Başta Almanya olmak üzere Batı’daki medyanın Türkiye’deki alçak darbe girişimi konusundaki yayınlarına baktığımızda genel tavrın bir hayal kırıklığı olduğu görülüyor.
Bu defa da olmadı...
“Bunu saymayız, yine bekleriz” tavrı içindeler...
Tam bir “ben darbeye darbe demem başarılı olmayınca” tutumu...
Hatta bazılarında sanki “turpun en büyüğü bu muydu” şaşkınlığı...
Erdoğan’ın ve AK Parti’nin hâlâ iktidarda kalmasından dolayı yaşadıkları hüsran içerisinde ne diyeceklerini şaşırmış durumda darbe sürecini yorumlamaya çalışıyorlar.
Nasıl bu kadar alçalabiliyorlar diye onlara kızıyorum. Sonra da kendime kızıyorum... Sen bunlardan farklı bir tavır mı bekliyorsun?
28 Şubat sürecinde Almanya’da yaşayan birisi olarak, o darbe konusunda bunların tutumlarını görmedin mi?
Hani, her gün Alman medyasına bakıp da, Türkiye’de demokrasiyi katleden “postmodern darbecilere” karşı çıkan yazılar aramıştın... Bu “demokrasi havarileri” darbecilere karşı çıkar diye boşuna beklemiştin.
Ama nafile...
Bir iki tane cılız ses dışında kimse o darbeye de karşı çıkmamış, neredeyse herkes darbe sürecine destek vermişti.
Şimdi sen bütün bunları unutmuş gibi, hâlâ bu Avrupalılardan farklı bir ses bekliyorsun!
Artık bu açık darbe girişimine karşı da kıvırmazlar herhâlde! Meclisi bombalayan, Cumhurbaşkanını öldürmeye teşebbüs eden, polis merkezlerini ve sivil halkı bombalayan darbeci teröristlerin karşısında Türkiye’nin yanında açıkça tavır alırlar artık diye düşünüyorsun...
Yok aslında Batı medyasının genelinde okuduklarıma ve duyduklarıma hiç şaşırmadım. Çok farklı bir şey beklemiyordum.
Batı’daki herkesin de bu sahte demokrasi havarileri gibi düşünmediğini biliyorum. Ancak bu iflah olmaz “Erdoğan ve Türkiye düşmanlarının” Batılı ülkelerdeki kamuoyunu çok etkilediklerini bildiğimden öfkeleniyorum.
Onlar görevlerini yapıp, Türkiye’nin yörüngeden çıkmasını engellemek için ellerinden geleni ortaya koyuyorlar. Bu amaca ulaşmak için her yolun mubah olduğunu düşünüyorlar, demokratik değerlere ihanet etmiş olmayı sorun etmiyorlar.
Bunu ilk defa yapmıyorlar. Daha önce Cezayir’de, Mısır’da ve defalarca Türkiye’de darbeye doğrudan ya da dolaylı destek verdiler. Çünkü demokrasi, aykırı ve yörüngeden çıkma eğilimine sahip akımları iktidara getirmeyecekse iyi bir rejimdir onların gözünde. Yoksa kolaylıkla askıya alınabilir. Ona zaman zaman “balans ayarı” yapanlar gizli kahramanlarıdır bu yüzden...
Avrupa ve Amerika’daki siyaset ve medya dünyasında etkili çevrelerin Türkiye gibi ülkelere demokrasi perspektifiyle bakmadıklarını defalarca test ederek öğrendim ben...
O yüzden şimdi Türkiye’de yaşanan açık ve alçakça darbe girişimi karşısında da farklı bir tavır göstermelerini beklemedim. Siyasetçiler, darbe girişiminin başarısız olduğunu gördüklerinde yarım ağızla destek açıklaması yaparken, medya dünyası hâlâ “başarısızlığın” şokunu atlatamamış görünüyor.
Yani gerçekte benim onların darbe destekçisi tutumundan dolayı artık bir hayal kırıklığım söz konusu değil.
Sadece onların yaşadığı hayal kırıklığını ibretle izliyorum.
Ancak şu çağrıyı yapmayı da görev biliyorum.
Türkiye’deki bütün demokrasi yanlıları! Batı’nın etkili çevrelerinin Türkiye konusunda demokrasiden yana tavır almasını asla beklemeyin. Kendiniz demokrasiye sahip çıkın!
Türk halkı da zaten bunu yaptı...
[Türkiye, 20 Temmuz 2016]