SETA > Yorum |
Mesianizm Ortadoğu'yu Ateşe Verirken

Mesianizm Ortadoğu'yu Ateşe Verirken

Sadece birbirlerini yeseler neyse de olan maalesef ahir zaman senaryolarının merkezi konumunda bulunan Ortadoğu'ya ve onun cefakar halklarına oluyor.

İnsan gücü ile düzeltilemeyecek kadar fesat ve zulüm dolu dünyanın, din ve inancına göre değişik isimlerle adlandırılan bir kurtarıcı tarafından kıyamete doğru kurtarılacağı inancına mesianizm denir. Daha önce de bu köşede kullandığım bu kelimeyi bir yere not edin. Zira Ortadoğu’daki gelişmeleri hakkıyla anlayabilmek için önemli bir kelime. Yahudilerin Maşiyah’ı, Hıristiyanların Mesih’i, Müslümanlar’ın Mehdisi akla ilk gelen kurtarıcılar. Budizm ve Zerdüştlük gibi inançların da benzer görevi ifa etmesini umdukları bir ahir zaman kurtarıcıları var. Mesianizmi Ortadoğu için önemli kılan şey ise mesianizm inancı kuvvetli devlet, örgüt ve cemaatlerin el ele verip bölgeyi talan etmesidir. Bu aslında bazı Mesianik hareketlerin öğretilerinin bir parçasıdır. Mesih vb. nin zulmün ve günahların doruk noktasına ulaştığı bir anda geleceğine inandıklarından bazı mesianik hareketler bu gelişin hızlanması için zulüm ve günahı kendi elleriyle ikiye katlarlar. Örneğin, bu pratik Türkiye’de bir ara oldukça gündemde olan Yahudi Mesianizminin önemli hareketlerinden Sabetaycılar’da yaygındı.

Ortadoğu’nun mevcut krizlerine baktığımızda neredeyse her taşın altından bir mesanik hareket çıkmakta. Tabiri caizse dünyanın tüm mesianik hareketleri birleşmiş, var güçleriyle dünyanın sonunu getirmeye çalışıyorlar. Birkaç örnekle açayım:

BİR MESİANİK PROJE: İSRAİL

Bölgede birçok sorunun kaynağı durumundaki İsrail’den başlayalım. Kuruluş itibariyle mesianik ideallerin baskın olduğu bir ülke. Filistin topraklarına Yahudi göçünün de benzer şekilde güçlü mesianik tonları var. Çatışmaların merkezi Kudüs’ün Yahudi ahir zaman senaryolarında merkezi bir konumu var. Bölge hala bu mesianik projenin eski ve yeni sorunlarıyla cebelleşiyor. Örneğin, Harem-i Şerif’teki çatışmaların en önemli sebebi, Yahudi ahir zaman inancı. Harem’in yerine ahir zamanda inşa edileceğine inanılan tapınak, hem Harem’in altında hem de üstünde mesianik provokasyonlara sebep oluyor. Bir anekdotla bitireyim: Başbakan Netanyahu’nun BM Genel Kurul toplantısında (2011) İsrail’de belki de en güçlü mesianik inanca sahip grup olan Lubaviççiler’in liderinden (mensupları tarafından Mesih olarak kabul edilir) alıntı yapması durumun vahametine çarpıcı bir örnek.

İran’da da durum farklı değil. Mehdi inancı Şiiler’de Sünniler’e oranla oldukça kuvvetli hatta doktrinin bir parçası. İran Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın da mensubu olduğu Hüccetiye Hareketi İran’da ilk akla gelen mesianik hareketlerdendir ki Hüccetiye’nin dünyada savaşı vb. Kayıp İmam’ın dönüşünü hızlandırmak için yaymayı amaç edindiği söylenir. Suriye’deki çatışmaları da İmam Mehdi’nin geleceği nihai bir sürecin bir aşaması olarak görenler var. Üstelik üst düzey İranlı yetkililerden bu yönde açıklamalar duyabilirsiniz. Bir iddiaya göre ise Suriye’de çatışmalara taraf olma konusunda çekinceleri olan Hizbullah, mesianik vaad ve gerekçelerle İranlılar tarafından ikna edilmiş. Yine internetteki videolarda Suriye’de savaşan Şii yabancı savaşçıların çatışma sırasında Mehdi ismini anmalarına rastlayabilirsiniz. Bölgede yıkımın dönüm noktalarından olan Irak işgalinin baş aktörü ABD’li neoconlar arasında bir Hıristiyan mesianizmi olan Evanjelizm’inin yaygın olduğu bilinir. Bush’un devlet politikası haline getirdiği Evanjelizm, kıyamet senaryolarında Tanrı’nın Krallığı kurulmadan önce bir Yahudi hakimiyetinin olacağına inanır ve bunun gerçekleştirmesini kendi elleriyle hızlandırmaya çalışırlar. Neredeyse Siyonistler’den çok Siyonizm’i savunurlar. Filistin’e Yahudi göçünden yerleşimlere kadar birçok problemli konuda aktif rol alır, finansmanına katkıda bulunurlar.

IŞİD MESİANİZMİ

Son zamanların popüler örgütü IŞİD de mesianizm semtinin çocuğu. Güçlü mesianizm inancına sahip olan IŞİD, kıyametten önce Dabık ve Amak şehirlerinde çıkacak bir Müslüman-Kafir savaşına inanır. Suriye’de bulunan ve stratejik olarak hiçbir öneme sahip olmayan bu şehirler de an itibariyle IŞİD’in kontrolü altındadır. IŞİD’in dergisinin ismi Dabık, medya birimlerinden birinin ismi de Amak’tır. Örgütün ataları Ebu Musab El-Zarkavi de Ebu Ömer Bağdadi de bu şehirlere atıflarda bulunmuş ve buralara hakim olma hedeflerini ortaya koymuşlardır.

Örnekler uzayıp gider. Ortak noktaları hepsinin kıyamet senaryolarının olması, bir kurtarıcıya inanmaları, kendilerine özel rol biçmeleri ve kıyametten bahsederken bölgemizde kıyamet provası yapmaları. Sorun ise benzer senaryolarda herkesin kendisini başrole koyması, diğerine de kötü adam rolünü vermesi. Sadece birbirlerini yeseler neyse de olan maalesef ahir zaman senaryolarının merkezi konumunda bulunan Ortadoğu’ya ve onun cefakar halklarına oluyor.

[Akşam, 8 Aralık 2014]