15 Temmuz’da yaşadıklarımızı hızlı unutuyoruz. Yoksa o gece omuz omuza verişimizi, bir araya geldiğimiz Yenikapı’da oluşan dayanışma ruhunu bu kadar çabuk rafa kaldırmazdık. Kısır tartışma konuları gündemimizi bu kadar meşgul etmezdi. Darbe anayasasının hala hüküm sürmesinden rahatsız olurduk. FETÖ ile mücadelenin sulandırılmasına müsaade etmezdik. Belki trafikte bu kadar çabuk sinirlenmez, metrobüste daha az öfkelenirdik. Çevremize daha çok özen gösterirdik. İşimizi düzgün yapmak için daha fazla çaba harcar, yarını bugünden daha iyi kılmak için uğraşırdık. Omuzlarımızdaki sorumluluğun bilincinde ve kararlı hareket ederdik. Boşuna dememişler “hafıza-i beşer nisyanla maluldür” diye. Çabuk unutuyoruz. Yine de hala 15 Temmuz aklımıza geldiğinde bir duraklıyoruz. Acaba ne olurdu tankların egzozları herkesin üst başından çıkardıklarıyla tıkanmasaydı? “Kahramankazan”lılar ekinlerini yakmasaydı? Dalaman’dan kalkan uçak Yeşilköy’e sağ salim inmeseydi? O kadar çok olasılık vardı ki 15 Temmuz’u bir destandan mateme çevirecek. Hepsini hatırladıkça derin düşüncelere dalıyoruz. Gözlerimiz nemleniyor tankların altına yatanları, silahlara göğüs gerenleri hatırladıkça ama yine de alışkanlıklarımızı terk etmeyerek yolumuza devam ediyoruz… Unutulmaz Kahramanlık Hikayeleri
Söz uçar, yazı kalır. 15 Temmuz’u ne kadar hatırlatsak birbirimize, o anları gözümüzün önüne getirsek de yavaş yavaş unutacak ve belki de unuttuğumuzu bile anımsamayacağız. Bunun için 15 Temmuz ile ilgili çıkan kitapları çok önemsiyorum ve hepsini bir şekilde edinmeye çalışıyorum. Tekrar tekrar yaşananları okuyayım, dostlarımla paylaşayım, oğluma anlatayım diye.
Okçular Tepesi 15 Temmuz Kahramanlarının Hikayeleri kitabı tam da asla unutmamamız gerekenleri anlatıyor. Erdem Yayınları 15 Temmuz’un şanına yakışır şekilde kitabı sert kapaklı ve renkli bastırmış. Okçular Vakfı da kitaba katkıda bulunmuş. Çok yazarlı çalışmada birbirinden güzel ve duygulandıran çizimler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla havalimanına gidip içeri girmek için başına ceketini sarıp camı kafa atarak kıran genç, Şırnak’ta komutanının emirlerine itaat etmeyen asker, Boğaz Köprüsü’nde pardon 15 Temmuz Şehitler Köprüsü su satan çocuk gibi nice kahramandan bu kitap sayesinde haberdar oldum.
Cüneyt Özdemir ve Kenan Taş da 15 Temmuz gecesi yaşananlarla ilgili önemli bir kitap kaleme aldılar. Tam 47 ismin 15 Temmuz’a dair şahitlikleri yer alıyor Bir Millet Uyanıyor isimli çalışmada. O gece yaşananları Suriye, Yemen, Libya ve Irak’ta görmediğini söyleyen savaş muhabirine bu kitapta rastlıyoruz. 15 Temmuz’da nasıl bir badire atlattığımız ise bir emekli amiralin verdiği detaylarda anlaşılıyor. O gece savaş gemilerinin İstanbul’u bombalamak üzere açıldığını öğreniyoruz.
Kitap yalnız şöhretli isimlerin değil aynı zamanda sokakta her gün karşılaşabileceğimiz insanların kahramanlık hikayelerini de içeriyor. Evlere temizliğe giden dört çocuk annesi bir kadın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını duyar duymaz oğlunu yanına alarak sokağa fırlıyor. Yine özel harekatçı yedi kadın memleket sevdasına o gece şehitlik mertebesine ulaşıyor. Askeri araçların geçişini engellemek için koyulan araçları özel harekat için elleriyle çekip sonra yeniden yerine koyanlar, ihtiyaçları olur diye polise su ve meyve suyu verenler, yanı başındakiler vurulmuşken cansiperane direnmeye devam edenler ve daha niceleri…
Bu ay 15 Temmuz ile ilgili çıkan bir diğer çalışma ise SETA’nın Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi isimli kitap. Titiz bir saha çalışmasına dayanan kitapta 176 kişiyle derinlemesine mülakat yapıldı. O gece sokağa çıkma motivasyonları, meydanlardaki deneyimleri, FETÖ hakkındaki düşünceleri ve daha birçok soru sorulan katılımcılar, aslında daha önceki darbelerde sokağa çıkmayan insanların 15 Temmuz’da darbeyi nasıl engellediklerine dair önemli cevaplar içeriyor. Bunlar arasında 17 yaşındaki gencin sokağa çıkışı aslında biraz da hepimizi anlatıyor:
“Sela okunduğu için sokağa çıktım. Çünkü zamansız selanın cihat anlamı taşıdığını biliyorum. İnternet kafede oyun oynuyordum ve ezanı duyduğum gibi oyunu kapattım, sokağa çıktım. Başta haberim olmadı bu yaşananlardan. Vatan elden gidiyor diye düşündüm ve sokağa çıktım.”
Bence hepimizin kitaplığında 15 Temmuz kitaplarına ayrılmış bir bölüm olmalı. Ruhumuz daraldıkça, canımız sıkıldıkça, bir şeyler ters gittikçe, yeise düştükçe uzanmalıyız o kitaplığa. Tekrar tekrar sokakta, otobüste, AVM’de karşılaştığımız insanların nasıl birer kahramana dönüştüğünü hatırlamalıyız.
[Kriter, 1 Kasım 2016].