SETA > Köşe Yazıları |
Hayallerde Yaşıyor Bazı Gazeteciler

Hayallerde Yaşıyor Bazı Gazeteciler

Yeni parti kurmak, Erdoğan'sız AK Parti'yi ele geçirip hazıra konmak hayali kurmaya benzemez.

AK Parti içerisindeki rahatsızlık günden güne büyüyormuş. Partinin adalet yolundan sapması ve batı ile ilişkilerin giderek kötüleşmesi rahatsızlığın ana nedeniymiş.

Böyle devam etmezmiş.

Rahatsızlık her an aksiyona dönüşebilir, belki de yeni bir parti kurulabilirmiş.

Umduğunu bulamayan, kendinden başka herkesi 'iktidarın nimetleri'nden faydalanmakla suçlayanların son günlerdeki gözde cümleleri bunlar.

İllaki memnuniyetsizler, illa ki rahatsızlar, illa ki vicdanları bir şeye el vermiyor.

Sorsan onlardan başka namuslu, dürüst, dava adamı, ahlaklı, ilkeli yok...

Eleştirilerine katılmayan herkesi de iktidara boyun eğmekle yaftalıyorlar.

Şimdi yeni parti hayali kuruyorlarmış.

Dekoratif bir parti kuracaklarsa eğer o da kolay. Bir dilekçe, birkaç imzaya bakıyor.

Ama hakiki bir parti kuracaklarsa eğer o iş biraz zor. Hayallerdeki gibi olmuyor.

Koşmak, terlemek, gece gündüz çalışmak, alkışı da eleştiriyi de, övgüyü de sövgüyü de kaldırmak gerekiyor.

Sonra bir kadro, bir program lazım.

Seçmene söyleyecek söz gerekiyor.

Hülasa yeni parti kurmak, Erdoğan'sız AK Parti'yi ele geçirip hazıra konmak hayali kurmaya benzemez.

HAYALLER HAYATLAR

İnsan hayal kurmadan yaşayamaz.

Hayal dünyasında işler hakikatte olduğundan çok daha güzel ve sorunsuzdur. Hayal kurmanın tabiatı böyle ama hayalleri gerçek hayat zannetmemek lazım. Hayaller ile hayatlar arasındaki mesafe mazallah çok açılırsa insan mutsuz olabilir...

Hayaller kanaat önderi olmak, hayatlar konuşup durmak...

Hayaller duayen gazeteci olmak, hayatlar tutunamamak...

Hayaller vicdanlı entelektüel olmak, hayatlar operasyon elemanı olmak...

'HERKES O ŞEREFLİ GİYSİYİ GİYMELİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan bedelli askerlik sorusuna bu şekilde karşılık verdi.

Gündemde bedelli askerlik olmadığını açıklamanın yanında zorunlu askerliğe bakışını da vurgulamış doldu. Askerliğin önemli olduğunu, her Türk gencinin bu vazifeyi yerine getirmesi gerektiğini düşünüyor Erdoğan.

Toplumda yer yer aksi yönde bir beklenti olmasına rağmen bu görüşlerini açık yüreklilikle ifade etti. Topu taca atmadı, şuan gündemimizde yok ama yarın şartlar ne getirir belli olmaz demedi, sorunun cevabını geçiştirmedi. Seçmenin bir kısmının hoşuna gitmeyecek olsa bile görüşlerini açık açık söyledi.

Erdoğan'ı lider yapan da bu özellik.

Bir yanda tabanın beklentileri dinlemek ancak öbür yanda da gerektiğinde tabanı yönlendirmek. Akıntıya kapılmadan bildiğini söylemek ve tabanın yönünü değiştirmek.

CENAZEYE SAYGISIZLIK

Malum HDP'li Tuğluk'un annesinin cenazesinde Türkiye'ye yakışmayan şeyler yaşandı. Bir grup kendini bilmez cenazeyi engellemeye çalıştı. Daha sonra başta İçişleri Bakanı dahil yetkililer devreye girerek duruma el koydular.

Olay benim bildiğim kadarıyla bundan ibaret. Geriye dönüp haberleri tekrar okuyorum, neler olmuş farklı gazetelerden takip ediyorum, hemen hepsinin verdiği detaylar bunlar.

Ancak pek vicdanlı bir grup sosyal medya İslamcısının yazdıklarına bakarsanız bambaşka bir olay yaşanmış zannedebilirsiniz. Olay gününden bu yana ne memleketin insanlığını bıraktılar laf söylemedik ne Müslümanlığını. Yatıp kalkıp ortadaki ayıbın büyüklüğünden, yapılanın yanlışlığından bahsedip birileri, bir yerleri suçluyorlar. Kimi ve neyi suçladıkları da belli değil. Devamlı muğlak ifadeler, karanlığa sıkılan kurşunlar.

Evet, kötü hem de çok kötü bir olay...

Ama birkaç kendini bilmez yaptı. Kimse desteklemedi ve sahip çıkmadı. Bakanına kadar devlet ricali en yüksek perdeden gerekeni yaptı.

Hal böyleyken, havanız kime?

[Takvim, 17 Eylül 2017].