SETA > Yorum |
Obsesif Düşmanlıktan Terör Yandaşlığına

Obsesif Düşmanlıktan Terör Yandaşlığına

DAEŞ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "tağut" demişken, mezkur obsesifler ittifakını DAEŞ terörünü savunurken görürseniz şaşırmayın.

OrtadoÄŸu'da özellikle de Suriye'de bir süredir çok tehlikeli bir terörle iç içe girmiÅŸlik durumu var. Ä°ç içe girmiÅŸlikten kasıt bütün sözlüklerde terör kelimesine karşılık gelen eylemlerin failleri, başımıza vura vura sözlüklerimize "terör" kelimesini sokanlar tarafından ya görmezden geliniyor ya da meÅŸrulaÅŸtırılıyor, hatta bazı örneklerde gördüÄŸümüz gibi kutsanıyor. Kimyasal silah kullanımının meÅŸrulaÅŸması gibi tehlikeli bir yaklaşım bu. Kimyasal silah kullanımına karşı üç maymunu oynamak nasıl uluslararası toplum ve dünya barışı için büyük bir tehlikeyse, terörü meÅŸrulaÅŸtırmak ve kutsamak da en az o kadar tehlikeli bir yaklaşım.

Biraz açayım. En son Duma'da pazar yerine yaptığı saldırıda hayatını kaybeden onlarca masum sivilden, DoÄŸu Guta'da kimyasal saldırıda hayatını kaybetmiÅŸ yüzlerce masum sivile kadar, Esed rejimi son beÅŸ senedir Suriyelileri terörize ediyor. Terör kavramını örneklendiriyor, teröristlerin ufuklarını geniÅŸletiyor. Fakat uluslararası toplumun son beÅŸ senedir Esed terörüne göstermelik tepkileri dışında sessiz kalması, bir taraftan masum sivillerin hayatını kaybetmesine sebep olurken diÄŸer taraftan da "terör yeterince kullanılırsa amaca ulaÅŸtırabilir" fikrini Esed benzeri diktatoryal rejimlere ve terör örgütlerinin zihinlerine yerleÅŸtiriyor. DAEÅž terörü ilhamını Esed teröründen alıyor ve PKK gibi diÄŸer terör örgütlerine de ilham veriyor. Yani uluslararası toplum bir terör odağına gösterdiÄŸi "hoÅŸgörüyle" diÄŸer terör odaklarını cesaretlendiriyor.

Åžu an PKK konusunda yaÅŸanan tam da bu. Bir taraftan dışarıda bazı ülkeler eliyle diÄŸer taraftan da Türkiye içerisinde hükümet düÅŸmanlığı ortak paydasında buluÅŸan çevreler eliyle PKK terörü, normalleÅŸtirilmeye, meÅŸrulaÅŸtırılmaya hatta pazarlanmaya çalışılıyor. ÖrneÄŸin, Almanya gibi bir AB ülkesi açık bir ÅŸekilde Türkiye'nin PKK'ya karşı operasyonlarından duyduÄŸu rahatsızlığı dillendirebiliyor. Veya yanlış ellere gider diye Suriye muhalefetine silah ambargoları koydurtan ABD, yanlış ellere yani çatı örgüt PKK'ya gideceÄŸini bile bile YPG'ye ağır silahlar verebiliyor. Batı basını PKK'lı kadın militanları kutsayabiliyor, çocuk militanları es geçebiliyor. PKK'nın propagandasına ve terörünü meÅŸrulaÅŸtırmasına su taşıyabiliyor. Konu PKK olunca, radikal ideolojileri, intihar saldırıları, Kürtler de dâhil olmak üzere bölge halklarına baskıları, sivil katliamları görmezden gelinebiliyor. DAEÅž'i terörist yapan tüm özellikleri taşıyan PKK'nın beÅŸinci sınıf ırkçı söylemi, Batı'nın gazete sütunlarında kendisine rahatlıkla yer bulabiliyor.

Ä°çeride ise CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a düÅŸmanlıklarını, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'na öfkelerini ve AK Parti iktidarına hınçlarını artık kabak tadı veren bir obsesyona (takıntıya) çevirmiÅŸ obsesifler ittifakı, PKK'yla duygusal empati kurup, PKK terörüne raÄŸmen hükümetin karşısında terör örgütünün yanında saf tutabiliyor. PKK'nın saldırılarını neredeyse meÅŸru müdafaa kılıfına sokan ana akım medya yazarlarından, PKK terörünü AK Parti iktidarına baÄŸlayan paralel kalemlere kadar, terörle ucu tüm Türkiye'ye dokunacak tehlikeli bir saf tutma halindeler.

Bu ihanetin son aÅŸaması muhtemelen Türkiye'ye karşı DAEÅž'i desteklemeleri olacak. DAEÅž, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a "taÄŸut" demiÅŸken, mezkur obsesifler ittifakını DAEÅž terörünü savunurken görürseniz ÅŸaşırmayın.

[AkÅŸam, 21 AÄŸustos 2015]