SETA > Yorum |
Yeni OVP Ne Anlama Geliyor

Yeni OVP Ne Anlama Geliyor?

Türkiye ekonomisi hedeflerini yüksek tutan bir vizyonla hareket ediyor. Bu vizyonun pusulalarından birisi de OVP.

Başbakan Binali Yıldırım, 2017-2019 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı. OVP'ler Türkiye ekonomisi için üç yıllık bir yol haritası belirliyor. OVP ilk olarak 2006-2008 dönemi için hazırlanmıştı.

Yaklaşık 10 yıldır devam ederek, yerleşik bir uygulama haline gelen OVP, ekonomi yönetiminde orta vadede öngörülebilirliği sağlaması açısından önemli.

Ancak OVP'lerin önemi, yalnızca 3 yıllık dönem için bir plan özelliği taşımasından kaynaklanmıyor. OVP, bir anlamda 3 yıllık dönem için hem ekonomideki istikrarın garantör anlaşması niteliğinde, hem de değişen şartlardan dolayı her yıl güncellenerek revize edilmesi anlamına geliyor, yani hedeflerin güncellenme sözleşmesi gibi.

Her yıl mevcut durumun şartlarına göre yenilenen OVP, yatırımcılar için de bir resim çiziyor.

Diğer yandan, Rusya ile yaşanılan kriz, Suriye'deki dramın ekonomik ve sosyal maliyetini yüklenmiş bir ekonomi ve tüm bu olayların üstesinden gelebilmiş, üstelik bir de 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı bir ortamda 2017-2019 OVP'nin, hangi koşullar altında hazırlandığı unutulmamalı.

EKONOMİK BÜYÜME HEDEFİNDE TEMKİNLİ REVİZYON
OVP'de öngörülen makroekonomik göstergelere bakıldığında, ilk olarak 2016 yılı için ekonomik büyüme hedefinin yüzde 4.5'den yüzde 3.2'ye düşürüldüğü dikkat çekiyor. Aslında bu rakam, Türkiye'nin 2023 hedefleri için kesinlikle yeterli değil. Ancak, bu büyüme rakamının aynı yıl darbe girişimine maruz kalan bir ülkenin ekonomik büyüme hedefi olduğunu da ifade etmek gerekiyor.

Üstelik, postmodern denilen 28 Şubat darbesi, e-muhtıra adı verilen 27 Nisan darbesi ve 17-25 Aralık gibi yargı darbesi değil, tam 36 yıl sonra karşılaşılan silahlı/tanklı darbe girişimini yaşadık 15 Temmuz'da. Bu yüzden ekonomik büyümede aşağı yönlü bir revizyon olağan.

Büyümenin düşürülmesinde diğer bir gerekçe ise, küresel koşulların ihracat üzerinde oluşturduğu olumsuz hava ve Türkiye'nin Rusya ile yaşadığı kriz sonrasında ihracatta meydana gelen kayıplar.

2016 yılında ekonomik büyüme hedefinin yüzde 3.2'ye düşürülmesine rağmen, Türkiye 2009 yılının son çeyreğinden beri büyümeye devam ediyor. Üstelik, 2016 yılı için öngörülen ekonomik büyüme oranı bizim hedeflerimiz için düşük olmasına rağmen, AB ekonomilerinin iki katı.

Ayrıca, Türkiye'nin kamu maliyesinde sağladığı iyileşmeler ve özellikle bütçe açığının düşük olmasının sağladığı geniş manevra alanı, ekonomi için bir sigorta. Çünkü, bu dönem ekonomik büyümenin devamlılığı için hem iç talebin artırılması hem de kamunun kendi harcamalarını artırması çok önemli.

Diğer yandan, OVP'de yer alan rakamların sadece nicelik bakımından değil, hangi şartlarla belirlendiğini de göz önünde tutmamız gerekiyor. Evet, şartlara göre karamsar sayılabilecek bir tablo çizilmiş olabilir, ama başta darbe girişiminin olumsuz etkileri gibi koşullar ortadan kalktığında, çok daha iyi sonuçlarla karşılaşma ihtimali oldukça yüksek.

ORTA GELİR TUZAĞINA TAKILMAMAK İÇİN REFORMLAR ŞART
Şu bir gerçek ki, Türkiye ekonomisi uzun süredir yapısal reformları ajandasına aldı ve artık bu sürecin, yani yapısal reform sürecinin tamamlanması konusunda bir inanç ve motivasyon var. Reformların tamamlanmasından başka çaremizin olmadığı da açık. Çünkü, ekonominin şoklardan kurtulması, kredi derecelendirme kuruluşlarının manipülasyonlarının azaltılması ve Türkiye aleyhine oluşturulan negatif algının ortadan kaldırılması için yapısal reformlar olmazsa olmaz noktasında.

Diğer taraftan, Türkiye 2008 yılından beri 10.000 Dolar seviyesinde kişi başı gelir seviyesinde, bu rakam orta gelir düzeyinin üst grubunu temsil ediyor. Yani, henüz orta gelir tuzağındayız diyemeyiz. Ancak, Türkiye ekonomisi eğer bu gelir grubunda uzun süre kalıp patinaj yaparsa ve dolayısıyla ekonomideki yapısal sorunlar tamamlanmazsa, orta gelir tuzağına takılmış olacak.

Bu nedenle, geçmiş dönem OVP'lerde de yer alan yapısal reformların 2017-2019 OVP'sinde yer bulması, hem orta gelir tuzağına önlem alınması için, hem de ekonominin güçlendirilmesi ve hak ettiği noktaya getirilmesi için ciddi bir motivasyon.

Türkiye ekonomisi hedeflerini yüksek tutan bir vizyonla hareket ediyor. Bu vizyonun pusulalarından birisi de OVP.

[Yeni Şafak, 6 Ekim 2016].