Rusya Devlet Başkanı Putin’in çağrısıyla Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları bu yazının yazıldığı saatlerde Moskova’da bir araya gelecekleri kesinleşmişti. Bu, yaklaşık iki hafta önce başlayan çatışmaların ardından iki taraf arasında yapılacak en üst düzey görüşme olacak.
Peki, Moskova’daki bu görüşmeler ne anlama geliyor ve bu diplomasi adımından bir sonuç çıkar mı?
Bu soruya verilecek cevabı kolaylaştırmak için önce bazı tespitlerde bulunalım.
Her şeyden önce, daha önceki diplomatik müzakerelerden farklı olarak Azerbaycan şimdi masaya daha güçlü olarak gidiyor. Kendi topraklarını işgalden kurtarmak için cephede önemli başarılar elde etti ve gerek Ermenistan’a gerekse sözde aracılara, gerektiğinde topraklarını kurtarmak için harekete geçireceği askerî gücü ve iradesi olduğunu göstermiş oldu.
Önceki müzakerelerde, Ermenistan ve onun Minsk Grubu eş başkanı olan destekçileri Rusya, ABD ve Fransa, Azerbaycan’ın sahada durumu lehine değiştirecek gücü olmadığını ve Erivan’ı zora sokacak adımlar atamayacağını düşünerek hareket ediyorlar ve çözüm konusunda irade göstermiyorlardı. Şimdi Azerbaycan artık farklı düşünmeleri ve oyalama taktiklerinden vazgeçmeleri için onlara gereken mesajı verdi.
Doğrusu, bunda Türkiye’nin de ciddi katkısı olduğunun yeniden altını çizmekte fayda var.
Bu katkının üç farklı boyutu olduğu söylenebilir. Birinci olarak, Azerbaycan ordusunun modernizasyonu konusunda Türkiye ile son dönemde artan iş birliğinin önemli katkısı oldu. Artık sahada Ermenistan güçlerini çekilmeye zorlayacak bir Azerbaycan ordusu var. İkinci olarak, Türkiye’nin moral desteği ve her ne şekilde isteniyorsa Azerbaycan’ın arkasında olacağına dair kararlı mesajları Bakü’nün işgal altındaki topraklarını kurtarmak için harekete geçmesi konusunda önemli bir motivasyon oldu. Üçüncü olarak ise, Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere, Orta Doğu coğrafyasının değişik bölgelerinde sahada askerî varlığını gösterip masadaki pozisyonunu güçlendirdiğine dair çok sayıda örnek Azerbaycan için Karabağ sorununda nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda önemli bir işaret oldu. Azerbaycan, sahada gerekli adımları atmadan masada kazanmasının mümkün olmadığını bizzat Türk dış politikası uygulamalarında görmüş oldu.
Moskova görüşmesinin ne getireceği sorusunun cevabı için altı çizilmesi gereken ikinci nokta, Rusya’nın önemli bir yol ayrımında olduğudur. Şimdiye kadar Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığında açık bir şekilde Erivan tarafında yer almasının Bakü’yü giderek kendisinden uzaklaştırdığını gören Moskova için karar vakti.
Azerbaycan’ın artık Karabağ’daki işgale razı olmayacağını göstermesi aynı zamanda Rusya’nın da şimdiye kadarki Ermenistan’ın yanında duran ama Azerbaycan’ı da idare eden politikasını sürdürmesinin zor olacağını gösterdi. Bu durumda Moskova’nın Ermenistan’ın yanında durmaya devam etmesi Azerbaycan’ı kaybetmesi ve Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin kötüleşmesi anlamına gelecektir.
Rusya açısından rasyonel olan, Azerbaycan-Ermenistan sorununda tarafsız bir pozisyona geçmesi ve çözüm konusunda adım atması için Erivan’a baskı yapmasıdır. Moskova, Ermenistan’ın sivil Azerbaycan şehirlerini vurmasını engellemekle işe başlayabilir.
Son savaş aslında Rusya’nın bu meselede tarafsız bir tavır takınması durumunda kaybedecek bir şeyinin olmadığını da gösterdi. Moskova’nın Erivan’a çözüm konusunda baskı yapması durumunda Paşinyan’ın gidebileceği bir yer olmadığı görüldü. Yani Ermenistan’ın Rusya’ya sırtını dönüp Batı’ya yelken açması gibi bir tehlike söz konusu değil Moskova için. Zira Batılı ülkelerin Ermenistan işgalini görmezden gelip Azerbaycan’ı eleştirmenin ötesinde yapacakları bir şey yok. Bu konuda ABD ve Fransa’daki Ermeni lobisi de işe yaramıyor.
Kısacası, Rusya’nın bu meselede Ermenistan yanlısı tavrını terk edip tarafsız bir ara bulucu gibi davranması Bakü-Moskova ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde seyretmesini sağlayacaktır. Ayrıca böyle bir tavır Rusya ile Türkiye arasında da yeni bir gerginlik odağının ortaya çıkması yerine iki ülke arasındaki iş birliğinin gelişmesine zemin hazırlayacaktır.
Yani Moskova’dan Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığı ve Karabağ savaşı konusunda bir çözüm çıkması Rusya’nın tavrına bağlı olacak.
[Türkiye, 10 Ekim 2020].