Son yazımda koalisyonun Suriye’deki hava saldırılarının Esed rejimi tarafından avantaja dönüştürüldüğünden bahsetmiştim. Başta Obama ve yakın çevresi olmak üzere kâğıt üzerinde Suriye’nin dostları olarak görünen bazı aktörlerin Suriye’de Esed’li bir çözümü zorunlu kılacak girişimlerde bulunduğu ve bu aktörlerin içinden bir grubun ise Cenevre 3 çerçevesinde Suriye devrimine son tekmeyi vurma çabası içerisinde olduğu anlaşılıyor. Daha önce de bu köşede Suriye meselesinde Esed rejiminin dostlarının şimdiye kadar oldukça iyi bir performans gösterdiğini; Suriye’nin dostlarının ise birkaçı hariç hepsinin dostluklarının kâğıt üzerinde kaldığını yazmıştım.
Bu yazıda ise Suriye meselesinde vardığımız son noktada Suriye’nin dostları diyebileceğimiz aktörlerin neler yapabileceğine kısaca değinmek istiyorum. Belki de şunu kabul ederek başlamak lazım: Suriye meselesinin başında sahip olunan çözüm çeşitliliği zaman geçtikçe, dinamiklerin sayısı can kayıplarına paralel bir şekilde artınca kaybedildi. Mart 2011’de kesin çözüm olabilecek veya Ağustos 2013’te krizi sınırlandırabilecek veya dinamiklerini değiştirebilecek hamleler şimdi büyük çoğunlukla anlamını yitirmiş durumda. Çözüm çeşitliliğimiz yok. İmkânlar ve yapılabilecekler oldukça sınırlı. Bundan sonra atılacak adımlar başta Suriyeliler olmak üzere bölge insanının yarasını kötü olasılıklar arasından en iyisini seçmek suretiyle uzun vadeli olarak kapamayı amaçlayacak.
NELER YAPILAMAZ?
Esed rejimiyle başta yapılamadığı gibi şimdi de insani hassasiyetlerle konuşulamaz. Kaldı ki koalisyon saldırılarının Esed rejimine yaradığı ve muhaliflerin dört bir yandan sarıldığı bir ortamda rejimin anlamlı bir siyasi çözüme açık olmayacağını tahmin etmek zor değil. İran Suriye’de boğazına kadar kana bulanmış durumda. Muhaliflerin uzlaşmak isteyeceği son aktör İran. İran için ise Suriye sıfır toplamlı bir oyun. İran’ın Suriye’de Irak gibi iktidar seçenekleri de yok. Bu sebepten İran Esed’e tutuklu kalmış. Hal böyleyken İran’la konuşmak boşa kürek çekmek anlamına geliyor. Elde kaldı Rusya.
Rusya aktif bir şekilde Cenevre 3’ü toplama çabasında. Siyasi muhalefetin eski lideri Muaz El-Hatib’i geçtiğimiz haftalarda Moskova’ya davet edip, Cenevre’nin hikmetlerini anlattılar. Malum ardından Esed rejiminin dışişleri bakanı Velid Muallim de Moskova soğuğuna çağrıldı. Rusya Suriye meselesini Rusya merkezli bir yol ile çözmek istiyor.
KİLİT AKTÖR RUSYA
Rusya’yı Esed rejiminin yılmaz destekçisi diğer aktörlerden biraz ayırmak gerekiyor. Aslında bu girdaba Rusya kendi kendini soktu. Rusya’nın Suriye’deki çıkarları hiçbir zaman tehdit altında değildi. Hatta Rusya meseleye bu kadar girmese İsrail’in güvenliği tehdit edilmediği müddetçe Obama da Suriye’ye pek bulaşmayı istemiyordu. Fakat Rusya, paranoyasının da sayesinde Suriye’de çatışmanın bir tarafı oldu. Yine de her şeye rağmen Rusya kendisini avantajını kaybetmeyeceği bir metotla Suriye meselesinin yükünden kurtarabilir. Atacağı diplomatik hamlelerle Suriye’de siyasi çözümün kilit aktörü olabilir. Obama yönetiminin de Suriye meselesinin çözümünü Rusya’ya ihale ettiğini düşünürsek Rusya’nın olası bir çözümde merkezi rol oynayacağını tahmin edebiliriz.
Bu sebepten Suriye’nin dostlarının iki çabayı aynı zamanda yürütmesi gerekiyor. Birincisi Rusya ile Esed’siz, Suriye’nin devlet yapısının korunduğu ve milli uzlaşıyı amaçlayan bir çözüm için müzakere etmek. Problem değil, ismine Rus çözümü diyelim, kurdelesini da Putin kessin törenin ama yeter ki akan kan sürdürülebilir bir müdahaleyle dursun. Putin’in Türkiye ziyareti önemli. Örneğin Suudi Arabistan, Katar, Fransa da benzer şekilde oturup Putin’le konuşmalı. İran sorun çıkarmaya devam edecektir; fakat Rusya’yla ortak zeminin bulunması İran’ın da hareket alanını kısıtlayacaktır. İkincisi de Esed’siz bir çözümü garantilemek ve siyasi çözümün önünü açmak için Halep’e gerekli destek verilmeli. Suriye’nin dostları Halep’e sahip çıkmalı. Hem insani olarak hem de stratejik olarak bu büyük bir gereksinim. Yoksa seneler sürebilecek “yıpratma savaşı” sadece Suriyelileri değil tüm dünyayı yıpratmaya devam edecek.
[Akşam, 01 Aralık 2014]