Dünkü yazımda referandum sonuçlarından yola çıkarak neler söylenebileceğini kısmen değerlendirmiştim. Bugün kaldığımız yerden devam ederek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçen Türkiye'nin siyasetinde ne gibi değişikler olabileceğine bakalım.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı seçilebilmek ve yürütme gücünü elde edebilmek için seçmenin yarısından bir fazlasının oyunun alınması gerektiği birçok yorumcu tarafından dile getirildi. Bu noktadan yola çıkarak uzlaşmanın, toplumun mümkün olduğu kadar fazla kesimini kapsamanın siyasetin bir gerekliliği olarak ortaya çıkacağı söylenebilir. Gerçekten de yeni sistem siyasi partileri, liderleri ve siyasi gelenekleri uzlaşmaya zorlayacak.
Ancak bu uzlaşma sadece Cumhurbaşkanı'nın seçildiği seçimin birinci veya ikinci turunda olmayacak.
Eş zamanlı yapılan seçimlerden sonra oluşacak parlamentoda da uzlaşma gerekiyor. Neden ve nasıl mı?
Türkiye AK Parti ve MHP'nin ortak çabası ile Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçişin meclis ayağını tamamladı. Referandum ve kampanya sürecinde de aynı ortaklık devam etti. Partiler ayrı ayrı kendi kampanyalarını yaptılar ama kampanya süreci boyunca bir diğerini incitmemeye ve süreç içerisindeki katkıları için teşekkür etmeye özen gösterdiler. Örneğin Cumhurbaşkanı'nın danışmanlarından birisinin yaptığı ve bağlamından kopartılan bir açıklamaya Devlet Bahçeli tepki gösterdi ve Cumhurbaşkanı'ndan açıklama beklediğini ifade etti. Beklenen açıklama hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan tarafından yapıldı. Bunun üzerine Devlet Bahçeli, açıklamaların "fazlasıyla yeterli" olduğunu vurguladı.
Karşılıklı bu tutum meclisin önünde duran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uyum yasalarının hazırlanması sürecinde de devam edecek. AK Parti ve MHP cephesinden bu yönde açıklamalar geldi bile. Sürecin başından sonuna kadar devam edecek bu işbirliği 2019 yılında yapılacak seçimlerden sonra teşekkül edecek parlamento için de iyi bir zemin oluşturacak.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Cumhurbaşkanı birinci veya ikinci turda yarıdan bir fazla çoğunlukla seçilse bile meclisin seçim usulü aynen devam edecek. Bu durum Cumhurbaşkanı'nın partisinin mecliste kanun yapmak için yeterli çoğunluğa sahip olmadığı bir tablo doğurabilir.
Dolayısı ile Cumhurbaşkanı ve partisi kararnamelerin dışında ülkeyi yönetmek için gerekli olan hukuki düzenlemeler için mecliste ittifak aramak zorunda kalabilirler. Zaten Cumhurbaşkanı seçilmek için yarıdan bir fazlasının oyuna ihtiyaç duyulacağı için, her bir parti ve aday sosyolojik ve siyasi tabanı kendisine yakın olan partileri küstürmemeye dikkat edecektir.
Bu dikkat kendini en başta kampanya sürecinde hissettirecektir.
Paket hazırlanırken Meclis'te, kampanya sürecinde sahada görülen, uyum yasaları sürecinde tekrar mecliste göreceğimiz işbirliği 2019 seçimleri kampanyasında da devam edecektir.
Partiler hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de meclis seçimi sonrasında ortaya çıkabilecek olası meclis aritmetiğini düşünerek birbirlerine karşı tonu fazla yükseltmeyeceklerdir.
Yıllardır Türkiye'de farklı kesimler siyasetin dilinin sertleştiğinden, nezaketin geri plana itildiğinden ve muhalefet olmak adına yapılan amaçsız karşıtlıktan şikayetçi olurlar.
Bu ortak şikayetlerin nedeni şahıslar değil, Türkiye'nin çarpık hükümet sistemiydi. Şimdi iş birliğine daha açık hatta zaman zaman partileri uzlaşmaya mecbur edecek bir hükümet sistemimiz var. Ve şu andan itibaren, Türkiye'de siyasetin hemen hepimizin rahatsız olduğu yönlerinin düzelmesini bekleyebiliriz.
Çünkü bu yönde bir iyileşmeye artık sistem müsaade ediyor ve gerisi siyasal aktörlere kalıyor.
[Takvim, 20 Nisan 2017].