SETA > Yorum |
Statükoyu Geri Çağırmak

Statükoyu Geri Çağırmak

Türkiye siyasal yaşamında statüko seçilmiş iktidarlarca temsil edilmedi. Aksine onları belirli davranış kalıpları içinde hareket etmeye zorladı, çerçevelemeye çalıştı.

Türkiye siyasal hayatında statükonun, bir baÅŸka deyiÅŸle müesses nizamın iki düzlemi vardı. Biri doktriner düzlem, diÄŸeri ise kurumsal düzlem.

Statükonun doktriner düzleminde Kemalizm vardı.

Kurumsal düzleminde ise ordu, yargı, medya, üniversite ve sermaye yer alıyordu.

Statükonun ana aktörlerini "devlet seçkinleri", "atanmış burjuvazi", "medya" ve "imtiyazlı entelijansiya" oluÅŸturuyordu.

Hatırlar mısınız, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, 30 Mart Yerel Seçimleri'nin ardından yaptığı balkon konuÅŸmasında "Statüko bugün çok büyük bir darbe almıştır" demiÅŸti. Yaklaşık 12 yıldır iktidarda olan bir partinin genel baÅŸkanı ve baÅŸbakan olarak sarf etmiÅŸti bu sözleri.

Zira Türkiye siyasal yaÅŸamında statüko seçilmiÅŸ iktidarlarca temsil edilmedi. Aksine onları belirli davranış kalıpları içinde hareket etmeye zorladı, çerçevelemeye çalıştı.

***

2000 sonrasında yaÅŸanan geliÅŸmelerle statüko ciddi bir mevzi kaybetti. Kemalizm eleÅŸtirileri had safhaya ulaÅŸtı.

1930'ların siyasal kültürü acı bir hatıra olarak dillendirilmeye baÅŸlandı. Devlet seçkinleri, siyasal seçkinler karşısında geriledi, geriletildi.

Sistem buna uygun biçimde yeniden dizayn edilmeye çalışıldı. Ordu ve yargı elindeki "Kemalizm" aparatını kullanarak bu sürece direnmek için çok yoÄŸun çaba sarf etti. Siyasete yönelik birçok illegal müdahalede bulundu, Türkiye demokrasisine ciddi darbeler vuruldu. Fakat gün sonunda baÅŸarılı olunamadı, bürokratik oligarÅŸi iktidarını yitirdi.

Bununla birlikte, Türkiye'de statükocu güçlerin tümünün mevzi kaybettiÄŸini de söyleyemeyiz. Bu durum, Türkiye siyasal yaÅŸamında yeni bir statükonun ortaya çıkmasına engel teÅŸkil ediyor.

O nedenle AK Parti, statüko karşısında deÄŸiÅŸimi savunan aktör olarak siyaset etme lüksünü sürdürebiliyor.

***

Çok deÄŸil, bundan beÅŸ yıl önce statükoyu en önde temsil eden bürokratik oligarÅŸi yerini, statükocu partilere, medya organlarına, imtiyazlı entelijansiyaya ve geleneksel Türk burjuvazisine bırakmış durumda.

Bugün muhalefet partileri, AK Partiyi müesses nizamın temsilcisi olarak takdim edip deÄŸiÅŸim vaadinde bulunuyor.

Buna karşın AK Parti, kendisini eski Türkiye düzeni yerine yeni bir Türkiye düzeni kurmaya çalışan bir aktör olarak yansıtıyor.

***

Muhalefet partilerinin, CHP, MHP ve HDP'nin açmazı tam da bu noktada açığa çıkıyor. Zira AK Parti, "deÄŸiÅŸim vaadi ve programı" ile adım atarken, onlar sürekli olarak bu adımlara engel olmaya çalışıyor.

Kamuoyu, iktidarı "deÄŸiÅŸim yanlısı", muhalefeti ise "statükocu" olarak algılıyor.

Bu algıyı temellendirmek noktasında muhalefet partilerinin son 13 yılda oldukça tutarlı bir çizgi izlediklerini de belirtmemiz gerekir.

Bürokratik oligarÅŸi, medya güçleri, geleneksel burjuvazi ve eski Türkiye entelijansiyasıyla daima somut ittifaklar kurdular. Eski Türkiye'nin korku ve mitleri etrafında üretilen siyasal söylemler, onları "statükocu" pozisyona daha fazla mahkûm etti.

***

Bugün ne CHP, ne MHP ne de HDP gerçek bir deÄŸiÅŸim gündemine sahip.
Değişimden anladıkları AK Parti'yi iktidarından etmek.

Bu süreçte, eski Türkiye güçleriyle ve söylemleriyle kurdukları ittifakların onları nasıl statükocu bir pozisyona ittiÄŸi hakkındaysa söyleyebildikleri hiçbir ÅŸey yok.

Muhalefet partilerinin farklı düzlem ve içeriklerde kendilerinden medet umdukları Gezi muhalefeti ve Paralel Yapı, onların statükocu pozisyonunu daha da derinleÅŸtirdi.
"AK Parti'yi iktidarından etmek" ana hedef halini aldı. Ulusalcıların 2000'lerin ortalarında dillendirdiÄŸi söylemler birebir bu dönemde yeniden üretilmeye baÅŸlandı.

Bu süreçten PKK vesayeti altında siyaset yapan ve Pan-Kürdist bir ideolojinin yön verdiÄŸi HDP de kendisini ayrıştıramadı. Aksine CHP ile statükoculuk yarışına girdi.

Ve geldiÄŸimiz noktada muhalefet partileri, Türkiye'nin iÅŸlevini yitirmiÅŸ statükosunu geri getirmek gibi bir hedef etrafında birleÅŸmiÅŸ oldular.

[Sabah, 20 Nisan 2015]