[Takvim, 14 Haziran 2018]
Kampanyalarda Son Durum
Seçimlere bir haftadan az bir süre kaldı. Bayramdan sonra kampanyanın son haftasına girilecek. Adaylar ve partiler ellerindeki son kozu oynayacak, son hamlelerini yapacaklar. Peki kampanyanın son haftasına doğru ilerlerken durum nedir?
Paylaş
Seçimlere bir haftadan az bir süre kaldı. Bayramdan sonra kampanyanın son haftasına girilecek.
Adaylar ve partiler ellerindeki son kozu oynayacak, son hamlelerini yapacaklar.
Peki kampanyanın son haftasına doğru ilerlerken durum nedir?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi hayatını tanımlarken sık sık kendisini bir "maraton koşucusu" olarak tanımlıyor. Bundan kastı siyasetin günlük zaferler veya mağlubiyetler üzerinden değil gün sonunda ortaya çıkan ürün üzerinden değerlendirilmesi gerekliliği. Son bir haftaya az bir zaman kala kampanyaların gidişatına bakınca aklıma devamlı bu "maraton koşucusu" benzetmesi geliyor.
Erdoğan'ın rakipleri seçim kampanyasının başlarında iyi bir çıkış yakaladı. Doğrusu sürece Erdoğan'dan sonra en avantajlı giren aktör Meral Akşener'di. Adaylığını daha erken seçim kararı yokken açıklamış olması, üstüne Abdullah Gül'ü çatı aday olarak gösterme projesine direnmesi Akşener'in popülaritesini arttırdı. CHP'nin sağa kaymasından ve HDP ile yakın ilişki kurmasından şikâyetçi olan seçmen Akşener'i bir can simidi olarak gördü.
İnce'nin "Gel Bakalım Muharrem" nidası ile Kılıçdaroğlu tarafından aday gösterilmesi küskün CHP seçmeni için bir dönüm noktası oldu. Hırslı, öfkeli ve bağıran bir figür olarak radikalleşmiş CHP seçmeninin kavgacı lider isteğiyle örtüşen bir cumhurbaşkanı adayı oldu İnce. Böylece Akşener'e kayan taban hızla toparlandı.
Küskün CHP'lilerin İnce'nin adaylığı ile hem cumhurbaşkanlığı hem de meclis seçimlerinde yuvaya döndüğü söylenebilir. Küskün CHP'lilerin yuvaya dönüşü İnce için önemli bir rüzgâr oldu.
CHP tabanı uzunca bir süredir ilk defa "içine sinen" bir aday buldu denebilir.
İnce ve Akşener kampanyanın başında "yönetmek zorunda olmamanın avantajını" kullandılar. İnce ve Akşener hem hâlihazırda ülke yönetmedikleri için hem de 24 Haziran seçimleriyle iktidara gelmeleri pek muhtemel olmadığı için rahatça konuştular.
Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere seyahatindeyken diğer iki aday mitinglerine devam ediyordu. Terörle mücadeleden ekonomik operasyonlara karşı tedbir almaya kadar yoğun bir ülke gündemi Erdoğan'ı beklerken, diğer adaylar kesintisiz seçim propagandası yapma avantajına sahipti.
Ve tabii 24 Haziran sonrası yönetmeyecek olmak da büyük bir kolaylık. Söylediklerinden sorumlu tutulmayacaklarını bildikleri için ölçüsüz vaatlere başladılar. Hatta o kadar ölçüsüz ve bol keseden dağıttılar ki vaat ettikleri birçok konuda hükümetin zaten bir adım atıp atmadığını kontrol etmek ihtiyacı bile hissetmediler.
Tüm bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'de yoğun bir meşguliyet ve hummalı bir çalışma vardı. Önce Erdoğan'ın adaylık manifestosu ve sonra partinin seçim beyannamesi en ince detayına kadar düşünülerek hazırlandı. Her vaadin bütçeye getirisi ve götürüsü hesaplandı, kaynağı ayrıldı. AK Parti vaat ettiklerini yapmak zorunda olduğunun bilinciyle hareket etti. Keza partinin seçim propagandası da detaylarıyla birlikte tasarlandı. Mitingler, ev ziyaretleri, temalar, reklamlar, sloganlar...
Ve kampanya sürecinin kritik son haftasına girerken muhalefet erken ve fakat alelacele çıktığı sahada elindeki az malzemeyi çoktan tüketti. Taban ve destekçi olarak da doyum noktasına ulaştı. İnce'nin Akşener'e giden oyları aldığını söylemiştik. Bu süreç bile tamamlandı.
Denklemin diğer tarafında AK Parti acele etmemenin, bir an önce sahaya çıkmaktansa ev ödevine iyi çalışmış olmanın avantajını yaşıyor. Her gün seçmende karşılık bulan, ilgi uyandıran ve yapılabilir yeni bir vaatle seçmenin karşısına çıkıyor. Gün aşırı dolaşıma sokulan yeni videolar, afişler, pankartlar, animasyonlar, şarkılar ile kampanya devamlı zenginleşiyor.
Önceki seçimlerden Erdoğan'ın son hafta seçmene bir sürpriz yapmayı sevdiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanı seçimden önceki hafta yeni sistemde bakanlıkların ve yönetim ofislerinin yapısına dair açıklamalarda bulunacağını söyledi. Yani AK Parti seçmenin önüne her anlamıyla hazır olarak çıkacak.
Maratonun sonunda ipi göğüsleyen parti olacak!.
Etiketler »
İlgili Yazılar