SETA > Yorum |
Terörü Medya-Toplum Bütünleşmesi Bitirir

Terörü, Medya-Toplum Bütünleşmesi Bitirir

Kişisel ve kurumsal çıkarlar gazeteciliğin ve gazetecilik etiğinin önüne geçmiş durumda. Burada ilginç olan Hürriyet gibi ticari kitle gazetesinin marjinal gazeteler gibi belirli ideolojik angajmana ve kültürel sermayeye sahip ‘misyon' gazetesine dönüştürülmesidir.

Ä°stanbul’da Pazar günü düzenlenen "Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses" mitingi Türkiye’de toplumun ortak bilincini ve duyarlılığını göstermesi açısından mihenk taşı oldu. CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan ve BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’nun konuÅŸmalarında öne çıkan vurgu da Türkiye’de yaÅŸayan insanların tümünü kucaklayan bir coÅŸkudaydı. Bu mitingde olduÄŸu gibi medyanın da teröre karşı ortak bir tasavvur geliÅŸtirmesi gerekiyor. Çünkü son dönemde yaÅŸanan terör saldırılarının aktarılmasında medyanın azımsanmayacak bir kısmının sırf ideolojileri uÄŸruna taraflı yayın yaptığı görülüyor. Bu medya grupları, sırf AK Parti ile aynı ideolojiye sahip olmadıklarını düÅŸündükleri için onun zayıflayabilmesi adına teröre bile daha hoÅŸgörülü yaklaşılabiliyor.

Hâlbuki geliÅŸmiÅŸ demokrasilerde durum farklıdır. ABD 11 Eylül saldırılarını yaÅŸadı. Fakat olay yerine ait ceset görüntüleri veya yaralıların görüntülerini hiçbir ABD medyası yayınlamadı. Aynı ÅŸey Ä°sveç’teki çocuk cinayetleri sonrasında da yaÅŸandı. Öldürülen çocuklara ait görüntüler medyada yayınlanmadı. Terör, oksijen almasın diye böyle davrandılar. Batı’da bunun çokça örneÄŸi var. Bu biraz da medyanın ait olduÄŸu ülkeyle ve toplumla olan duygusal aidiyet iliÅŸkisiyle ilgili bir durumdur. Mesleki sorumlulukla toplumsal hassasiyetin bütünleÅŸmesiyle iliÅŸkili bir davranıştır. Maalesef Türkiye’deki medyanın temel sorunlarından birisi bu ülkenin ve bu toplumun deÄŸerleriyle barışık olmamasıdır. Geçenlerde Fransa’da bir dergiye gerçekleÅŸtirilen terör saldırısıyla ilgili Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenleri hedef gösteren gazetecilerin Türkiye’nin çocuklarını hedef alan PKK terörü karşısında ikircikli bir tutum takınmasının kökeninde, maalesef, bu bakış açısı yatmaktadır.

Ä°kincisi terör örgütü PKK yaptığı eylemleri ‘haklı’ göstermek iddiasındadır. Åžu anda Türkiye’deki bazı medya organlarının yaptığı ÅŸey de tam olarak buna denk gelir. “Bomba erken patladı” demek aslında keÅŸke vaktinde patlasaydı da asker ölseydi demenin bir baÅŸka yoludur. Veya PKK çocuk öldürdü dememek için haberin kurgulanmasında öznenin eksik bırakılması da örgütün iÅŸine yarayan bir haber dilidir. DüÅŸünsenize bir haber yapıyorsunuz ve haberin en temel öÄŸesi olan “Kim yaptı” sorusunu cevaplamadan o haberi bitiriyorsunuz. Siirt’te ÅŸehit edilen 8 asker için de mesela Cumhuriyet gazetesi sürmanÅŸetten haber yapmıştı ve okuduÄŸunuzda sanki askerlerin kendi kendilerine öldüklerine dair bir durum çıkıyordu ortaya. Fakat saldırıyı PKK yapmıştı ve sorumluluÄŸunu da üstlendi. Ä°ÅŸte böyle öznesi olmayan haberler aracılığıyla terör örgütü en azından toplumun belirli kesimleri nezdinde sempatik kılınmaya çalışılıyor. Terör örgütünü yeni saldırılar yapmaya teÅŸvik eden bir baÅŸka nokta ise saldırılar sonrasında bazı medya gruplarının PKK’yi deÄŸil Hükümeti ve CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan’ı eleÅŸtirmekte ısrar etmesidir. Yaptığı saldırılardan dolayı sorumlu tutulmayan bir örgütünün cinayetlerini durduracağını düÅŸünmek elbette zordur. Bu yüzden medya bütün yönleriyle terör örgütüne odaklanmalı ve terörün kökenlerini sorgulamalıdır.

Hürriyet gazetesi internet sitesi tarafından servis edilen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a atfen üretilen ‘DaÄŸlıca’ haberinin baÄŸlamını böyle düÅŸünmek gerekir. Gazetecilik yapmak yerine, yapılan konuÅŸmadan ifade cımbızlayan ve doÄŸru olup olmadığına bakılmaksızın onun etrafında yeni bir propaganda üretme kurnazlığındaki bir gazetecilik türü bu. Nasıl olsa çokça alıcısı var. Bu yüzden yapanın da yanına kar kalıyor ve kendi çevresinde sorgulanmıyor. Belki de alkışlanıyor. Heyecan uyandırıyor. KiÅŸisel ve kurumsal çıkarlar gazeteciliÄŸin ve gazetecilik etiÄŸinin önüne geçmiÅŸ durumda. Burada ilginç olan Hürriyet gibi ticari kitle gazetesinin marjinal gazeteler gibi belirli ideolojik angajmana ve kültürel sermayeye sahip ‘misyon’ gazetesine dönüÅŸtürülmesidir. Hürriyet’in de bu durumu sorgulaması mantıklı görünüyor.

Pazar günü Ä°stanbul’da teröre karşı düzenlenen miting bu anlamda yeni bir baÅŸlangıç oluÅŸturabilir. Miting, medya gruplarının teröre karşı toplumla ortak hareket edecek ÅŸekilde daha duyarlı bir genel yayın politikası oluÅŸturmasına katkı sunabilir.

[Milat, 22 Eylül 2015]