SETA > Yorum |
Çin Yatırımlarına Ekonomi Politik Yaklaşım 2005-2019

Çin Yatırımlarına Ekonomi Politik Yaklaşım (2005-2019)

1978’de başlayan ekonomik reformlardan sonra ekonomisini yaklaşık 100 kat artıran Çin, günümüzde hem yatırımlar hem de finansman açısından dünyanın önemli ülkelerinden biri haline gelmiştir. Dünya ekonomisinden aldığı yüzde 22’lik paya ilave olarak dünya ticaretinin yüzde 12’sini gerçekleştiren Çin küresel ekonomideki istikrar için önemli bir partner haline gelmiştir.

 

1978’de başlayan ekonomik reformlardan sonra ekonomisini yaklaşık 100 kat artıran Çin, günümüzde hem yatırımlar hem de finansman açısından dünyanın önemli ülkelerinden biri haline gelmiştir. Dünya ekonomisinden aldığı yüzde 22’lik paya ilave olarak dünya ticaretinin yüzde 12’sini gerçekleştiren Çin küresel ekonomideki istikrar için önemli bir partner haline gelmiştir. 40 yıllık reform süreci sonrası elde edilen refahı dünyanın farklı ülkelerinde yatırımlar ile değerlendiren Çin yatırım stokunda 1,985 trilyon dolara ulaşmıştır (Tablo 1). Avrupa, Asya ve Afrika gibi bölgelere daha fazla yatırım yaptığı bilinen Çin’in finansal kriz sonrası yatırımlarını hızla artırdığı görülmektedir. Ayrıca Afrika, Asya ve Güney Amerika ülkelerine düşük faiz ve uzun dönemli kredi imkânı sunulmasının getirdiği bölgesel güç birikimi Çin tarafından büyük projelerle de desteklenmektedir. Örneğin Kamboçya, Laos, Çad, Kenya, Peru, Bolivya ve Angola gibi ülkelere yüksek düzeyli yatırımlar gerçekleştiren Çin, Batılı finansal kuruluşlar gibi ağır şartlar öne sürmemektedir. Geri kalmış ülkelerin kalkınmasında önemli bir işlev gören bu yatırımlar dünya genelinde yapılan doğrudan yabancı yatırımların yaklaşık yüzde 7’sini oluşturmaktadır.[1] Batılı ülkelerin yatırım yapma konusunda isteksiz davrandığı ülkelere doğrudan yatırımlar ile girmekten çekinmeyen bir ülke olan Çin, Kenya örneğinde olduğu gibi kişi başına düşen gelirin üç kat artmasını sağlamıştır.[2] Sonuç olarak Batılı kurum, kuruluş ve devletlerden daha hafif şartlar öne süren Çin, kalkınmakta olan ülkeler için önemli bir alternatif finansman kaynağıdır.

Grafik: Bölgelere Göre Yatırımlar (2005-2019

Çin’in Altyapı Yatırımları: Ekonomik Aktivizm

Kalkınma ve ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde sürdürebilmesi için altyapı yatırımları önemli bir işleve sahiptir. Enerji ve ulaşım sektörleri başta olmak üzere ekonomik kalkınmanın itici alanları ise verimli yatırımlara ihtiyaç duymaktadır. Bu yatırımların yapılmasında siyasi istikrar ve güvenlik ortamı önemli bir işleve sahiptir. Dünya genelindeki geri kalmış ve kalkınmakta olan ülkelere bakıldığında ise siyasi, ekonomik ve güvenlik gibi alanlarda istikrar konusunda sıkıntı çekildiği görülmektedir. İstikrarın sağlanamadığı ülkelerin Asya, Afrika ve Güney Amerika gibi bölgelerde bulunması mevcut coğrafi alanlara yapılacak yatırımlar konusunda çekincelerin ana nedenleri konumundadır. IMF, Dünya Bankası ve diğer Batı kökenli uluslararası finans kuruluşların da aşırı liberal şartlar öne sürdüğü düşünüldüğünde bir kısır döngü halinde geri kalmış ülkelerde yoksulluğun kronik bir hal aldığı görülmektedir. Çin yatırımlarının mevcut geri kalmış ülkelerdeki konumuna bakıldığında ise yoksulluk döngüsünün kırılması açısından kritik bir işleve sahiptir. Ancak tek taraflı bağımlılık ilişkilerinin ortaya çıkmaması için Çin’in yatırımlar konusunda dengeli hareket etmesi gerekmektedir. Yatırımların sektörlere göre dağılımına bakıldığında enerji, ulaşım, tarım ve finans gibi alanlar ön plana çıkmaktadır. Enerjinin kalkınmakta olan ülkeler için bir maliyet unsuru olması ise Çin’in yatırım politikasının dayanaklarının sağlam olduğuna işaret etmektedir (Tablo 2).

Enerji Yatırımlarının Önemi ve İstikrar

Çin’in devlet ve özel sektör şirketlerinin operasyonel faaliyetlerinin oluşturduğu aktivizm yatırımların dış ticaret ve enerji güvenliği içinde kritik bir konumda olduğunu göstermektedir. Kendi kendine yeterli enerji kaynaklarından yoksun bir ülke olarak Çin, dünyanın farklı ülkelerinden enerji ithal etmektedir. Enerji ithalinin büyük bölümünü Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden yapan Çin için enerji fiyatlarının sabit ve istikrarlı bir şekilde sürdürebilir halde tutulması kritiktir. Enerji fiyatlarının istikrar kazanması içinde enerji arz güvenliğinin enerji ithal edilen ülkelerde temin edilmesi gerekmektedir. Dış ticaretin verimli bir şekilde sürdürülmesi için gerekli olan enerji istikrarı bu bakımdan da Çin yatırımlarının önemli bir hedefini oluşturmaktadır. Çin’in enerji ithal ettiği ülkelere genel olarak bakıldığında, enerji yatırımları ile benzerlik olduğu görülmektedir. Özellikle Nijerya, Angola, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezüella, Brezilya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde mevcut ilişki ağı daha fazla öne çıkmaktadır[3] (Tablo 2 ve Grafik 1).

Grafik: Çin’in Petrol İthalatı ve Kaynak Ülkeler (2017)

 

Grafik: . En Fazla Yatırım Yapılan Ülkeler (2005-2019)*

Çin Yatırımlarına Ekonomi Politik Yaklaşım

Dünyanın en büyük dış ticaret ülkesi olan Çin 3,1 trilyon dolarlık döviz rezervi, 1,7 trilyon dolarlık yurtiçi yatırım stoku ve yaklaşık 2 trilyon dolarlık yurtdışı yatırım stoku ile dünyanın satın alma gücü bakımından en büyük ülkesi haline gelmiştir.[4] 40 yıllık reform süreci sonrası oluşturulan refahı gelişmekte olan ülkelere hem tecrübe hem de ekonomik olarak aktaran Çin farklı sektörlere yatırımlar yapmıştır. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerine yatırımlar gerçekleştiren Çin aynı zamanda kredi ve dış borç şeklinde de gelişmekte olan ülkeleri finanse etmektedir. Örneğin Afrika ülkelerine 130 milyar dolar, Güney Amerika ülkeleri ise 140 milyar dolarlık kredi sağladığı bilinen Çin, enerji sektörü başta olmak üzere ulaşım ve altyapı gibi alanlara finansman sağlamaktadır.[5] Geri kalmış birçok ülkede faaliyet gösteren Çin, Afrika ülkeleri özelinde yatırımlar yaparken iç işlere karışmama prensibi ile hareket etmektedir. Merkezi yönetimler ile geliştirilen ilişkileri yerelde de canlı tutmaya çalışan Çin kendi firmalarını, işçilerini ve parasını kullanmaktadır. Yatırım yaptığı ülkelerdeki maliyet avantajından yararlanarak ihracat potansiyelini geliştiren Çin aynı zamanda yatırım yapılan ülkelerin kalkınması katkı sağlamaktadır.

Grafik: Sektörlere Göre Yatırımlar (2005-2019)*

Çin’in Ekonomik Yükselişinin Yansımaları

Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlarda da aktif olarak bulunan ve bölgesel barış girişimlerine destek vererek güvenlik alanında istikrara katkı sağlayan Çin enerji, ulaşım ve altyapı gibi alanlara yatırım yaparak ülkelerin kronik hale gelen yoksulluk gibi sorunlarına çözüm sunmaktadır. Dış politik hamleler ile desteklenen bu girişimler Çin’in artan ekonomik gücünün siyasi alana yansımaları olarak görülebilir. Sonuç olarak uluslararası arenada barışcıl kalkınma modeline öncülük yapan bir ülke olarak Çin ekonomik yatırımları ile hem kendi güvenliğine hem de bölgesel güvenliğe katkı sunmaktadır.

[1] “Foreign Direct Investment: Inward and Outward Flows and Stock, Annual”, UNCTADSTAT, https://unctadstat.unctad.org/wds/TableViewer/tableView.aspx , (Erişim Tarihi: 16 Ekim 2019)

[2] Kenya bazı yapılan yorum IMF, Dünya Bankası ve AEI verileri dikkate alınarak analiz edilmiştir.

[3] Bu ülkelere yapılan yatırımlarda enerji sektörü oran olarak en fazla yatırım yapılan alandır.

[4] Buradaki veriler Dünya Bankası, IMF, Çin Ulusal İstatistik Kurumu ve Birleşmiş Milletler gibi kurumlardan alınmıştır.

[5] The Dialogue Leadership for the Americas ve China-Africa Research Initiative. Güney Amerika için kredilerin veriliş tarihleri 2000-2017, Afrika ülkeleri için 2000-2016 tarihleri arasını kapsamaktadır.

[CRI Türk, 22 Ekim 2019].