SETA > Yorum |
Terör Örgütlerinin Üniversitelerde İşi Ne

Terör Örgütlerinin Üniversitelerde İşi Ne?

Dünden bugüne üniversitelerden adam devşiren terör örgütleri "üniversitelerin dokunulmazlığı" ve "özerkliği" mitlerinden ziyadesiyle istifade ediyorlar. "Üniversite özerkliği" kalkanının ardına sığınıp "kurtarılmış adalar" oluşturuyorlar.

Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenler bir kez daha terör silahıyla karşımızdalar. Bu kirli aracı devreye sokma giriÅŸimleri onlarca kez devletin ilgili birimlerince engellendi. Defalarca iÅŸ üstünde yakalandılar.

Bu kez, Ä°stanbul Vezneciler'de bomba patlatmayı baÅŸardılar. Ramazan'ın ikinci gününde, 7'si polis 11 vatandaşımızı katlettiler. Mekânları cennet olsun. Onlarca yaralı var, Allah onlara da acil ÅŸifalar versin.

Üniversite yıllarımın, ömrümün beÅŸ yılının geçtiÄŸi yerde oldu bu elim hadise. Saldırının meydana geldiÄŸi yerin hemen yanı başındaki üniversitede, Ä°stanbul Üniversitesi'nde okudum.

Ä°yi hatırlıyorum, üniversitede okurken etrafta pek çok fanatik, devrimci ÅŸiddeti savunan, kendisine ilerici diyen birçok yobaz vardı. Hiç çekinmeden PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerine üye topluyorlardı. Bu sadece Ä°stanbul Üniversitesi'ne has bir durum da deÄŸildi. Özellikle büyük kentlerdeki üniversiteler böylesi bir negatif sosyalleÅŸmeye ev sahipliÄŸi yapıyordu.

Türkiye o günden bugüne çok deÄŸiÅŸti, birçok alanda bu deÄŸiÅŸimi iliklerimize kadar hissettik. Fakat üniversitelerin "devrimci ÅŸiddet üretme potansiyelleri" ne yazık ki azalmadı.

Gerçekten de "deÄŸiÅŸen Türkiye ile birlikte üniversiteler bu kirli operasyonların yuvası olmaktan kurtuldu" demeyi çok isterdim. Fakat bu mümkün deÄŸil.

Ne yazık ki bugün üniversiteler terör örgütlerinin insan malzemelerini devÅŸirdikleri en önemli av sahası konumunda.

Dünden bugüne üniversitelerden adam devÅŸiren terör örgütleri "üniversitelerin dokunulmazlığı" ve "özerkliÄŸi" mitlerinden ziyadesiyle istifade ediyorlar. "Üniversite özerkliÄŸi" kalkanının ardına sığınıp "kurtarılmış adalar" oluÅŸturuyorlar.

Mesele sadece buradaki devamlılık da deÄŸil. En önemli sorun, zarar potansiyelinin çok ciddi ÅŸekilde artmış olması

Bugün, ister öÄŸrenci olsun, ister hoca üniversitelerde terör örgütlerine üye toplayanlar ve devrimci ÅŸiddeti meÅŸrulaÅŸtıranlar geçmiÅŸtekinden çok daha büyük zarar veriyorlar.

Bunun biri maddi, diÄŸeri ahlaki olmak üzere iki nedeni var. Silah teknolojilerinde yaÅŸanan yenilikler terör saldırılarının zarar kapasitesini artırmış durumda.

Ä°kincisi intihar saldırılarını ana saldırı stratejisi olarak gören, sivil kayıplarını umursamayan ve hatta sivil ölümlerini teÅŸvik eden bir terör modası baÅŸ göstermiÅŸ vaziyette.

Üniversiteler, terör örgütleri için bir endoktrinasyon, adam avlama, etkileÅŸme ve gizlenme mekânı olamaz. Olmamalı.

Bu noktada üniversite yöneticilerine çok ÅŸey düÅŸüyor. Proaktif davranmaları, sahadaki sirkülasyonun bütün açılardan fotoÄŸrafını çekip çözüm yollarını saptamaları ÅŸart.

Bunu tam da bilimsel özgürlük ve kalite adına yapmaları gerekiyor. Üç beÅŸ yobazın üreteceÄŸi mahalle baskısından korkarak adım atmamak yarına çok daha büyük sorunlar bırakmak anlamına gelir.

Zaman zaman duyuyorum. Kendisine baÅŸarı kriteri olarak "polisi üniversiteye sokmamayı" gören rektörler var. Sanki Ä°zlanda'da rektörlük yapıyorlar.

Karşımızda ise her fırsatı deÄŸerlendirmeye çalışan bir ÅŸer ÅŸebekesi var. Hep birlikte, yaÅŸanan bu acı olayı nasıl manipüle etmeye kalktıklarını gördük.

7 Haziran 1 Kasım arasındaki özgüvenlerinden eser yoktu kuÅŸkusuz. Fakat yine de hedef saptırmak için ellerinden geleni yaptılar.

Bu saldırıyı CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın "gündem deÄŸiÅŸtirme çabası" olarak gösterdiler.

Gündem ne mi? Kendi uydurdukları ve çarçabuk inandıkları saçma sapan bir hikâyenin adı...

[Sabah, 8 Haziran 2016]