Sonunda bu da oldu. Ayasofya özgürlüğüne kavuştu. Zincirler kırıldı. Ayasofya açıldı. Dile kolay 86 yıllık bir hayal gerçek oldu. Türkiye'nin kendine geliş hikayesinde yerini aldı. Normalleşme dediğimiz şey tam da bu.
Düşünün ş öyle kabaca. Son yirmi senenin içinde olmaz denilen ne kadar şey oldu teker teker. Şimdilerde insanlara kolay gibi geliyor. Ama bu noktaya gelene kadar çok emek verildi. Çok badireler atlatıldı. Darbe teşebbüslerinden işgal planlarına sokak ayaklanmalarından hukuk engellerine kadar her türlü zorluğa göğüs gerildi. Sonuç olarak ortaya devlet millet bütünleşmesini sağlayan ve sağladıkça da bağımsızlaşan bir Türkiye çıkıyor.
Ayasofya'nın ibadete açılması Müslüman bir ülkede en büyük normalleşme göstergesidir. Kimse rejim elden gidiyor tantanası bile yapamadı.
Bu olay aynı zamanda Türkiye'nin dış baskılara boyun eğmekten kurtuluşunun da işaretidir. Dış dünya "ne der" baskısını elimizin tersiyle itebilme cesareti Ayasofya'nın özgürleşmesini sağlamıştır. Dahası bu aslında bir işaret fişeğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi "artık fetret devri son buluyor." Kim bilir kaç nesil hayal etti. Sanırım başlangıcına biz şahitlik ediyoruz. Şahsım ve ülkem adına ben çok gururluyum.
Fatih'in vasiyeti yerini buldu. Demek ki içine doğmuş merhum Sultan'ın. Vakıf senedine özellikle koymuş. Camii olarak kalsın demiş. Aksine teşebbüs edenlere de çok ağır beddualar etmiş. Hiçbir sebepten olmasa da tek başına bu vasiyeti yerine getirmek bile bu topraklarda yaşayanların göreviydi. Müslümanlar sabır- la ve inatla bekledi. İşte bugün Ayasofya fatihinin vasiyetine uygun hale geldi.
Dahası bu iş öylesine bir zamanlamayla yapıldı ki, kutuplaştırıcı siyasetin simsarları dahi ağzını açamadı. Bundan beş sene veya on sene önce bu milletin en basit vatandaşlık haklarına bile itiraz edenler bile sus pus olmuş. Bu milletin iradesi ister 17 yıl sonra ister 86 yıl sonra bir şekilde tecelli ediyor. Menderesler ve Erdoğanlar işte bu yüzden milletin kalbine taht kuruyor.
Ama hala bunun bir egemenlik ve bağımsızlık meselesi olduğunu anlamayanlar veya anlamak istemeyenler var. Türkiye'nin eski zayıf ve bağımlı Türkiye olduğunu düşünüyorlar. AB'den ve ABD'den bağımsız karar almanın, yerli ve milli olmanın ne demek olduğunu kavrayamayanlar ileri geri laf etmeye devam edebilir.
Halbuki son beş yılda Erdoğan yepyeni bir ülke kimliği inşa etti. Sadece içeride normalleşmeyi kurmadı, dışarıda da Türkiye'ye sınıf atlattı. Yurtdışında herkes biliyor ki, Türkiye Suriye'de de Libya'da da kendi başına ve kendi çıkarlarına göre operasyon yapar. Aynı mantıkla kendi ülkesindeki bir eserin de nasıl kullanılacağına yine kendisi karar verir. Dışarıdakiler bunu öğrendiler. İçerideki yabancılar da bunu öğrendikçe daha da normal bir ülke haline geleceğiz.
[Sabah, 13 Temmuz 2020].