Daha üzerinden iki yıl bile geçmedi. 
Bu adam Cumhurbaşkanlığına aday oldu.
Güya bütün Türkiye'nin CumhurbaÅŸkanı olacaktı.
Herkesin oyuna talipti.
Sonrası malum.
Terör örgütünün yancısı olarak çıktı piyasaya.
Daha doÄŸrusu ÅŸartlar, o yancılık vazifesini gizli saklı yapma imkânı vermedi ona.
Sadece PKK için deÄŸil, Suriye kolu YPG için de çalıştı.
Destek için Rusya'ya bile gitti.
Terör örgütünü "halk hareketi" diye göstermek için Batı baÅŸkentlerinde gezdi.
Devletin terörle mücadelesini zaafa uÄŸratmak için her ÅŸeyi yaptı.
Defalarca halkı isyana çağırdı.
Sivil halkı korumak için yürürlüÄŸe konan sokaÄŸa çıkma yasaklarını delmek, köÅŸeye sıkışan teröristleri devletin elinden almak için uÄŸraÅŸtı.
Sonra da dönüp, "biz Meclis'te halkı temsil ediyoruz" dedi.
Barıştan, demokrasiden, sivil siyasetten bahsetti.
Yapıp ettiklerini kamufle etmeye çalıştı.
Åžimdi bu beyefendi giymiÅŸ deri ceketini geçmiÅŸ Cumhuriyet'in karşısına.
Muhabir ortalamış, o kaleye vurmuş.
Kale boÅŸmuÅŸ, tribün yokmuÅŸ, maç tatil edilmiÅŸ mühim deÄŸil.
"Alternatif parlamento" kurmaktan söz etmiÅŸ.
Mücadelenin bitmediÄŸinden bahsetmiÅŸ.
Kendince buna delil getirmiÅŸ.
"60-70 kuÅŸağının devrim hayalleri"nin halen sürdüÄŸünü söylemiÅŸ.
"Kürtlerin gönlünde bir daha Türk devleti ile aidiyet iliÅŸkisi kurulamayacağı"na hükmetmiÅŸ.
Adama sorarlar, "sen kimsin ki Kürtler adına konuÅŸuyorsun" diye.
Neyse ki, o hiç utanmadan Kürtler adına konuÅŸtukça, Kürtler de hiç usanmadan ona mesafe koyuyor.

FRANSA GÜZELLEMELERÄ°

Fransa'daki olayları yakından takip ediyoruz.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın belirttiÄŸi üzere, "büyük bir endiÅŸeyle" hem de.
Paris'teki protestoları ve polisin kullandığı "orantısız şiddet"i yakından izliyoruz.
Fakat bu süreçte bir ifade dikkatimi çekiyor.
Hemen herkes söze "demokrasinin beÅŸiÄŸi, düÅŸünce ve ifade özgürlüÄŸünün vatanı Fransa" diye baÅŸlıyor.
Haliyle verilen mesaj da "bu fotoÄŸraf Fransa'ya yakışmıyor" oluyor.
Fransa hiçbir zaman "özgürlüÄŸün, hele hele ifade özgürlüÄŸünün vatanı" olmadı.
Tarihinde ifadeleri dolayısıyla birçok yazar yargılandı ve mahkûm oldu.
Bugünkü ayrımcı ve dışlayıcı politikaları hatırıma bile getirmeden söylüyorum bunu.
Bırakalım da Fransa, kendi kamu diplomasisini kendisi yapsın.
Biz endiÅŸe duyalım onlar için, üzülelim, muhabir gönderelim, imza toplayalım...

[Sabah, 1Haziran 2016]