Yasamanın denetim yetkileri dendiğinde parlamenter ve başkanlık sistemlerinde bu denetimin aynı anlama gelip gelmediği konusunda bazı hususların üzerinde durmak gerekmektedir. Klasik anlamda parlamenter sistem tek seçime dayalı olarak yasama ve yürütme otoritelerinin belirlendiği bir mekanizmaya sahiptir. Böyle olduğu için meşruiyetini yasamadan alan yürütmenin parlamentoya karşı sorumlu olduğu kabul edilir. Yasamanın denetim yetkilerinin düzenleniş biçimi de bu arka plana göre şekillendirilir. Bu nedenle yasama bakanlar kurulunu siyasi açıdan denetleyebilir. Tabii uygulamada ancak parlamenter istikrarsızlık ya da bizzat hükümetin onay vermesi ile çalışabilen bu mekanizmanın etkililiği sınırlıdır.
Başkanlık sistemlerinde ise yürütme meşruiyetini ayrı bir seçimle doğrudan halktan almaktadır. Dolayısıyla siyasi anlamda varlığı yasamaya bağımlı olan türevsel bir kuvvet olarak nitelendirilemez. Bu nedenle yasamaya karşı bir siyasi sorumluluktan bu sistemde prensip olarak bahsedilemez. Ancak yürütmenin cezai hususlarda yasama organına karşı sorumluluğu kabul edilmiştir. İkinci bir farklılık parlamenter sistemlerde Meclisin yürütmeyi denetleme yetkilerinin bazıları etkisiz yetkilerden oluşmakta, hemen hemen aynı içeriğe sahip olsalar da kuvvetler ayrılığının bir sonucu olarak yasama ve yürütmenin bir arada bulunmaması nedeniyle aynı yetkiler başkanlık sistemlerinde oldukça etkili denetim mekanizmalarına dönüşebilmektedir. Aşağıda değinileceği üzere buna en güzel örneği araştırma komisyonları oluşturmaktadır..