Fransa Cumhurbaşkanı Macron, kendi ülkesinin de katıldığı ABD önderliğindeki Suriye’ye yönelik saldırının başarılı sonuçlarından birinin de Türkiye’yi Rusya’dan ayırmak olduğunu söyledi. Türkiye’nin söz konusu saldırıyı doğru bulduğuna dair açıklamalarından bu sonucu çıkarmış!
Bu açıklama birçok soruyu gerekli kılıyor.
Operasyona katılmayan, ancak destek açıklaması yapan Almanya’yı da Rusya’dan ayırdığını düşünüyor mu Macron?
Yoksa Rusya ile yoğun ekonomik ilişkilere sahip Almanların kritik bir durumda kendilerini satacaklarına dair bir endişe taşıyor mu?
Şimdi artık Rusya’dan ayırdıklarını düşündükleri Türkiye’ye karşı nasıl bir tavır içerisinde olacaklar?
NATO üyesi olan Türkiye’nin güvenlik kaygılarını paylaşıp PKK/YPG ve FETÖ örgütlerine karşı onunla dayanışma içerisinde mi olacaklar?
Yoksa eski politikalarını sürdürüp bu örgütlerin Türkiye’yi parçalamaya yönelik saldırılarına destek mi olacaklar?
Türkiye’yi Rusya’dan ayırmış olmak Fransa için neden önemli?
Rusya’ya karşı NATO ittifakını yeniden güçlendirmek için mi?
Yoksa Türkiye’yi bu şekilde iyice yalnız bırakıp 15 Temmuz’da yarım bıraktıkları işi tamamlamak için mi?
Türkiye’yi Suriye iç savaşında Rusya-İran-Esad bloku karşısında yalnız bırakıp en sonunda bunlarla tek başına masaya oturmak zorunda bırakan Fransa, ABD ve İngiltere’ye güvenmeyeceğimizi bilmiyor mu Macron?
Türkiye’nin, Batılı ülkelerin tutarsız ve çoğu zaman düşmanca politikalarını bile bile Rusya ve İran ile Suriye sorununa çözüm konusunda katettiği yolu terk edip Fransa ve ABD’ye yaslanacağını mı düşünüyor Macron?
Fransız Cumhurbaşkanı büyük bir yanılgı içerisinde.
Suriye meselesinde Türkiye’yi Rusya’dan ayırıp kendilerine bağlamaları söz konusu dahi olamaz. Zira Türkiye bu meselede ne Rusya’ya bağlıydı ne de Batılı ülkelere bağlı olmayı tercih eder.
Türkiye, kendi halkının çıkarları doğrultusunda gerektiğinde Rusya ile iş birliği yapıyor, gerekirse Batılı ülkelerle de iş birliği yapabilir. Ancak bunun için bu ülkelerin Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını dikkate almaları zorunludur.
Batılı ülkelerin, bir yandan Türkiye’nin güvenliği açısından en büyük tehditlerden biri olan YPG/PKK ile iş birliğini sürdürüp bir yandan da Ankara’nın Moskova ile arasına mesafe koyup kendilerine yaklaşmasını beklemeleri büyük bir illüzyondur.
Rusya, Suriye meselesinde Türkiye’nin güvenlik kaygıları konusunda Batılı ülkelere göre daha anlayışlı bir yaklaşım içerisinde olduğu için Ankara bu ülkeyle Soçi ve Astana süreçlerini yürütmeyi uygun gördü. Buna karşılık DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG/PKK’ya büyük silah desteğinde bulunarak bu terör örgütünün Suriye topraklarının dörtte birini kontrol etmesini sağlayan ABD ve diğer Batılı ülkeler Türkiye’den uzaklaştılar.
Şimdi Esad yönetimine karşı gerçekleştirdikleri bir saldırıyla Türkiye’nin Suriye meselesinde Rusya ve İran ile yürüttüğü iş birliğini terk edip hemen kendi saflarına katılacağını düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Zira Ankara, Suriye meselesinde Batılı ülkelere güvenemeyeceğini defalarca test etti.
Şimdi birisinin Macron’a şunları söylemesi gerekiyor:
Türkiye, Suriye meselesinde Rusya’nın yanında değildi. Batılı ülkeler Suriye politikalarını sorunun çözümüne değil de PKK/YPG’yi desteklemeye odaklamışken, Türkiye, Suriye’de yaşanan katliamların sona ermesi konusunda tek gerçekçi çaba olan Astana ve Soçi süreçlerinde Rusya ve İran ile çözüm arayışındaydı. Ancak bu süreçlerde Türkiye çözüm masasında Rusya ve İran’ın yanında değil karşısında oturuyordu. Rusya’yı dengelemek için orada bulunması gereken ABD ve Avrupa ülkeleri ise masada yoktular. Zira onlar PKK/YPG’yi de davet etmek istedikleri Cenevre’deki masayı tercih ediyorlar.
Son zamanlara kadar Suriye meselesinde Rusya’yı dengelemekten çok, görüşme masasına PKK/YPG’yi oturtmayı dert edinen Batılı ülkelerin Türkiye’yi Rusya’dan ayırmaktan bahsetmesi anlaşılır gibi değil.
Türkiye, Soğuk Savaş döneminde Batı ile kurduğu ittifakta yaşadığı kötü tecrübelerin ardından artık dış politikasında hiçbir ülkeye ya da bloka yaslanmaması gerektiğini biliyor. Birilerinin ayırmasını gerektirecek kadar Rusya’ya yaslanmadığı gibi, yine o birilerinin arzu ettiği gibi Batı’ya da yaslanacak değil.
Türkiye’deki iktidar, Rusya’ya ya da Batı’ya değil de sadece kendi halkına yaslanması gerektiğinin farkında.
[Türkiye, 18 Nisan 2018].