Zeytin Dalı harekâtı (ZDH) iki aylık süre zarfında önemli bir zafere imza atıp, PKK/PYD terör örgütünü Suriye’nin kuzeybatısında topraksızlaştırarak, Türkiye’nin önemli bir başarıya imza atmasını sağladı. Milli ve yerli savunma sanayii ürünlerinin sahada etkin bir şekilde kullanılmasının, harekâtın kısa sürede başarıyla sonuçlanmasını sağladığı görüldü. Millilik ve yerlilik konfigürasyonu bakımından harekât etkinliğine katkı sağlayan en önemli ürünlerden biri de silahsız ve silahlı insansız hava araçlarıydı (İHA/SİHA). Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterinde bulunan BAYKAR Makina’ya ait TB2 taktik İHA/SİHA’nın harekâttaki rolü, Türkiye’nin savunma sanayiindeki insansız ve otonom teknolojiye neden eğilmesi gerektiğine işaret ediyor.
2014 yılında yapılan bir araştırmada, ABD’nin 2013 yılında İHA sistemleri için ayırdığı 6,6 milyar dolarlık bütçesinin, 2022 yılında 11,4 milyar dolara çıkacağı öngörülmektedir. Çalışma, sadece ABD ordusunun değil diğer dünya ordularının da harekât sahalarında İHA/SİHA’lardan beklentilerine işaret ediyor. İHA/SİHA’lar askeri operasyonlarda istihbarat, harekat ve kamu diplomasisindeki etkinliği nedeniyle dünyada birçok ülkenin yatırım yaptığı savunma sistemi arasında yer aldı. İHA/SİHA kullanımının harekât etkinliğine yaptığı katkıyı, dört kategoriye ayırmak gerekirse, şu şekilde bir sıralama yapılabilir; (i) harekât alanında dost zayiatını minimum düzeyde tutarak, insan maliyetini azaltması, (ii) yüksek değerli hedefleri başarılı bir şekilde etkisiz hale getirerek, stratejik sonuçlar üretmesi, (iii) terörist unsurların taktik kapasite kullanımlarını baskılayarak, eylem yapma kabiliyetlerini azaltması, (iv) meskûn mahallerde sivili zayiata neden olmadan hassas bir şekilde teröristlerin etkisiz hale getirilmesi.
Rakamlarla TB2’nin Zeytin Dalı harekâtındaki etkinliği
Türkiye de İHA/SİHA’ların yukarıda ifade edilen harekat etkinliğinin tamamından, Zeytin Dalı harekatında istifade etti. TB2’ler harekat boyunca toplam 382 sorti ve 4916 saatlik uçuşla doğrudan 449, dolaylı olarak da 680 olmak üzere toplam 1129 teröristin imhasını sağladı. TSK tarafından 7 Nisan 2018 tarihi itibarıyla, ZDH’nda etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısını 3991 olarak açıklandı. TB2’nin doğrudan imha ettiği terörist miktarı, harekât boyunca etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısının yüzde 11,2’lik kısmına tekabül ederken, TB2’nin havadan ateş destek vasıtalarına hedef işaretlemek suretiyle imhasına dolaylı olarak katkı sunduğu terörist sayısının toplam etkisiz hale getirilen terörist miktarı içindeki oranı yüzde 17 olarak görüldü. TB2’nin doğrudan ve dolaylı olarak imhasına katkıda bulunduğu toplam 1129 teröristin harekât süresince etkisiz hale getirilen terörist sayısına oranı ise yüzde 28,2.
TB2’in taktik harekât sahasındaki etkinliği, yüksek değere sahip taktik hedeflerin imha edilmesi ve teröristlerin taktik yeteneklerini sınırlandırmasında açıkça görüldü. Terörist unsurlara takviye maksadıyla gelen motorlu konvoyların imha edilmesi, ağır silahların monte edildiği taktik araçların vurulması ve teröristlerin ilerleme, çekilme ve eylem esnasındaki hareketlerine etkili SİHA akınları gerçekleştirildi. Bununla birlikte Afrin ilçe merkezi ve çevresindeki meskûn mahallerde sivillerin tahliyesini engelleyen terörist unsurlar hassas bir şekilde etkisiz hale getirildi.
PKK/PYD’li teröristlerin taktik unsurlarının, arazideki baskın ve pusu eylemlerinde, eylem bölgesine sızma ve geri çekilme süreçlerinde TB2 doğrudan müdahale ile terörist unsurları önemli oranda imha etmeyi başardı. Öte yandan eylem esnasında harekât unsurlarına verdiği doğrudan yakın hava desteğiyle, operasyon birlikleri üzerindeki baskıyı azaltıp, birliklerin taktik avantaj elde edebilmesine imkân sağladı. Bilindiği gibi PKK/PYD’li teröristler, TSK’nın teknik üstünlüğünden kaçınmak için olumsuz hava koşullarında ve zorlu arazi şartlarında saldırı gerçekleştirmeyi tercih etmekte. Teröristlerin aynı stratejiyle 10 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirdiği saldırıda, TB2 bulut altı alçak irtifa uçuşuyla terörist unsurlara saldırı esnasında doğrudan müdahale ederek ve teröristlerin eylem sonrası çekilmeleri esnasında da Hava Kuvvetleri unsurlarına hedef tarif etmek suretiyle harekât sahasında önemli bir görev icra etmiştir. Böylelikle, hem harekât birliklerinin daha fazla zayiat vermesine engel olmuş hem de eylemi gerçekleştiren terörist unsurun tamamına yakınının imha edilmesini sağlamıştır.
İnsansızlaşan ve otonomlaşan sistemlere dönüşüm
TSK, İHA/SİHA’ları Afrin’de harekât alanında genel olarak harekât birliklerinin taktik istihbarat ve ateş destek ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kullandı. Harekât boyunca İHA/SİHA’lara kazandırılan yarı-otonom yetenekler ve atış kontrol sistemleri entegrasyonu sayesinde, hedefe görünmeden yaklaşılıp hassas vuruşlar yapılarak, harekâtın askeri karar verme süreçlerine olumlu katkısı sağlandı. İnsansız hava araçlarının, harekâtın seyrini ve icrasını, gözle görülür şekilde dönüştürdüğünü iddia etmek de abartı olmaz. Geleceğin düşük ve orta yoğunluklu çatışma ortamlarının da daha az insan gücüyle ve daha fazla insansız ve otonom sistemlerle şekilleneceğine dair çeşitli çatışma tecrübeleri, Afganistan, Irak ve Suriye’de görüldü. TSK’nın da gelecekteki harekât alanlarında sahada daha az harekât gücüne gerek duyacak şekilde İHA/SİHA’ları yaygın olarak kullanacağı beklenmelidir. Bu kapsamda, TSK’nın dünyadaki İHA/SİHA kullanım eğilimine paralel olarak otonom yetenekleri zenginleştirilmiş, havada kalma süreleri uzatılmış, atış kontrol ve mühimmat konfigürasyonları çeşitlendirilmiş daha büyük stratejik platformlara ihtiyaç duyacağını ve Türkiye’deki İHA/SİHA çalışmalarının da bu ihtiyaca cevap verecek şekilde gelişeceği değerlendirilebilir.
TSK uzun süren çalışmaların ardından İHA sistemlerini ilk olarak 1996 yılında envanterinde görebildi. Satın alma veya kiralama yollarıyla tedarik edilen ABD ve İsrail menşeli GNAT 750, Predator ve Heron modeli taktik İHA’lar, Türkiye’ye savunma sanayiindeki kronik bağımlılık sorunlarını yaşatmanın ötesine geçemezken, millileşmenin farkındalığını sağlattı. Yazılım, donanım ve mühimmat konfigürasyonlarının bir arada görüldüğü insansız hava aracı sistemlerinde, yerli savunma firmaları, Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2005 yılında başlattığı insansız hava aracı geliştirme süreciyle birlikte, yazılım ve mühimmatın millileşmesi alanında gözle görülür gelişmeler kaydetti. Tasarım firmalarının da millileşme sürecini kısa sürede yakalamak için aynı gayreti göstermesi gerektiği söylenebilir. İHA sistemleri savunma sanayii, tek başına yeterli dönüşümü ifade etmez, bunun için savunma sanayindeki yazılım ve tasarım alanındaki eş zamanlı milli dönüşüm Türkiye’nin savunma kaynaklarının yöntemi için stratejik bir hamle olabilir. Geleceğin insansız ve otonom savunma sistemlerine yatırım yapmak, Türkiye’nin geriden takip ettiği insanlı savunma platformlarının tedarikini terk edip, ürünler geliştirip kullanan ve bunları ihraç eden bir ülke olabilmesi için insansız ve otonom savunma teknoloji alanı stratejik fırsata dönüşebilir.
[AA, 19 Nisan 2018]