Kara Harp Okulu'dan bu yıl 900'ün üzerinde teğmen mezun oldu. 200 civarında teğmen, mezuniyet töreni bittikten sonra yürürlükten kaldırılan yemin metnini organize olduğu iddia edilen ve daha önceden çalışılmış bir tertiple okuyarak kılıç çektiler. Bu eylemin mahiyeti ve amacının ne olduğu ile ilgili soruşturma yürüyor. Soruşturmanın sonucunda gerçeğin ne olduğu açığa çıkar. Bekleyip görelim. Benim bu yazıda dikkat çekmek istediğim bu meselenin başka bir yönü var.
Olayın medyaya yansımasının ardından, vesayetçi zihniyetten kurtulamayan çevreler, "genç teğmenler iktidara kılıç çekti" diye heyecanlandılar. Kimileri de, teğmenlerin hükümete "Atatürkçülük dersi" verdiğini söyleyerek esas sorunu perdelemeye çalıştılar. Ülkemizin ortak değeri olan Atatürk üzerinden istismara tevessül etmek, toplumu kutuplaştırmaya çalışmaktır.
Buradaki sorun, Atatürk'e sahip çıkmak değildir. Zaten mezuniyet töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı dahil tüm komutanlar bu konudaki hassasiyetlerini göstermişlerdir. Olayın içeriğinden bağımsız olarak, göreve yeni başlayacak teğmenleri iktidarın karşısında konumlandırmak, onları iktidara mesaj verecek bir konumda görmek başlı başına darbe dönemlerine bir özlemdir. Geçmişten bugüne, vesayetçilik özlemi duyanlar, askerin seçilmiş iktidara karşı mesaj verebileceğini düşünenler bu ülkenin ordusuna en büyük zararı vermişlerdir. Orduyu yıpratan bu sorunlu zihniyettir.
Ordularda en önemli unsur, disiplin, hiyerarşi ve üstlere itaattir. Geçmişte ordunun siyasallaşmasının önemli nedenlerinden biri emir-komuta zincirinin bozulmasıdır. Geçmişte darbe heveslileri, "genç subaylar rahatsız" manşetleri atarak, ordunun içinde cunta yapılanmalarını desteklemişlerdir. Bugün, "teğmenler hükümete mesaj verdi" diyenler aynı zihniyetin kalıntılarıdır. Bu zihniyet maalesef, "milli iradenin üstünlüğüne bağlı, milletine hizmet eden, devletinden ve onun meşru yöneticilerinden emir alan" güçlü bir ordudan rahatsızdırlar.
Değilse eski vesayet döneminin özlemini yansıtan, orduyu siyasal tartışmaların içine çeken bu tür açıklamaları yapmamaları gerekir. Ordu bu ülkenin gözbebeğidir. Bu hassasiyetten dolayı, bu millet ordusunu "peygamber ocağı" olarak görmüştür. Asker-sivil ilişkilerinde yasal ve kurumsal dönüşümde epeyce yol katedilmiştir. Türk milletinin ve milli iradenin emrinde olmak demokratik düzenin gereğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da mezuniyet törenindeki konuşmasında vurguladığı gibi, "hayata geçirilen reformlarla, TSK'ya yük, ayak bağı, gereksiz tartışmalara konu olan sıkıntılı durumların sonlandırmaya" yönelik önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Böyle olduğu için, bugün Türk ordusu, dünyanın en saygın orduları arasındadır. Terörle mücadeleden, sınır ötesi operasyonlara kadar çok büyük başarılara imza atmaktadır. Ülkemiz sınırları ötesinde, Suriye'den Kuzey Irak'a, Libya'dan Somali'ye kadar bir çok yerde başarılı sorumluluklar üstlenmektedir. Bu millet darbe ve darbeciler yüzünden büyük travmalar yaşamıştır. Amacı ve hedefi ne olursa olsun, yürürlükten kaldırılan bir yemin metnini okumanın farklı tartışmaları ortaya çıkaracağını bir teğmenin bilmemesi düşünülemez. Başta ordu mensupları olmak üzere, orduyu siyasi tartışmaların içine çekecek her türlü eylem ve hareketlerden kaçınmak herkesin görevidir.
[Sabah, 9 Eylül 2024]