SETA > Yorum |
Erdoğan'dan Kurtulma Arayışları 2 0

Erdoğan'dan Kurtulma Arayışları 2.0.

Medyada AK Parti, CHP, MHP ve HDP arasında, farklı konfigürasyonlarla kurulabilecek hükümet senaryoları tartışılıyor. Seçim öncesinde AK Parti'nin iktidardan düşürülmesi gerektiğini söyleyenler de dahil olmak üzere AK Parti'nin içinde bulunduğu bir koalisyon senaryosu en güçlü senaryo.

Bugünlerde hepimizin ortak sorusu, kim kiminle koalisyon kurar? İktidarda kim olur? Koalisyon hükümeti yerine azınlık hükümeti formülü işleyebilir mi? Yoksa bizi yeniden bir seçim mi bekliyor?
Bunlar hiç kuşkusuz mühim sorular. Ancak daha da mühimi, kimin kiminle hangi amaçla iktidar kuracağı. Bir başka deyişle, kimin ne için iktidara talip olduğu? Yani, esas mesele neden iktidar olunduğu, o iktidarla ne yapılacağı.

Türkiye'de siyaset, nihayet, bir çözüm odağı olarak algılanmaya başlandı. Politikacılara ilişkin toplumdaki negatif algı silinmeye yüz tuttu. Siyaset, ülkede yaşanan normalleşmeyle birlikte muteber bir alan halini aldı. Şu anda siyaset sahnesinde yer alan bütün aktörlerin bir kere bu konuda sorumlu davranması ve siyasetin itibarını korumak noktasında azami özeni göstermesi gerekir. Kabul edelim ki bu, koalisyon arayışlarının olduğu bir dönemde hiç kolay değil. Fakat yine de, siyasetin bir çözüm odağı olarak kabul görmesi, siyasetçi tipinin toplumda pozitif bir biçimde algılanmaya devam etmesi için bu özen şart.

***

Siyaseti muteber bir uğraş olarak tutabilmenin bir koşulu da, siyasetin rasyonel dinamiklerini yok saymamaktır. Bugün koalisyon senaryoları konuşulurken düşülen hatalardan biri de budur. Parti politikaları, rasyonel çıkar hesaplarına dayalıdır. Siyasette duygular önemli olsa da, kısa vadeli duygusal tatminlerin merkezinde yer aldığı bir uğraş değildir siyaset.

İktidarın kompozisyonundan çok, o iktidarla ne yapılacağı daha önemli. Doğru ya da yanlış, AK Parti'nin içinde yer aldığı bir koalisyon senaryosunda nelerle karşılaşabileceğimize ilişkin toplumun zihninde bir resim var. Ekonominin büyüyeceği, yatırımların süreceği, krizin olmadığı vs. bir yönetim. Dedim ya, şu an için bu algının doğruluğu ya da yanlışlığı mesele değil.

***

Peki ya AK Parti'nin içinde olmadığı herhangi bir iktidar senaryosu için toplumda herhangi bir genel kabul söz konusu mu? Hayır, değil. Böylesi bir genel kabul olmadığı için de oluşan boşluğu 1990'ların kriz sevici medyası dolduruyor. Derhal, içinde AK Parti'nin olmadığı koalisyon senaryoları için akıl üretmeye koyuluyorlar.

Bakın mesela MHP ve HDP'nin dışarıdan destekleyeceği bir CHP azınlık hükümetini önerenler için iktidar ne anlama geliyor. Bu hükümet, kısa süreli olacakmış. Yani uzun süreli olmayacağı başından belli. Peki ne yapacakmış? Restorasyon. Başka? 17-25 Aralık'ı yeniden yargılama konusu yapacakmış. Bir de MİT Yasası'nı ve İç Güvenlik Yasası'nı yeniden ele alacakmış. Yetmedi. Bir de bürokrasideki partizan kadrolaşmayı dağıtacakmış. Ve tabii ki yolsuzluk iddialarına eğilecekmiş. Ezcümle, "tahribatı giderecekmiş!" Hepsi bu mu? Evet, maalesef bu. Yıkıcı siyasetten yapıcı siyaset aşamasına geçememenin çelişkileri bunlar.

***

Bugün meclise giren dört parti de muhtemel bir koalisyon hükümetinin adayı görünümünde. Medyada AK Parti, CHP, MHP ve HDP arasında, farklı konfigürasyonlarla kurulabilecek hükümet senaryoları tartışılıyor. Seçim öncesinde AK Parti'nin iktidardan düşürülmesi gerektiğini söyleyenler de dahil olmak üzere AK Parti'nin içinde bulunduğu bir koalisyon senaryosu en güçlü senaryo.

AK Parti, karşısında oluşan ulusal ve uluslararası muhalefet bloğuna rağmen seçimden birinci parti olarak çıkmayı başardı. Halihazırda AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu hükümetin kurulma sürecini koordine etmesi beklenen başlıca aktör konumunda. Hal böyle olunca, yani bir kez daha AK Parti tasfiye edilemeyince, yine ona akıl verilm