları adalete teslim edilmeye başlandı. Dosta, düşmana bu ülkenin gerçek sahiplerinin kimler olduğu açık ve net şekilde gösterildi.
Fetullahçı Terör Örgütü, bundan 3 yıl önce yargıdaki hücrelerini devreye sokup seçilmiş hükümete bir darbe yapmaya kalktığında insanlar neyin ne olduğunu anlamakta zorluk çekmişti. Bunun bir darbe olduğuna bu milleti ikna etmek zaman almıştı. Paralel yapı medyası ve ona destek veren birtakım muhalif odaklar algı operasyonlarıyla darbeyi gizlemek için yoğun uğraş verdiler. Paralel yapıyla mücadele bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde kesintiye uğramadan, ancak çok ciddi zorluklarla karşı karşıya kalarak sürdü.
Bu mücadele sayesinde, bu 3 yıllık sürede atılan adımların hatırına bugün bu hain ve kökü dışarıda darbe püskürtülebildi. Her şeyden önce bu yapının operasyon gücü ciddi şekilde kırıldı. Daha da önemlisi millet bu kirli yapıyı tanıdı, bu ülke için ne denli zehirli bir ur olduğunu gördü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cuma akşamı bir telefon ekranından yaptığı çağrı, ettiği birkaç cümle yetti. Millet sokaklara indi.
Cumhurbaşkanı "malum yapı"nın bir darbe girişiminde bulunduğunu, devletin ve hükümetin görevinin başında olduğunu ve halkın demokrasiye sahip çıkmak, darbeyi boşa çıkarmak için sokaklara, meydanlara çıkması gerektiğini söylemişti.
Halk hem tankların önünde durdu, silahlara göğüs gerdi, hem de bu terörist darbecilere karşı mücadele eden devletin güvenlik güçlerine maddi, manevi destek oldu. Halkımız bir kere daha millet olduğunu gösterdi.
Paralel ihanet çetesi şimdi inkâr yarışında. Bu milleti aptal mı sanıyorsunuz? Kuzu postuna bürünmüşler, darbe karşıtı açıklamalar yapıyorlar. Birkaç yıldır bir kenarda köşede unuttukları "mülayim" yüzlerini takıyorlar. Nerede o "korkma, titre" pozlarınız? Din sömürüsüne epeydir girişmiyorlardı, yeniden din sömürüsü yaparak vaziyeti toparlamaya çalışıyorlar.
Vaziyet toparlanmaz artık. Toparlanamayacak, yaka paça toplanacaksınız. Çıkmışlar "kardeş kardeşe kırdırılmasın" diye mesajlar veriyorlar. Sen teröristsin! Bizse bu toprağın, bu ülkenin aslıyız, esasıyız. Sen bize silah sıktın. 161'imizi şehit ettin. 1000'den fazlamızı açtığın ateşle, attığın bombayla yaraladın. Bizi tanklarla parçaladın. Vatanına, milletine, iradesine sahip çıkan masum bizleri. TBMM'yi, bizim meclisimizi bombaladın. Bizim vergilerimizle alınan silahları bize doğrulttun. Sen kınanmakla, telin edilmekle yırtamazsın. Hesap vereceksin, cezanı çekeceksin. Öyle bir ceza ki bir daha kimsenin böylesi kötülükleri aklına getirmemesi için örneklik teşkil edeceksin. Bizleri soracak olursan bizler buradayız, vatan savunmasındayız. Meydanlardayız. Sokaklardayız. Burada kalacağız. Hem şehitlerimizi anacağız. Hem istiklalimizi kutlayacağız. Hem de millet olmanın şerefini doyasıya yaşayacağız.
[Sabah, 18 Temmuz 2016].