SETA > Yorum |
Bir Siyasal Hareket Olarak AK Parti ve ErdoÄŸan

Bir Siyasal Hareket Olarak AK Parti ve ErdoÄŸan

Yeni başbakan, bir yandan Türkiye'yi 2023 hedeflerine hazırlarken, diğer yandan hitabetiyle kitlelere ulaşmak durumunda. Elbette bunu yaparken, cumhurbaşkanıyla uyum içinde çalışmak ve parti elitlerini de AK Parti siyasetinin içinde tutmak zorunda.

BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın cumhurbaÅŸkanlığı adaylığı açıklandıktan sonra yaptığı tarihî konuÅŸma geçtiÄŸimiz on iki yılın bir muhasebesiydi adeta.

Fakat bu konuÅŸma, aynı zamanda önümüzdeki on yılın yol haritasını da çizme gayretiydi.

Türkiye'nin vesayetler çemberinden çıkışına vurgu yapan ErdoÄŸan'ın konuÅŸması "bir arada yaÅŸama"ya, "refahın artırılması"na, "özgürlükler"e ve "millet iradesinin tecellisi"ne odaklanmıştı.

KonuÅŸma, "bir medeniyetin diriliÅŸi" ve "dava ÅŸuuru" kavramları etrafında örülmüÅŸtü.

Belki de ErdoÄŸan'ın siyasi hayatının "bir davayı" gerçekleÅŸtirmeye adandığı kendi dilinden daha önce hiç bu kadar net ifade edilmemiÅŸti.

Ä°slam'ın temel referanslarından ve hayatının özel anlarından dikkatlice seçilmiÅŸ duygusal vurgularla ErdoÄŸan, liderliÄŸini yaptığı bir siyasi hareketin uzun mücadelesinin sonundaki zaferini ilan etti. Åžükrünü de ifade eden cümlelerle.

ErdoÄŸan'ın "dava" vurgusu, kuÅŸkusuz zihnindeki "yeni Türkiye'nin" baÅŸarıları, iddiası ve vizyonu ile yakından irtibatlı. Kanaatimce daha önemli olan ÅŸey ise AK Parti'nin kalıcı bir "siyasi hareket"e dönüÅŸtürülmesi amacı çerçevesinde "dava ÅŸuuru" kavramının devreye sokulmasıdır. ErdoÄŸan, bu noktada karizmatik bir lider olarak omuzlarında büyük bir yük hissediyor.

Liderlik zor iÅŸ... Liderler inandığı bir mücadeleyi baÅŸarıya taşımak için kitlesel desteÄŸi bulan ve bir güç temerküzü temin eden aktörler. Bu gücü bir siyasi parti ya da hareket olarak kurumsallaÅŸtırdıklarında ise uzun süre iktidarda kalabiliyorlar.

Siyasi liderleri asıl kalıcı kılan ÅŸey ise partisini bir "siyasi hareket" ve bir "dava" mücadelesine çevirebilmesidir. Hatırlayalım... Türkiye siyaseti güçlü liderlerin partilerinin zaman içinde eriyerek cılızlaÅŸtığına, kaybolduÄŸuna çok ÅŸahit oldu. Adnan Menderes'in Demokrat Partisi de Turgut Özal'ın Anavatan Partisi de hemen akla gelen örnekler...

KuÅŸkusuz bu iki lider de arkalarında baÅŸkalarının aidiyet duyacağı bir siyasi miras bıraktılar. Ancak bu siyasi miras, saÄŸda kurulan yeni partilerin kendi renklerine kattıkları bir sermayeden öteye geçemedi.

Bugün de AK Parti'nin nasıl bir siyasi mecradan geçeceÄŸi tartışılıyor. AK Parti'nin muarızları, ErdoÄŸan cumhurbaÅŸkanı olduktan sonra bu partinin de Anavatan'ın kaderini paylaÅŸacağı kanaatinde.

GirdiÄŸi 8 seçimde baÅŸarılı olan AK Parti, ÅŸimdi de liderini 12. CumhurbaÅŸkanı seçtirecek gibi görünüyor. Buradaki kritik soru ÅŸu: "Kutlu Dava"yı ÅŸahsında temsil eden "karizmatik bir lider" artık partisinin başında olmadığında bu parti kalıcı bir siyasi harekete dönüÅŸebilecek mi?

Öncelikle ÅŸunu vurgulamak lazım... Salı günkü konuÅŸmadan anlaşılan ÅŸey, AK Parti'nin temsil ettiÄŸi davanın, siyasi hareketin lideri ErdoÄŸan'dır.

"Terleyen bir cumhurbaÅŸkanı" olarak siyasi hayatta olması AK Parti'ye kalıcı bir siyasi harekete dönüÅŸmesi için önemli bir fırsat tanımaktadır. Ancak AK Parti'nin önünde yine de kritik bir sınav var:
3 dönem kuralı iÅŸletilirse eski elitlerin nerede konumlandırılacağı ve yeni genel baÅŸkan/ baÅŸbakanın hangi denklemlerde siyaset yapacağı. Tabii ki buna baÄŸlı olarak da performansı.

Yeni baÅŸbakan, bir yandan Türkiye'yi 2023 hedeflerine hazırlarken, diÄŸer yandan hitabetiyle kitlelere ulaÅŸmak durumunda. Elbette bunu yaparken, cumhurbaÅŸkanıyla uyum içinde çalışmak ve parti elitlerini de AK Parti siyasetinin içinde tutmak zorunda.
Önümüzdeki dönemi, AK Parti siyasal elitinin bu minvalde neler yapacağı belirleyecek.

[Sabah, 4 Temmuz 2014]