İslam ve Müslüman her bir taraftan saldırı altında. Hem içeriden hem dışarıdan. Dünyanın neresine bakarsanız bakın Müslümanlar zulüm görüyor. Son bir hafta içinde olanlara bakın. İsrail askerleri İslam'ın kutsal mekanlarına saldırdı. Yeni Zelanda'da aşırı sağcı teröristler cuma namazı esnasında ellerinde uzun namlulu silahlarla 49 Müslümanı şehit etti. Bunlar yetmezmiş gibi ülkemizde bile nefret dolu gruplar ezanı ıslıklarla protesto etti. Bakıyorum şöyle etrafıma. Düşünüyorum kara kara. Acaba yeryüzünde bu kadar kapsamlı ve bu kadar fazla zulme ve hakarete uğrayan başka bir din başka bir ideolojik grup var mı diye. Bulamıyorum. Yüzyılı aşkın bir süredir İslam coğrafyaları sömürgecilikten işgale, toplu katliamlardan terörizme her türlü belayla boğuşmak zorunda kaldı. Üstüne üstlük hep suçlanan taraf olmaktan da kurtulamadı. Halbuki biliyoruz ki, Müslümanlar çoğunlukla kendi kurmadıkları bir düzenin içinde ve kendi seçmedikleri idarelerin altında yaşamaya mahkûm bırakılmıştır. Saddam ve Amerika tepişir. Müslümanlar kendi öznesi olmadıkları bir savaş sonucu ölür. Amerikalılar herkesten çok yakınır. Sanki yüzbinlerce Müslümanın hiç değeri yoktur, 3000 Amerikalı asker hepsine kıymetlidir. Avrupa'nın göbeğinde Bosna'da toplu katliamlar olur. Batılı ülkelerin umurunda olmaz. Filistin işgal edilir. Yine kimsenin kılı kıpırdamaz. Ama herhangi bir terör saldırısını tüm Müslümanların üzerine yıkmaktan da hiç çekinmezler. "İslami terör" kavramını bile isteyerek kullanırlar. Tüm Müslümanları ve hatta İslam dininin kendisini karalamak serbesttir. Bakın Yeni Zelanda örneğine. Görün terörün dini, mezhebi oluyor muymuş? Ne diyeceksiniz şimdi? Hıristiyan terörizm mi? Eğer şu kadarcık tutarlılığınız varsa başlayın araştırmaya ve konuşmaya "Hıristiyanlığın hangi öğretisi böyle teröristler çıkartıyor?" diye. Ama yok. İslam'ı ve Müslümanları karalamak için kullandığınız bu dili Hıristiyanlara karşı kullanmayacaksınız. Bunu biliyoruz. Çünkü bu kurgu yıllardır aynı şekilde işleniyor. Saldırgan Müslüman olursa İslam'a mal edilir. Hıristiyansa akli dengesi bozuk bir kişilik olarak nitelendirilir. Çünkü zaten bu durumun sorumlusu bu dili inşa edenlerdir. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Yıllardır İslam düşmanlığını Batı'nın merkezi ideolojisi haline getirenlerin samimi bir anlayış içinde olmasını beklemiyoruz. Ama şunları söylememiz lazım. Terör bir hastalıktır. Terör devletler tarafından beslenip büyütülmektedir. Başka türlü var olma şansı yoktur. El-Kaide nasıl Amerikan malıysa, FETÖ ve PYD de o kadar Amerikan malıdır. İslamofobya'nın kaynağı da Batı'dır. Ama Batılılar bu gerçekle yüzleşmek yerine suçu Müslümanlara atmaya devam edecek. Buna da hazırlıklı olmak lazım. Her zaman zayıf olarak gördükleri İslam dünyası en kolay hedef olarak seçiliyor. Artık Müslümanların kendi kaderlerini eline almasının vakti geldi de geçiyor. Güçlü siyasi merkezler inşa etmeden bundan kurtulmanın başka bir yolu yok. Şikâyet ederek ve kınayarak bir yere varamayız. Güçlü devletler kurmak ve yaşatmak zorundayız.
[Sabah, 16 Mart 2019].